5.11. TCK 220_6: Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşlemek
5.11. TCK 220/6: Örgüte Üye Olmamakla Birlikte Örgüt Adına Suç İşlemek
TCK'nın 220/6. maddesinde "(Değişik fıkra: 02/07/2012-6352 S.K./85.md.) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. (Ek cümle: 11/04/2013-6459 S.K./11. md) Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır." hükmü mevcuttur.
Maddenin gerekçesine göre örgüte hâkim olan hiyerarşik ilişki içinde olmamakla beraber, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyesi olarak kabul edilmesi ve bu nedenle de sorumlu tutulması gerekir.
Yasa koyucu silahlı örgütlere yardımı ayrı bir suç olarak düzenlememiş genel örgüt suçlarına ilişkin maddeye (TCK 220) atıf yapmıştır (TCK 314/3). Bunun yanı sıra 315'de silah sağlama başlığıyla özel bir hâlini düzenlemiştir.
TCK'nın 220/6'ncı maddesinde "...Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi.." şeklindeki düzenlemesi ile örgüt adına suç işleyen herhangi bir kimsenin suçun faili olabileceğini belirtmiştir. Suçun faili Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olabileceği gibi yabancı ülke vatandaşı da olabilir. Madde herhangi bir ayırım yapmamıştır.
Uygulamada bu suç daha çok terör örgütlerinin çağrısı üzerine düzenlenen yasa dışı gösterilerde suç işlenmesi hâlinde oluşmaktadır.
Örgütün genel çağrısı, örgüte ait yayın organlarının yayınları ve çağrıları ile somutlaşmış olduğunda, bu çağrının belirli bir kişiye yapılmış olmasına gerek bulunmamaktadır. Örgütün bilgisi ve istemi doğrultusunda gerçekleştiren eylemlerin, örgüt adına gerçekleştiği sabit kabul edilmekte ve fail örgüt üyesi olmamakla birlikte çağrıya uyarak suç işlemişse örgüt üyesi olarak cezalandırılmaktadır. Failin örgütün çağrısı üzerine veya örgüte girme amacında olması nedeniyle katılım iradesini göstermek amacıyla suç işlemiş olması açısından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Önemli olan suçun örgüt adına işlenmesidir. Örgüt adına gerçekleştirilen bu eylemlere katılan failin eylemi diğer suçların yanında 5237 sayılı TCY'nin 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesine de aykırılık oluşturur.
Silahlı örgütler açısından uygulanabilen bu hükmü düzenleyen kanun koyucunun amacının, örgütün organik yapısına katılmayan dışarıdan kişilerin, her ne şekilde olursa olsun, örgütün hayatta kalmasına veya güçlenmesine katkı sağlayacak biçimde örgüt adına suç işlemesini önlemek olduğu söylenebilir.
Örgüt adına suç işlenmesinden bahsedilebilmesi için suçun örgütün bilgisi ve isteği doğrultusunda işlenmesi gerekir. Örneğin suç örgütleri bünyelerine eleman katmadan önce bu kişilerin yeteneklerini, niteliklerini, güvenilirliklerini, sadakatlerini, kararlılıklarını denemek için kişiyi bir takım testlere tabi tutmak isteyebilir ve belirli suçları işlemesini isteyebilirler.
Ancak dikkat etmek gerekir ki, örgüt adına suç işleyen kişiyi örgüt üyesi olarak cezalandırabilmek için bu kişinin söz konusu suçu fail olarak işlemesi gerekir. Buna karşılık bu kişi söz konusu suçta fail değil de, azmettiren ya da yardım eden konumundaysa bu kişileri örgüt üyesi olarak cezalandırmak mümkün değildir.
TCK'nın 220/6. maddesinde 02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanunla bir düzenleme yapılmış ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişilere verilecek cezanın yarısına kadar indirilebileceği öngörülmüştür.
Yargıtay'ın bu suça ilişkin verdiği bazı kararlar şöyledir:
"220. maddenin 6. fıkrasında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı" cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı gerekçesinde; "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCY'nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiş, gösterdiği vahamet dikkate alınarak, yardım fiilleri ör-gütün niteliğine göre anılan Yasanın 220 ile 314. maddeleri kapsamında yaptırıma bağlanmıştır". (Yargıtay CGK., T. 4.3.2008, E. 2007/9-282 K. 2008/44)
"Sanığın silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen korsan gösteriye katılmak, göstericilerin önünde yer alıp, bizzat polise taş atmak, "Yaşasın başkan..", "TC'nin... yıldıramaz bizleri" şeklinde sloganlar atmak, polislere taş atan grup içinde yer almak suretiyle; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği.." (Yargıtay 9. CD., 2.4.2007, 2007/2182 E, 2007/2728 K.)
"Sanığın .silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda okul binasına molotof kokteyl atma şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK'nın 314/3, 220/6 ve 314/2'ci maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerekirken.." (Yargıtay 9. CD. 04.04.2012, 2012/742 E, 2012/4589 K.)
"Sanığın, PKK terör örgütünün internet sitelerinden yaptığı çağrılara uygun olarak 30.03.2009 - 02.04.2009 tarihlerinde sivil itaatsizlik (serhildan) eylemleri kapsamında Ağrı ilinde düzenlenen ve örgütün propagandasına dönüştürülen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak güvenlik güçlerinin ihtar ve zor kullanmalarına rağmen dağılmayıp cebir kullandığı,. eylemleri nedeniyle . görevi yaptırmamak için direnme ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından mahkumiyeti yerine..." , (9. C.D, 18.04.2013 tarih Esas No: 2011/2412-Karar No: 2013/6246)
Öğretide 3713 sayılı yasada değişiklik yapan 5532 sayılı yasanın gerekçesi üzerine kamuoyunda suçların kapsamının geniş olduğu eleştirileri üzerine tasarının
değiştirilmiş olması ve yasanın genel gerekçesi de dikkate alındığında terör suçları bakımından örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen failin örgüt üyesi gibi cezalandırılabilmesi için işlemiş olduğu suçun 3713 sayılı yasanın 4. maddesinde sayılan suçlardan olması gerektiği ileri sürülmüştür. Bu görüşe göre işlenen suçun örgütün amacı doğrultusunda yaptığı çağrı üzerine işlenmesi gerekir. Terör amacıyla işlenebilen suçlar da yasa da tek tek sayıldığına göre bu sayılan suçların dışındaki suçların terör amacıyla veya terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenebileceğinin kabulü mümkün değildir. Bu nedenle de terör amacıyla veya terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenemeyecek bir suç işleyen failin terör örgütü üyesi gibi cezalandırılması mümkün değildir.
Ancak Yargıtay aksi görüştedir. Örneğin 2911 sayılı yasanın 32/1 maddesi kapsamında suç işleyen birisinin örgüt çağrıları nedeniyle bu eyleme katılarak suç işlediği kabul edilerek TCK 220/6 ve 314/3 delaletiyle 314/2. maddesi kapsamında cezalandırılması gerekmektedir. Oysa 2911 sayılı yasanın 32/1. maddesi 3713 sayılı yasanın 3. ve 4. maddeleri kapsamında bir suç değildir.
TCK'nın 220/6. maddesinde düzenlenen suçta örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin örgüt üyesi gibi cezalandırılabilmesi için öncelikle bir örgütün bulunduğu tespit edilmelidir. Kişinin örgüt üyesi olmadığı belirlendikten sonra örgütün talimatı ve bilgisi dâhilinde suç teşkil eden bir eylemi gerçekleştirmesi hâlinde örgüt adına suç işlemek suçundan cezalandırılması gerekir.
6459 sayılı Kanunun 11. maddesi ile TCK'nın 220/6. maddesine eklenen cümle ile sadece silahlı örgütler adına suç işlenebileceği kabul edilmiştir.
TCK m.220/6, son cümlesine göre bu suç bakımından örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
Terör örgütüne üye olma ile örgüt adına suç isleme farklıdır.
TCK'nın 220/6. maddesinin tatbiki bakımından örgüt adına işlenen suçun maddi nitelikte olmasına gerek yoktur: "TCK'nın 314/3, 220/6 ve suç ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüt adına suç işleme bakımından suçun maddi nitelikte olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken..", (9. C.D, 25.04.2013 tarih ve Esas No: 2011/1671-Karar No: 2013/6363)
Terör örgütüne yardım suçu, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan ayrı bir suçtur.
Örgüt üyeliği suçunun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetler aranmasına rağmen örgüt adına suç işlemek suretiyle örgüte üye olmak suçunda bu unsurlar aranmamakta, örgüt adına tek bir suç işlenmesi yeterli sayılmaktadır:
".Sanıkların silahlı terör örgütü ile organik bağ kurdukları ve bu suretle örgüt üyesi oldukları yolunda dosyaya yansıyan bilgi ve belge bulunmamakla birlikte terör örgütünün amacı doğrultusunda kalaşnikof marka silahla ateş edebilecek biçimde uzaktan kumandalı düzenek hazırlamaları ve sanık S.K'nın el yapımı boru tipi bombayı zarar oluşturmayacak şekilde patlatmak şeklindeki eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçunu oluşturacağı, haklarında TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden...", (9.C.D, 18.04.2012 tarih, Esas No: 2010/9286-Karar No: 2012/5270).
5237 sayılı TCY'nin, 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" hükmüne yer verilip örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin 6. fıkrasında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı" cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan düzenlemenin konuluş amacı gerekçesinde; "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." şeklinde açıklanmış, düzenlenen maddede, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiştir
Madde 220/6'nın tatbiki için örgüt adına işlenen eylemden suç duyurusunda bulunulması yetmez, dava açılıp cezalandırılmalıdır: "Sanığın lastik ve çöp bidonlarını yakmak suretiyle yol kapama, terör örgütü ve elebaşısı lehine sloganlar atma, kamu ve özel binalar ile araçlarına zarar verme ve kolluk kuvveti mensuplarını yaralama eylemlerini gerçekleştiren grup içinde yer alması nedeniyle, 2911 sayılı Kanuna muhâlefet suçundan dava açılmasının temini sağlanarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden...", (9.C.D, 09.03.2011, Esas No: 2009/4818-Karar No: 2011/1644).
Sanığın 220/6 hükmünden sorumlu tutulabilmesi için eylemin örgüt adına işlendiğinin ispatı gerekir: "Sanık A.K'nin mağdurlar K.Y. ve H.D'ye sanıklar K.Ç. ve A.A'nın mağdur K.Y'ye karşı gerçekleştirdikleri yağmaya teşebbüs suçunu, örgütün korkutucu gücünü kullanarak ancak, kendilerine yarar sağlamak için işledikleri, kendilerine
verilen örgüte ait vergilendirme makbuzlarını uzun süre muhataplarına vermedikleri ancak daha sonra borçlarını ödemek için bundan istifade etmek amacıyla telefonla ve mesajla tehdit yoluyla para istedikleri, sanıkların örgütle iritbatlı olarak veya örgüte yarar sağlamak için suçu işlediklerine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmakla..", (9.C.D, 30.10.2009 tarih, Esas No: 2009/14098-Karar No: 2009/10864).
Sanığın örgütün çağrısı üzerine hareket ederek eylemini gerçekleştirdiğinin kabulü için eylemin örgüt çağrısı ile yapıldığına dair deliller dosyaya konmalıdır: "Sanığın, silahlı terör örgütü adına suç işlediğinin ortaya konulması bakımından kabule dayanak alınan ve emniyet müdürlüğünün fezlekesinde yer alan eylem çağrılarına ilişkin yayınların araştırılarak onaylı bir suretinin dosyaya konulması gerektiğinin gözetilmemesi..", (9.C.D, 13.06.2012 tarih, Esas No: 2012/4213-Karar No: 2012/7642)
Terör örgütünün çağrısı üzerine yapılan gösteriye legal kuruluşların çağrısının da bulunması, terör örgütü adına suç işlenmediğini göstermez: "Örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin çağrıları ile uyumlu olarak sanığın 27.12.2009 tarihinde Batman ilinde katıldığı ve terör örgütünün propagandasını yaptığı yasadışı hâle gelmiş gösteri için legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının tek başına eylemin örgüt adına işlenmediği şeklindeki yoruma dayanak yapılamayacağı, kabul edilen eylemin örgütsel çağrılarla birleşen nitelik ve işleniş şekli ile Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 tarih ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararı karşısında; eylemin örgüt adına işlendiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden..", (9. C.D, 10.04.2013 tarih ve Esas No: 2011/12287-Karar No: 2013/5518).
Örgüt adına işlenen suçtan açılan davalar, örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını, kanıtını ve alt yapısını oluşturması nedeniyle, örgüt adına suç işleme ile birlikte görülmelidir: "Sanıklar M.E.Ş., R.A. ve H.K. hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümle ilgili olarak yapılan incelemede; Örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını, kanıtını ve alt yapısını oluşturması nedeniyle sanıklar hakkında 2911 sayılı Kanununa aykırılık suçundan açılan davalarla ilgili dosyalar getirtilip, incelenerek gerekirse zorunlu irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesi yoluna da gidilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden..", (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5171-Karar No: 2011/9261).
TCK 58/9'a göre mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
Bu bakımdan örgüt adına suç isleyen kişi hakkında TCK 58/9 hükmü uygulanmalıdır:
"Sanığın örgütün faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirdiği kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 213. maddesine aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği hâlde hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi..", (9. C.D, 14.04.2009 tarih, Esas No: 2007/11120-Karar No: 2009/4296).
2911 sayılı kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak direnme suçunu veya katıldıkları toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında propaganda suçunu işleyen çocuklar hakkında bu suçlara bağlı olarak ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2'nci maddesinin ikinci fıkrası gereği örgüt adına suç işlemeye ilişkin 220/6. madde hükmü uygulanmaz:
"Suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanıkların terör örgütünün eylem çağrısı doğrultusunda yasa dışı gösteriye katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işledikleri anlaşılmışsa da, terör örgütü adına işlenen suçun tarihi de dikkate alınarak hükümden sonra 25.07.2010 tarih ve 27652 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun
3. maddesiyle eklenen 2911 sayılı Kanunun 34/A maddesinde yer alan "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak direnme suçunu veya katıldıkları toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında propaganda suçunu işleyen çocuklar hakkında bu suçlara bağlı olarak ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme karşısında...", (9. C.D, 19.12.2012 tarih ve Esas No:2010/16577-Karar No: 2012/15349).
TMK 7/4 uyarınca şu fiilleri işleyen kişiler, ayrıca TCK 220/6 uyarınca cezalandırılmayacaklardır:
• TMK 6/2: Terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösteren veya öven ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik eden bildiri veya açıklamalarını basanlar veya yayınlayanlar,
• TMK 7/2: Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapanlar,
• 2911 sy 28/1: Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar hakkında.