27 Yargıtay Kararları
YARGITAY KARARLARI
İçerikte Yer Alan Yargıtay Kararlarının Tarih-Daire-Karar Numarasına Göre Sıralanmış Geniş Metni
İçerikte Yer Alan Yargıtay Kararlarının Tarih-Daire-Karar Numarasına Göre Sıralanmış Geniş Metni
Sanıkların 2011 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü PKK mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen giyim eşyası, gübre, mutfak tüpü, dürbün, erzak ve yaşam malzemesi vermek ve temin etmek biçimindeki eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumlarının 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sanıkların lehine olan kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C. D, 22.05.2013 tarih ve Esas No: 2013/3017-Karar No: 2013/8053)
Örgüt mensubu M.Ş'nin yaptığı teşhise ilişkin tutanaklar, güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu K.S'nin kolluk ve savcılık ifadeleri, 2008 yılında Sırtköy Beldesinden yaylaya giden göçerlere ait liste, gizli tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, sanıkların 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü PKK mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen giyim eşyası, jeneratör, branda, erzak ve yaşam malzemesi temin etmek ve bunların kırsala taşınmasını sağlamak biçimindeki kanıtlanan eylemlerinin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finasmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumlarının 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra, sanıkların lehine olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/2751-Karar No: 2013/7962)
Güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu Rezan Kod M.D'nin müdafii huzurunda alınan özgür iradesine dayalı kolluk ifadesi, yaptığı teşhislere ilişkin tutanaklar, 2008 yılında Sırtköy Beldesinden Bestler Dereler bölgesine giden göçerlere ait liste ve bu listeye ekli kimlik fotokopileri ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen erzak ve yaşam malzemesi temin etmek biçiminde sübuta eren eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finasmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumunun 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/1392-Karar No: 2013/7961)
1- Sanık A.Ç. hakkında kurulan hükme yönelik yapılan incelemede,
İhbar, arama ve el koymada ele geçen seri numarası bulunan 49 adet kapalı zarfların tasnifine dair tutanaklar, seri numaralı 82 adet kapalı olmayan zarf ve tanık Ş.K'nin beyanı ile tüm dosya kapsamı göz önüne alındığında, sanığın terör örgütüne finansal destek sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek fon toplama şeklinde sübuta eren eyleminin, terör örgütüne yardım suçunu oluşturmayıp, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen tehlike ile kasta dayalı kusurunun ağırlığı da dikkate alınıp, her iki Kanuna göre teşriden hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması,
2- Sanık M.Ö. hakkında kurulan hükme ilişkin temyize gelince,
Sanık müdafinin diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak
Hüküm tarihinden sonra 16.02.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 3713 sayılı Kanunun 8. maddesini yürürlükten kaldıran 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesi hükmü karşısında sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2011/7052-Karar No: 2013/7819)
1- Güvenlik güçlerine teslim olan örgüt mensubu M.Ş'nin yaptığı teşhise ilişkin tutanak, örgüt mensubu K.S'nin kolluk ve savcılık ifadeleri ve 2008 yılında Sırtköy Beldesinden Bestler Dereler bölgesine giden göçerlere ait liste, gizli tanık beyanı ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın 2008 yılı ve öncesinde kırsalda faaliyet gösteren silahlı terör örgütü mensuplarına değeri para ile temsil edilebilen erzak ve yaşam malzemesi temin etmek ve bunların kırsala taşınmasını sağlamak biçiminde sübuta eren eyleminin, suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8/1, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6415 sayılı Kanunun 4. maddelerinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçunu oluşturacağı gözetilerek, hukuki durumunun 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve her iki Kanuna göre hükmedilecek sonuç cezalar belirlendikten sonra, lehe olan Kanunun tespiti ve uygulanmasında zorunluluk bulunması,
2- Kabule ve uygulamaya göre de,
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 20.05.2013 tarih ve Esas No: 2012/2168-Karar No: 2013/7818)
Sanık hakkında öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK'nın 220. maddesi 6. fıkra 2. cümle ile indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA,
(9. C.D, 29.04.2013 tarih, Esas No: 2013/3256-Karar No: 2013/6628)
"TCK'nın 314/3, 220/6 ve suç ve karar tarihlerinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüt adına suç işleme bakımından suçun maddi nitelikte olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı gözetilmeden, sanıkların TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmalarına karar verilmesi gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi", (9. C.D, 25.04.2013 tarih veEsas No: 2011/1671-Karar No: 2013/6363)
"Sanığın olay tarihinde saat 23:30 sıralarında Yüksekova Askerlik Şubesi yanında bulunan asker nöbet kulübesinin alt tarafına, canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı, cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip patlayıcı madde koyarak patlatmak suretiyle, nöbetçi askerler S.Y. ve Z.S'ye karşı amaç suçu işlemeye elverişli vahamet araz eder nitelikteki eylemi nedeniyle TCK'nın 302/2. maddesi yollamasıyla kasten öldürmeye teşebbüs suçundan her zaman dava açılması mümkün görülmüştür.
TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçundan mahkûmiyetlerine karar verilen sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. ONANMASINA", (9. C.D, 24.04.2013 tarih ve Esas No: 2012/4728-Karar No: 2013/6215)
Sanığın, PKK terör örgütünün internet sitelerinden yaptığı çağrılara uygun olarak 30.03.2009 - 02.04.2009 tarihlerinde sivil itaatsizlik (serhildan) eylemleri kapsamında Ağrı ilinde düzenlenen ve örgütün propagandasına dönüştürülen yasadışı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak güvenlik güçlerinin ihtar ve zor kullanmalarına rağmen dağılmayıp cebir kullandığı, maddi olgularla da doğrulanan iletişim tespit tutanakları, yakalama tutanağı ve tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup, eylemleri nedeniyle 6352 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler de nazara alınarak görevi yaptırmamak için direnme ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçlarından mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, (9. C.D, 18.04.2013 tarih Esas No: 2011/2412-Karar No: 2013/6246)
"TCK'nın 220/6 maddesi gereğince hüküm kurulurken 2. cümledeki indirim oranı uygulandıktan sonra 3713 sayılı yasanın 5. maddesinin uygulanması gerektiği", (9. CD. 16/04/2013 tarih ve 2013/2666-6015 E/K sayılı kararı)
Örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin çağrıları ile uyumlu olarak sanığın 27.12.2009 tarihinde Batman ilinde katıldığı ve terör örgütünün propagandasını yaptığı yasadışı hâle gelmiş gösteri için legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının tek başına eylemin örgüt adına işlenmediği şeklindeki yoruma dayanak yapılamayacağı, kabul edilen eylemin örgütsel çağrılarla birleşen nitelik ve işleniş şekli ile Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 tarih ve 2007/9¬282 esas, 2008/44 sayılı kararı karşısında; eylemin örgüt adına işlendiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu gözetilmeden sanığın yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarih ve Esas No: 2011/12287-Karar No: 2013/5518)
Anayasanın 138/1. maddesi hükmü, 6352 sayılı Kanunun amaç, kapsam ve gerekçesi, TCK'nın 61. maddesinde düzenlenen cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine ilişkin ölçütlerle, 3/1. maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi çerçevesinde, suçun işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araçlar, işlendiği zaman ve yer, konusunun önem ve değeri, meydana getirdiği zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın kasta dayalı kusuru, güttüğü amaç ve saik ile sübutu kabul edilen silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteriye katılarak taş atmak suretiyle görevi yaptırmamak için direnmekten ibaret eyleminin niteliği de göz önünde bulundurularak; tayin olunan cezadan TCK'nın 220. maddesinin 6. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca hukuka, vicdana, dosya kapsamına uygun ve gösterilen indirim miktarı ile orantılı makul ve makbul bir indirim yapılması gerekirken, dosya kapsamına uymayacak biçimde eylemlerin niteliğinin değerlendirilmesinde isabetsizliğe düşülerek indirim yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarih, Esas No: 2013/2676-Karar No: 2013/5488)
1- Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 8. Ahmed-i Hani Kültür Festivali'ne katılarak görevi yaptırmamak için direnme suçunu işlediği iddia ve kabul edilen sanığın, bu suçu örgüt adına işleyip işlemediğinin belirlenebilmesi açısından; terör örgütünün propagandası niteliğindeki sloganların atılması üzerine yasadışı hâle dönüşen gösteri yürüyüşüne ilişkin olarak örgütün talimat ve eylem çağrısının bulunup bulunmadığı araştırılmadan, düzenlenen festivalin örgütsel yönü ortaya konulmadan ve eylemlerin işleniş şekli ve niteliğinin de örgüt adına işlendikleri sonucuna götürmeyeceği dikkate alınmadan suçun örgüt adına işlendiği kabul edilip değerlendirmede yanılgıya düşülerek ve eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik incelemede;
Aslolan kısa kararda cezanın tayinine ilişkin tüm aşamaların eksiksiz olarak gösterilmiş olmasına rağmen, TCK'nın 265/3. maddesinin uygulanmasına ilişkin aşamanın gerekçeli kararın hüküm kısmında gösterilmemesi suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi, (9. C.D, 10.04.2013 tarihEsas No: 2013/2418-Karar No: 2013/5484)
"Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesiyle TCK'nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik karşısında sanıkların hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Karşı Oy:
Sanıkların sübutu kabul edilen eylemleri, "ticaret amacıyla Hint Keneviri yetiştirdikleri sırada yasadışı eylemlerine göz yummaları, kolaylık sağlamaları, gerektiğinde silahlı örgüt üyelerinin kırsaldaki güçlerinden yararlanmayı gözeterek özgür iradeleri ile ve hâl ve sıfatlarını bilerek PKK terör örgütüne yiyecek ve yaşam malzemesi temin etmekten ibarettir. Suç vasfına yönelik itirazları da reddeden çoğunluk görüşü ile uyuşmazlık, bu eylemin terör örgütüne yardım suçunu mu terörün/terörizmin finansmanı suçunu mu oluşturacağına ve buna bağlı olarak; bozma kararımızın gerekçesinde işaret edilecek hususlara ilişkindir.
Öncelikle, terör örgütlerine yardım etme eylemlerinin Türk Ceza Hukukundaki yerine ilişkin çerçeve ortaya konulmalıdır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu bağlamında terör örgütüne yardım aşağıdaki sistematik çerçevesinde düzenlenmiş/ gelişmiştir.
1- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK'nın 314/3, 220/7, 314/2. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüte genel nitelikte yardım suçu,
2- 01.06.2005 tarihinden itibaren yürürlükte olan TCK'nın 315. maddesinde düzenlenen silahlı örgüte silah sağlama şeklindeki yardım suçu,
3- 18.07.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun ile yeniden düzenlenen ve 16.02.2013 tarihine kadar yürürlükte kalan 3713 sayılı Kanunun 8. maddesinde yer alan ve 16.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4. maddesinde düzenlenen terörizmin finansmanı suçu.
Bu çerçeve içerisinde, terör örgütlerine silah sağlamak veya finansman sağlamak suretiyle yardım suçunun, terör örgütlerine yardım suçunun özel bir düzenleniş şekli olduğu anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığa konu terörün/terörizmin finansmanı suçu, Birleşmiş Milletler tarafından 10 Ocak 2000 tarihinde imzaya açılan, Türkiye tarafından 27 Eylül 2001 tarihinde imzalanan, 10.01.2002 tarihli ve 4738 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 01.03.2002 tarihli ve 2002/3801 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan "Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerimiz kapsamında yukarıda görüldüğü gibi önce 3713 sayılı Kanunun 8. maddesinde daha da sonra da 6415 sayılı Kanununun 4. maddesinde düzenlenmiştir.
Sanıkların eylemlerinin terörün/terörizmin finansmanı suçunu oluşturup oluşturmayacağı bakımından oluşan duraksama iki temel konuda ortaya çıkmaktadır.
1- Terör örgütlerine "yiyecek ve yaşam malzemesi sağlamak", "fon sağlamak" kapsamında mıdır, yiyecek ve yaşam malzemesi fon olarak değerlendirilebilir mi?
Fon, 3713 sayılı Kanunun 8/2. maddesinde "para veya değeri para ile temsil edilebilen her türlü mal, hak, alacak, gelir ve menfaat ile bunların birbirine dönüştürülmesinden hasıl olan menfaat ve değer" olarak, 6415 sayılı Kanunun 2/c maddesinde ise "para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belge" olarak tanımlanmıştır. "Yiyecek ve yaşam malzemesinin" kanuni tanımlardaki "değeri para ile temsil edilebilen taşınır mal", "maddi her türlü mal" olarak kabulünde zorunluluk bulunduğu ve yasa koyucunun bağımsız bir fon değerlendirmesini yargıya bırakmak yerine miktar ve benzeri sınırlandırmalar getirmeden oldukça geniş tutulmuş bir tanım yapmayı tercih ettiği görülmektedir.
Buna göre; yiyecek ve yaşam malzemelerinin bu anlamda fon sayılması gerektiği açıktır.
2- Terör örgütü mensuplarına yiyecek ve yaşam malzemesi temin etmek suretiyle sağlanan fonun, 3713 sayılı Kanunun 8/1. maddesi kapsamında "terör suçlarının işlenmesinde kullanılacağı" veya 6415 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında "3. madde kapsamında suç olarak düzenlenen fiillerin gerçekleştirilmesinde kullanılacağı" değerlendirilebilecek midir?
3713 sayılı Kanunda terör suçları, doğrudan terör suçları olarak 3. maddede, dolayısıyla terör suçları olarak da 4. maddede düzenlenmektedir.
Kabul edilen eylem, Kanunun 3. ve 4. maddelerinde düzenlenen örgütün amaçladığı suçlar ile amaç suç doğrultusundaki eylem ve faaliyetler bağlamında işlenen terör suçlarının işlenmesini sağlayıcı ve kolaylaştırıcı nitelikte bir eylemdir.
Devletin birliğini ve bütünlüğünü cebri yöntemlerle bozmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda kasten öldürme, ağır yaralama, bombalamalar gibi suçlar işleyen terör örgütü mensuplarının kırsaldaki yaşamlarını sürdürmelerini, bu yolla örgütün mevcudiyetini sağlamalarını ve eylem kapasitelerini yükseltmelerini temin eden bu tür yardımların terör suçu sayılması gerektiği hukuksal ve mantıksal bir zorunluluktur.
Bu durumda,
1- Sübutu kabul edilen eylem terörizme finansman/fon sağlamak suçunu oluşturacağından, hüküm bu nedenle suç vasfından bozulmalıdır.
2- Bozma kararında, suç ve hüküm tarihlerinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 8. maddesi ile hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren ve suçu ve yaptırımı TCK'nın 314 ve 220. maddeleri ile 3713 sayılı Kanunun 5. maddelerindeki sistematiğin dışına çıkaran 6415 sayılı Kanunun 4. maddesinin değerlendirilmesi zorunluluğuna işaret edilmelidir.
Bu gerekçelerle sayın çoğunluğa iştirak edilememiştir", (9. C.D, 25.03.2013 tarih ve Esas No: 2012/700-Karar No: 2013/4535)"
"6352 sayılı yasanın amaç kapsam ve gerekçesine göre TCK 220/6 maddesinde indirim yapılması gerektiği", (9.CD 15/03/2013 tarih ve 2013/1699¬3984 E/K sayılı kararı),
"Kabul edilen suçun niteliği ve işleniş şekli karşısında, Legal örgütlerin de aynı eyleme ilişkin eylem çağrısında bulunmasının yasa dışı örgütlerin eylem çağrısını bertaraf etmeyeceği", (9. CD. 14/03/2013 tarih ve 2013/523-3815 E/K sayılı kararı)
Sanık H.R.Ç'nin, hakkında örgüt üyesi olma suçundan verilen mahkumiyet hükmü onanan sanık Barış Karakoyun'un talimatı üzerine, silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında yapılması planlanan yasadışı gösteri eyleminde kullanılmak üzere hazırlanan 21 adet maskeyi eylemin yapılacağı yere götürmekten ibaret eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 07.03.2013 tarih, Esas No: 2012/4175-Karar No: 2013/3554)
"Örgüt üyeliğinin geçitli suçu niteliğinde olan TCK 302. maddesi uygulandığı takdirde 314/2 maddesinden ayrıca hüküm kurulmasının gerekmeyeceği" (9. CD. 06/03/2013 tarih ve 2012/11372-2369 E/K sayılı kararı)
"Örgüte üye olma ve örgüt adına suç işleme suçu temadi eden suçlardandır, hukuki ve fiili kesinti gerçekleşinceye kadar gerçekleşen eylemler tek suç sayılır", (9 CD. 26/02/2013 tarih ve 2012/11086-2868 E/K sayılı kararı)
"Silahlı terör örgütü faaliyetinde kullanılmak üzere bulundurulan 117 adet molotof kokteyli ve 3 adet el yapımı bomba TCK 315 maddesindeki suçu oluşturur" (9 CD. 20/02/2013 tarih ve 2013/23-2562 E/K sayılı kararı)
"6352 sayılı yasa ile yürürlükten kaldırılan 3713 sayılı yasanın 2/2 maddesindeki düzenleme suç tarihinde ve hâlen yürürlükte bulunan TCK 220/6 maddesinde de bulunduğundan arada herhangi bir hukuki boşluk bulunmamaktadır. Örgüt adına suç işleme suçu yönünden bir boşluk oluşmamıştır", (9. CD 11/02/2013 tarih ve 2012/3943-2065 E/K sayılı kararı).
"Silahlı terör örgütü faaliyetinde kullanılmak üzere bulundurulan 12 adet molotof kokteyli TCK 315 maddesindeki suçu oluşturur", (9 CD. 15/01/2013 tarih ve 2012/8870-663 E/K sayılı kararı)
"Önceden eylem planları yaparak örgüt adına gösteri yürüyüşlerini organize edip molotof kokteyllerini temin eden ve bu molotof kokteyllerini 3. kişilere veren sanıkların örgüt üyesi olarak kabul edilmesi gerektiği" (9 CD 10/01/2013 tarih ve 2012/6852-511 E/K sayılı kararı)
"Terör örgütü yöneticileri, örgüt üyelerine verdikleri talimatlar nedeniyle işlenen suçlarda, TCK'nın 38. maddesi değil, 37/1 maddesi gereğince sorumludur", (9 CD. 10/01/2013 tarih ve 2011/7343-514 E/K sayılı kararı)
"4 ayrı örgüt mensubunun cenaze törenine katılan sanığın örgüt üyesi olduğu kabul edilemez", (19/12/2012 tarih ve 2012/16599-15350 E/K sayılı kararı)
2- Silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelemesinde;
Tüm dosya kapsamına göre suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanıkların terör örgütünün eylem çağrısı doğrultusunda yasa dışı gösteriye katılarak terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarını işledikleri anlaşılmışsa da, terör örgütü adına işlenen suçun tarihi de dikkate alınarak hükümden sonra 25.07.2010 tarih ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6008 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 3. maddesiyle eklenen 2911 sayılı Kanunun 34/A maddesinde yer alan "kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katılarak direnme suçunu veya katıldıkları toplantı ve gösteri yürüyüşleri sırasında propaganda suçunu işleyen çocuklar hakkında bu suçlara bağlı olarak ayrıca 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2. maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme karşısında Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının reddiyle gerekçesi yanlış ancak sonucu doğru olan beraata ilişkin hükmün ONANMASINA,
3- Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanıklara yüklenen suçun tarihi, işlenme yöntemi ve temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre; hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında kaldığı ve anılan maddenin birinci fıkrasının "b" bendinde yer alan "kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir" şeklindeki düzenleme karşısında; ayrıca hükümden sonra 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Kanunun 8. maddesi ile CMK'nın 250. maddesine eklenen 4. fıkra ile yine hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 75. maddesiyle değişik 3713 sayılı Kanunun 10. maddesinin son fıkra hükmü de dikkate alınarak sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmesinin gerekmesi, (9. C.D, 19.12.2012 tarih ve Esas No:2010/16577-Karar No: 2012/15349)
"Sanıkların yakalanmadan önce bulundurdukları el bombaları ve roket atarlar nedeniyle tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçundan TCK'nın 302/2. maddesi yollamasıyla TCK'nın 174. maddesi uyarınca cezalandırılmaları için zamanaşımı içerisinde her zaman dava açılması mümkün görülmüştür.
1- Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Yaş indiriminin, TCK'nın 302/1. maddesi ile belirlenen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası üzerinden yapıldığı dikkate alındığında, TCK'nın 31/3. maddesinin ağırlaştırılmış müebbet hapis ve müebbet hapis cezası dışındaki cezalar için uygulanma imkanı bulunan son cümlesinin uygulanması suretiyle cezanın 12 yıla indirilerek eksik tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Güvenlik güçlerince yapılan arazi arama ve tarama faaliyeti sırasında kamufle edilmiş girişinden şüphe edilen ve çok katlı olup muhtelif giriş ve çıkışları bulunduğu anlaşılan mağaraya yaklaşıldığı, giriş mahâllinde dört adet şarjörü takılı ve tam dolduruşta kaleşnikof silahların fark edildiği, nöbet mahâllinde olan ve silahlardan uzakta bulunan Herekol (K) adlı örgüt mensubunun teslim olmayıp mağara içine doğru kaçıp diğer örgüt mensuplarına haber verdiği,
Mağara içine doğru ilerleyen güvenlik güçlerinin eksi ikinci katta RPG- 7 roket atar ve sevk fişekleri, anti personel roketatar ve kaleşnikof tüfek gibi silahlar, CD/DVD oynatıcı, dizüstü bilgisayar, televizyon ve örgütsel dokümanlar gibi malzemelere rastladıkları, mağara içinde iç içe geçen odalarda örgüt mensuplarına ait diğer malzemeleri buldukları, bu mahâlden aşağıya mağaranın derinliklerine doğru yapılan arama sırasında sanık U.D'nin bir çukurun içerisine gizlenmiş ve naylonlar ile örtünmüş biçimde üzerinde iki şarjör ve el bombası ile yakalandığı, bu sırada el bombasına davranan sanığın güvenlik güçlerince engellendiği, sanığın bu mahâlde Herekol (K)'nın uyarısı üzerine uzakta bulunan silahını almaya fırsat bulamadan kaçıp saklandığının anlaşıldığı, yakalanması üzerine sanığın mağara içerisinde altı örgüt mensubunun olduğunu bilmesine rağmen üç örgüt mensubu olduğunu bildirerek güvenlik güçlerini yanılttığı,
Sanık U.D'nin teslim alınmasından yarım saat sonra sanık A.V'nin saklandığı mahâlden bir ip yardımı ile ve silahsız olarak yukarıya çekildiği sırada kendisini çeken güvenlik görevlisinin silahına sarılıp almak istediği, müdahâle edilerek engel olunup kontrol altına alındığı,
Bu iki örgüt mensubunun teslim alınmasından on beş dakika sonra başka dosya sanığı Kemal (K) M.S.'nin teslim alındığı,
Bu aşamadan sonra güvenlik güçlerinin sanık U.D'yi yanlarına alarak mağara içinde kontrollere devam ettikleri sırada, mağaranın en derin mahâllinde kayalık arkasına saklanan Demhat (K) adlı örgüt mensubuna rastladıkları ve "teslim ol" çağrısında bulunulduğu, elindeki silahı bırakan örgüt mensubunun aynı anda güvenlik güçlerinin üzerine doğru el bombası atması ve bir güvenlik görevlisinin yaralanması nedeniyle mağarada meydana gelen çatışma nedeniyle mağaranın çökerek kapandığı ve bu örgüt mensubunun ele geçirilemediği, ayrıca iki örgüt mensubunun daha mağara içinde mevcudiyetleri bilinmesine rağmen yakalanamadıkları, sanıkların ani gelişen operasyon ve silahlarından uzakta bulunmaları nedeniyle silahlarını almaya fırsat bulamadıkları, Demhat (K)'nın el bombası kullanması nedeniyle mağaranın çökmesinde görüldüğü gibi el bombası ve diğer patlayıcıların mağara içerisinde kullanılmasının risklerini bildikleri, olayın meydana geliş biçimi operasyonun gerçekleştirildiği ortam ve süreç, sanıkların teslim olmaya yönelik bulunmayan, aksine eylem ve fikir birliği içerisinde çok iyi bildikleri mağara imkânlarını da kullanarak güvenlik güçlerini tuzağa düşürüp öldürmeyi hedefleyen ve bizzat öldürmeye matuf el bombasına davranma, silaha sarılma ve Demhat (K) adlı örgüt mensubunun gerçekleştirdiği el bombası atarak yaralama şeklindeki eylemine zemin hazırlama fiillerinin mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün amaçladığı suçun gerçekleştirilmesine yönelik vahamet arz eder nitelikte bulunduğundan, mahkemenin hukuki nitelendirmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup tebliğ namenin bu husustaki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
2- 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin temyize gelince;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıda belirtilen husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesine göre çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, 2 numaralı hükmün 8 numaralı bendinden "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin TCK'nın 52/4. maddesi son cümlesi gereğince suça sürüklenen çocuklara ihtarına" ibaresi çıkartılarak, yerine "adli para cezasının ödenmemesi hâlinde Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin 4 ve 11. fıkraları gereğince 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre işlem yapılmasına" ifadesi eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA", (9. C.D,
17.12.2012 tarih ve Esas No: 2012/10655-Karar No: 2012/15446)
"Terör örgütü adına aldığı eylem kararını plana dönüştürüp eylemi gerçekleştirecek yaşı küçük çocukları ikna eden ve onları suçta kullanan sanık örgüt hiyerarşisi dışında bu eylemleri gerçekleştiremeyeceğinden örgüt üyesi sayılır",
(27/11/2012 tarih ve 2012/10036-13760 E/K sayılı kararı)
"Silahlı terör örgütünden yurt dışında aldıkları görev kapsamında, örgütçe hazırlanıp mühürlenen 300.000 $ bedelli makbuz ve içeriğini bildikleri örgütsel amaçlı mektupla Türkiye'ye gelen sanıkların, mağdura ait otele bu senedi tahsil amacıyla gittikleri, mağduru bulamamaları üzerine makbuz ile mektubu otel müdürüne bıraktıkları, sonrasında iki kez bizzat gitmek iki kez de sanık O.O'nun telefon etmesi suretiyle, mektubun mağdura iletilmesi amacıyla otel müdürünü zorladıkları, sanık O.O'nun zarfın mağdura iletilmemesi hâlinde "mağdur ve kendileri için iyi olmayacağını" söyleyerek eylemin örgütsel boyutunu da öne çıkararak tehditte bulunduğu,
14.05.2009 tarihinde sanık O.O'nun otel içinde ve sanık M.T'nin de otel önünde makbuzun tahsili amacıyla gittikleri sırada ayrı ayrı yakalandıkları anlaşılmakla; fiil üzerinde eş zamanlı olarak hâkimiyet kurup birlikte gerçekleştiren sanıkların, silahlı terör örgütü adına doğrudan Berna Köklü'ye ve dolaylı olarak da mağdurlar M.A. ile M.A'ya yönelttikleri cebir ve tehdit ile örgütün belirlediği bedeli tahsil etmeye kalkışmaları biçimindeki, örgütün amaçladığı suçun işlenmesine elverişli, vehamet arz eden yağmaya teşebbüs eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 302/1, 149/1-c-d-f-g, 35/2, 37/1. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağı, sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 17.09.2012 tarih ve Esas No: 2012/4071-Karar No: 2012/9480)
"Sanık H.K'nin birden fazla kişi ile birlikte U.Y'yi hukuka aykırı olarak cebir ve tehdit kullanarak hürriyetinden yoksun bırakmak ve sorgulayarak silahla tehdit edip kasten yaralamak biçimindeki eylemlerinin tüm dosya kapsamından anlaşılan saikı, işleniş şekli ve amacı karşısında, silahlı terör örgütü adına işlendiği ve silahlı terör örgütü PKK'nın amaçladığı suçun işlenmesi bakımından elverişli nitellikte olup vahamet arz eden bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunmakla birlikte eylemler ayrıca bir bütün olarak TCK'nın 302/1-2. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Sanık Ç.A. hakkında kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanığın diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 85. maddesiyle TCK'nın 220/7. maddesinde yapılan değişiklik karşısında; sanık Çayan Alp'ın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, (9.C.D, 17.09.2012 tarih ve Esas No: 2012/722-Karar No: 2012/9478)
Sanığın, silahlı terör örgütü adına suç işlediğinin ortaya konulması bakımından kabule dayanak alınan ve emniyet müdürlüğünün fezlekesinde yer alan eylem çağrılarına ilişkin yayınların araştırılarak onaylı bir suretinin dosyaya konulması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 13.06.2012 tarih, Esas No: 2012/4213-Karar No: 2012/7642)
Örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan kuruluşların iddia ve kabul olunan 30.11.2009, 01.12.2009 ve 04.12.2009 tarihli çağrılarının örgütün kurucusunun cezaevi koşullarını protesto etme amacına yönelik olduğu, 15.12.2009 tarihli olay tutanağın da ise sanığın katıldığı eylemin DTP (Demokratik Toplum Partisi)'nin Anayasa Mahkemesi kararı ile kapatılmasını protesto etmek amacıyla gerçekleştirildiğinin belirtilmesi karşısında; silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteri yürüyüşünün örgütün talimatıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu hususta örgütsel çağrı yapılıp yapılmadığı yeterince araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.06.2012 tarih,
Esas No: 2011/10694-Karar No: 2012/7517)
Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanığın örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek yakıcı nitelikte silah sayılan 41 adet molotof kokteyli ile 32 adet havai fişeği naklettiği sırada yakalandığının anlaşılması karşısında, eyleminin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan silahlı örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 05.06.2012 tarih, Esas No: 2012/3794-Karar No: 2012/7235)
Üniversite öğrencisi olan sanığın, adına gönderilmiş silahlı terör örgütünün propagandası niteliğindeki çok sayıda yazı ve fotoğraf içeren dergileri teslim almak üzere kargo şirketine gelip teslim fişini doldurması ve bu dergileri taşımak üzere araç temin etmek için dışarıya çıktığında takip sonucu kollukça yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, derginin dağıtımının henüz yasaklanmamış olmasından hareketle delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 04.06.2012 tarih, Esas No: 2011/7694-Karar No: 2012/7230)
İddia, oluş ve tüm dosya kapsamına göre; silahlı terör örgütü PKK tarafından karar verilip, örgüte müzahir yayın organları, internet siteleri ve haber ajansları tarafından duyurulan kampanya çerçevesinde "...eğer sayın olarak hitap etmek suç ise ben de Sayın Abdullah ÖCALAN diyorum ve bu suçu işleyip kendimi ihbar ediyorum ..." ibarelerini içeren dilekçeleri imzalatarak topladıkları iddia ve kabul edilen sanıklar A.B., İ.K. ve A.B. ile aynı kapsamda toplanan çok sayıdaki dilekçeyi PTT şubesi aracılığı ile Mardin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderip bu faaliyetlerini kamuoyuna duyurmak için kayda alıp Roj TV'nin ana haber bülteninde yayınlanmasını sağlayan sanıklar B.T.,
S.G., F.A., A.S. ve M.Ş.Y'nin maddi nitelik de taşıyan bu eylemlerinin bir bütün hâlinde silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 04.06.2012 tarih ve Esas No: 2010/15798-Karar No: 2012/7455)
"Sanığın aşama beyanları, Genelkurmay Başkanlığının gönderdiği 05.03.2010 tarihli cevabı yazı ile ekindeki sınır ötesi operasyonları gösteren çizelge ve tüm dosya kapsamından, sanığın 1992 ve 1997 yıllarında Türk Silahlı Kuvvetleri ile IKDP güçlerinin birlikte düzenledikleri operasyonlarda silahlı terör örgütü PKK ile girilen çatışmalarda yaralandığı anlaşılmakla, sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi kapsamında kaldığı, hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, aleyhe temyiz bulunmaması ve yargılamanın geçirdiği safahat ve süre dikkate alınarak bozma nedeni yapılmamıştır. 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. ONANMASINA",
(9.C.D, 04.06.2012 tarih, Esas No: 2011/10391-Karar No: 2012/7223)
1- Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 tarih ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." hükmüne yer verildiği, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin
6. fıkrasında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." biçiminde düzenlemelerin amaç, kapsam ve gerekçesi bir bütün hâlinde ele alınıp değerlendirildiğinde, sanığın örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin eylem çağrısı üzerine organize edilen 22.03.2008 tarihindeki yasadışı gösteriye katılıp silahlı terör örgütünün propagandasını yaparak görevlilere direndiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, yasadışı gösteriye zemin teşkil eden eyleme ilişkin olarak legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının, sanığın suç kabul edilen eylemlerinin işleniş şekli ve niteliği de nazara alındığında tek başına suçun örgüt adına işlenmediği şeklinde yorumlanamayacağı bu nedenle sanığın TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği gözetilmeden tayin olunan cezadan 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca arttırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini, (9.C.D, 22.05.2012 tarih, Esas No: 2010/7131-Karar No: 2012/6597)
"İddianamenin kapsamı, suç tarihi, oluş şekli ve suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 302/1. maddesinin düzenleniş biçimi nazara alındığında, içerisinde şoför bulunan belediye otobüsüne molotof kokteyli atarak yanmasına sebebiyet veren sanığın, öldürmeye teşebbüs şeklinde sübuta eren, silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu gerçekleştirmeye elverişli olan ve vahamet arz eden eylemi nedeniyle, hakkında TCK'nın 302/1-2, 82, 35. maddeleri uyarınca da dava açılması temin edildikten sonra her iki dava birleştirilip deliller bir bütün olarak değerlendirilerek ve geçitli suça ilişkin kurallar ile fikri içtima hükümleri de nazara alınıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 21.05.2012 tarih, Esas No:2012/2157- Karar No: 2012/6593)
Sanıklar H.A. ve H.B'nin terör örgütü propagandası yapan sanıklara evlerini tahsis etmeleri şeklinde gerçekleşen eylemlerinin TCK'nın 220/7 ve 314/3. maddeleri delaletiyle 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, temel cezanın alt sınırdan tayin edilmiş olması ve anılan maddedeki atıf ile TCK'nın 314/3, 220/6-7. maddelerinde tanımlanan suçların silahlı terör örgütüne üye olma suçu olarak değerlendirilecek olması karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 21.05.2012 tarih, Esas No: 2012/443-Karar No: 2012/6592)
"14.08.2006 tarihli ihbar tutanağı, ev arama tutanağı, sanığın yurtdışı giriş çıkış kayıtları, örgüt üyeliğinden yargılandığı Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2001/333 Esas - 2009/369 Karar sayılı dava dosyası, katılanın beyanları, teşhis tutanakları ve tüm dosya kapsamından; silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın, mahkeme tarafından da kabul olunan, 12.08.2006 tarihinde silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda, açık kimliği ve adresi tespit edilemeyen başka bir şahısla birlikte, örgüte para yardımı yapmaması nedeniyle katılana yönelik olarak işlediği yağmaya teşebbüs suçunun, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında TCK'nın 302. maddesinde belirtilen amaç suçu gerçekleştirmeye elverişli araç suç niteliğinde olup üzerine atılı Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun sübuta erdiği, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi", (9.C.D, 14.05.2012 tarih, Esas No: 2012/910-Karar No: 2012/6144)
2- Kasten öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize
gelince,
Öldürmeye teşebbüs edilen mağdurların altısının sivil vatandaş olmasına rağmen, uygulama yapılırken TCK'nın 82/1-g maddesinin 9 kez uygulanmasına karar verilmesi, sonuç cezanın değişmemesi karşısında bozma nedeni yapılmamıştır,
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında, mağdurlar M.K., Ş.İ., S.Ş., S.Ç., B.K.ve M.Ç'ye yönelik tasarlayarak ve bombalama suretiyle, mağdurlar F.K., C.K. ve Ramazan Şahin'e yönelik, tasarlayarak, yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs suçundan uygulama yapılırken, terör amacıyla kasten öldürme suçunun, suçun yalın şekline göre nitelikli hâl olduğu dikkate alınarak TCK'nın 61/4. maddesi uyarınca, hükmedilen cezanın önce 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca arttırılması, sonra da TCK'nın 61/5. maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle indirilmesi gerektiği gözetilmemek suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, yukarıda sayılan mağdurları nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili F-1 bölümünün (2), (3) ve (4) fıkralarının hükümden çıkarılması, yerlerine; "(2) 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca cezanın 1/2 oranında artırılması gerekiyor ise de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının arttırılması mümkün olmadığından bu maddenin uygulanmasına yer olmadığına,
(3) Sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmış olmakla 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesi gereğince indirim yapılarak sanığın takdîren 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına,
(4) Koşulları bulunduğundan sanığın cezasından 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereği 1/6 oranında indirim yapılarak (9 kez ) 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılması" fıkralarının eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (9.C.D, 14.05.2012 tarih, Esas No: 2012/1248-Karar No: 2012/6074)
Hüküm : Beraat
Sanığın İstanbul ili Küçükarmutlu'da 2001 yılında DHKP/C terör örgütü adına ölüm orucu tutulan evlerin etrafında barikat kurulması, nöbet tutulması, molotof hazırlanması, ölüm orucu tutanları götürmek isteyen ailelerin dövülmesi eylemlerini gerçekleştirdiği, DHKP/C adına örgütsel faaliyetlerde bulunduğu, 19.02.2004 tarihi itibariyle de DHKP/C'nin Gazi örgütlenmesi içerisinde yer aldığı, başka dosya sanıkları E.K., Z.D. ve M.B'nin kolluk, savcılık ve sorgu aşamalarındaki anlatımları, fotoğraftan teşhis tutanakları ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığına göre sanığın sübut bulan ve çeşitlilik, süreklilik, yoğunluk gösteren eylemlerinin silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturacağı ve yüklenen suçtan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 10.05.2012 tarih, Esas No: 2012/1039-Karar No: 2012/6068)
22.03.2008 tarihli olaylı yakalama tutanağı, 23.03.2008 tarihli görüntü inceleme ve tesbit tutanakları ve tüm dosya içeriğine göre, örgütün stratejisi doğrultusundaki yayın organları tarafından yapılan eylem çağrısı üzerine düzenlenen gösteriye katılıp, slogan atma ve güvenlik güçlerine taşlı saldırı olayı içerisinde yer alarak dağılın ihtarından sonra dağılmayan grubu dağıtmak için güç kullanan güvenlik güçlerine taş atan ve yakalandığında direnen sanığın eyleminin TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütü adına suç işlemek ve 5237 sayılı TCK'nın 265/1-3, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddelerinde tanımlanan örgüt faaliyeti çerçevesinde görevi yaptırmamak için direnme suçlarını da oluşturacağı gözetilerek anılan suçlardan mahkumiyetine hükmedilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, (9.C.D, 10.05.2012 tarih, Esas No: 2010/5210-Karar No: 2012/6064)
"Dosya kapsamına göre, ev aramalarında ele geçen birer adet niteliksiz tabancayı örgütün faaliyeti çerçevesinde bulundurdukları kanıtlanamayan sanıklar hakkında, 6136 sayılı Kanun uyarınca hükmolunan cezanın 3713 sayılı Kanunun
5. maddesi gereğince arttırılamayacağının ve sanıklar hakkında TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi", (9.C.D, 08.05.2012 tarih, Esas No: 2012/688-Karar No: 2012/5869)
Dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı gerekçesiyle el koyma, satış ve dağıtım yasağına konu olan 74 adet gazete ve ekinin sanık tarafından satmak amacıyla miting alanına götürülmek istendiği sırada yapılan aramada elindeki poşet içerisinde yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek sanık hakkında fazla ceza tayini, (9.C.D, 26.04.2012 tarih, Esas No: 2010/18023-Karar No: 2012/5583)
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunun siyasi parti binasında gerçekleştirilmiş olması nedeniyle tayin olunan cezanın 3713 sayılı Kanunun 7/son maddesi ile arttırılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 25.04.2012 tarih, Esas No: 2010/16798-Karar No: 2012/5323)
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunun eğitim kurumu olan üniversitede gerçekleştirilmiş olması nedeniyle tayin olunan cezanın 3713 sayılı Kanunun 7/son maddesi ile arttırılmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 25.04.2012 tarih, Esas No: 2010/16629-Karar No: 2012/5317)
Sanığın gönderdiği iddia edilen mesaj içeriğinin tercüman bilirkişi aracılığı ile Türkçe çevirisi yaptırıldıktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
24.04.2012 tarih, Esas No: 2010/17515-Karar No: 2012/5274)
Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde patlattığı bomba nedeniyle gözlerini kaybettiği anlaşılan ve İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2o09 tarih, 2007/252 esas, 2009/83 sayılı kararı ile hakkında hükmolunan silahlı terör örgütü üyesi olma ve patlayıcı madde bulundurma suçlarına ilişkin mahkûmiyeti Dairemizin 03.11.2010 tarih, 2010/10041 - 11302 sayılı kararı ile onanarak kesinleşen H.A'Ya, silahlı terör örgütünün İstanbul'da ses getirecek eylem hazırlığında olduğu istihbaratı üzerine başlatılan soruşturma kapsamında
23.04.2007 tarihinde yapılan aramada 5300 gram patlayıcı, üç adet elektrikli kapsül ve pil ile irtibatlandırılmış iki adet açma kapama düzeneğinin ele geçirildiği evi kiralamasında yardım ettiği anlaşılan, ablası ile aynı cezaevinde kalması nedeniyle de geçmişini ve silahlı terör örgütü ile irtibatını bildiğinde kuşku bulunmayan sanığın kanıtlanan eyleminin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden dosya içeriğine uygun düşmeyen yazılı gerekçeyle beraatine hükmolunması, (9.C.D, 24.04.2012 tarih, Esas No: 2012/1087-Karar No: 2012/5211)
Dosya kapsamına göre; silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı gerekçesiyle el koyma, satış ve dağıtım yasağına konu olan 20 adet derginin sanık tarafından DTP Aydın il binasından alınıp partinin Ovaeymir Belde binasına propaganda amacıyla götürülmek istendiği sırada, durumundan şüphelenilerek yapılan aramada elindeki poşet içerisinde dergilerle birlikte yakalanması şeklinde gerçekleşen eylemin, silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek sanık hakkında fazla ceza tayini, (9.C.D, 19.04.2012 tarih, Esas No: 2010/17905-Karar No: 2012/5179)
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun Z/Z, TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 6Z, 53/1-Z-3, 63,54. maddeleri
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetine karar verilen sanık R.B. hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüş; sanığın, terör örgütü kurucusunun yakalanışının yıldönümü bahane edilerek silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda organize edilen ve örgütün propagandasına dönüştürülen eylemlere katıldığı, güvenlik güçlerinin müdahâlesi üzerine yere düştüğü sırada yakalandığında üzerinden örgüt içi talimatlar ve yapılacak işleri içeren ve kendi el yazısıyla yazdığı ekspertiz raporuyla tespit edilen örgütsel doküman ile iki gün önceki eylemde kullanılan pankartın ele geçirildiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında; eylemlerinin niteliği ve tüm dosya kapsamına göre, örgütle organik bağ içerisinde hareket eden sanığın silahlı terör örgütü üyesi olma suçundan TCK'nın 314/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması, TCK'nın 314/3 ve 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddelerindeki düzenleme ile atfın niteliği karşısında bozma nedeni sayılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, (9.C.D, 19.04.2012 tarih, Esas No:2009/22161-Karar No: 2012/5083)
"Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1- Sanık D.U. hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma ve 6136 sayılı Kanuna muhâlefet; sanık Selahattin Karlı hakkında silahlı terör örgütü üyesi olma, 11.05.2005 ve 12.08.2005 tarihli genel güvenliği kasten tehlikeye sokma, 11.05.2005 tarihli patlayıcı madde bulundurma ve 6136 sayılı Kanuna muhâlefet suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Sanıkların silahlı terör örgütü ile organik bağ kurdukları ve bu suretle örgüt üyesi oldukları yolunda dosyaya yansıyan bilgi ve belge bulunmamakla birlikte terör örgütünün amacı doğrultusunda kalaşnikof marka silahla ateş edebilecek biçimde uzaktan kumandalı düzenek hazırlamaları ve sanık S.K'nın el yapımı boru tipi bombayı zarar oluşturmayacak şekilde patlatmak şeklindeki eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçunu oluşturacağı, haklarında TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması anılan maddelerdeki atfın niteliği itibariyle sonuca etkili görülmemiş; sanıklar hakkında 6136 sayılı Kanunun 13/2. maddesi gereğince hüküm kurulurken temel hapis cezasının alt sınırının 5 yıl olmasına rağmen hapis cezasının eksik, adli para cezasının fazla tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen 6136 sayılı Kanuna aykırılık, genel güvenliği kasten tehlikeye sokma ve patlayıcı madde bulundurma suçlarından mahkumiyetlerine karar verilen sanıklar hakkında, anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. ONANMASINA", (9.C.D, 18.04.2012 tarih, Esas No: 2010/9286-Karar No: 2012/5270)
Hüküm : Beraat
Sanığın özde değişmeyen aşamalardaki savunmalarında 2001 yılı sonlarına doğru örgütten ayrıldığına ilişkin ikrarı, hakkında DHKP/C örgütünün lise yapılanması olan Demokratik Lise İçin Mücadele Komitesi (DLMK) içinde yer aldığına dair beyanda bulunan İ.B., A.E. ve F.O'nun kolluk beyanları, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin
11.12.2009 tarihli 2001/391 E. 2009/328 K. sayılı kararı ile örgüt üyesi olduğundan bahisle mahkumiyet kararı verilen ve bu karar Dairemizce onanan İ.Y'nin kolluk, savcılık ve sorgu ifadeleri ile tüm dosya kapsamına göre sanığın 21.10.2001 tarihine kadar gerçekleştirdiği eylem ve faaliyetlerinin terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı gerekçe ile beraat kararı verilmesi, (9.C.D,
18.04.2012 tarih, Esas No: 2010/10025-Karar No: 2012/5035)
"Sanığın sübutu kabul edilen eyleminin örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunu oluşturup 3713 sayılı Kanunun 2/2 ve 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi delaletiyle 314/3 maddesi yerine aynı Kanunun 220/7. maddesi delaletiyle hüküm kurulması sonuca etkili görülmemiştir. ONANMASINA", (9.C.D,
04.02.2010 tarih, Esas No: 2008/6678-Karar No: 2010/1562)
TCK 220/6 maddesinin tatbiki bakımından örgüt adına işlenen suçun maddi nitelikte olmasına gerek yoktur.
Terör örgütüne üye olma ile örgüt adına suç işleme farklıdır
"Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda eylem yapmak amacıyla hazırladıkları molotof kokteylleriyle birlikte yakalandığı, bu nedenle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddelerindeki "örgüt adına suç işleyen kişinin örgüte üye olmak suçundan cezalandırılacağı"na ilişkin atfın niteliği ve aleyhe temyiz bulunmaması karşısında bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA", (9.C.D, 18.04.2012 tarih, Esas No: 2012/1574-Karar No: 2012/5045)
Tüm dosya kapsamına göre sanıkların, PKK terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere Adana'ya gönderilen 43 adet "Nasıl Yaşamalı" ve 43 adet "Seçme Yazılar" adlı kitapları kargo şirketinden alıp omuzlarında taşıyarak götürdükleri sırada yakalandıkları anlaşılmakla; silahlı terör örgütüne yardım eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suçun tamamlandığının kabulüyle yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini, (9.C.D, 12.04.2012 tarih, Esas No: 2012/687-Karar No: 2012/4730)
Sanığın olay tarihinde nevruz kutlamalarının yapıldığı alana silahlı terör örgütünün propagandasını yapma amacıyla elindeki poşet içerisinde birer adet Abdullah Öcalan'ın posteri ve terör örgütü bayrağı ile girmek istediği sırada yakalandığı, sanığın eyleminin silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaya teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.04.2012 tarih, Esas No: 2010/5244-Karar No: 2012/4760)
Hüküm: 1- TCK'nın 314/3, ZZ0/6. maddeleri delaletiyle 314/Z, 6Z/1, 53/1- Z-3, 58/9, 63,3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri
Yasadışı terör örgütü PKK'nın hiyerarşik yapısı içerisinde faaliyet gösteren sanığın gerçekleştirdiği eylemleriyle silahlı örgüt üyesi olarak kabul edilmesine karşın yazılı şekilde uygulama yapılması TCK'nın 314/3, 220/6. maddelerindeki atfın niteliği dikkate alındığında sonuca etkili görülmemiştir. ONANMASINA, (9.C.D, 11.04.2012 tarih, Esas No: 2012/1582-Karar No: 2012/4666)
2- Sanıklar Ş.G., S.A., G.K. ve P.A. haklarında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyize gelince:
Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 tarih ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." hükmüne yer verildiği, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin 6. fıkrasında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." biçiminde düzenleme bulunduğu nazara alındığında, sanıkların örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet sitelerinin eylem çağrısı üzerine organize edilen 21.03.2010 tarihindeki yasadışı gösteriye katılıp silahlı terör örgütünün propagandasını yaptıkları tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, yasadışı gösteriye zemin teşkil eden eyleme ilişkin olarak legal kuruluşların da katılım çağrısı yapmış olmasının, kabul edilen suçun niteliği ve işleniş şekli karşısında; tek başına suçun örgüt adına işlenmediği şeklinde yorumlanamayacağı gözetilmeden sanıkların TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemeden cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi, (9.C.D, 09.04.2012 tarih, Esas No: 2012/1252-Karar No: 2012/4632)
"Sanığın „.silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda okul binasına Molotof kokteyl atma şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan TCK'nın 314/3, 220/6 ve 314/2'ci maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerekirken..." (Yargıtay 9. CD. 04.04.2012, 2012/742 E, 2012/4589 K.)
Tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere örgüt mensubu tarafından getirilen LPG tankı içerisine patlayıcı yerleştirilmiş otomobili, tanıdığı olması nedeniyle kendisine güvenen E.Y'nin işlettiği işyerinin otoparkında muhafazasını sağladığı anlaşılan sanığın eyleminin bir bütün hâlinde TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 29.03.2012 tarih, Esas No: 2012/677-Karar No: 2012/4226)
"Sanığın kimlik bilgileri tespit edilemeyen şahıslarla işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla örgüt kurduğuna dair kesin kanıt bulunmadığı ve olay tarihinde göçmen kaçakçılığı için bir olaya mahsus sanık ve yakalanmayan şahısların bir araya gelmeleri elemlerinin de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu oluşturmadığı.." (Yargıtay 8 C.D. 28.03.2012, 2010/13801 E, 2012/110296 K)
Hüküm: TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2, 62, 53/1,58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Terör örgütlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusunda cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit biçiminde ortaya çıkan terör yöntemlerine başvurdukları, "kepenk kapattırma" olarak anılan eylemin de bu yöntemler kullanılarak gerçekleştirilen, örgütün toplumsal etkinliğini, zorlayıcı gücünü ortaya koymayı ve yoğun propagandasını amaçlayan, genellikle PKK terör örgütü tarafından benimsenip örgütçe önemli kabul edilen günlerde işyerlerini açtırmamak şeklinde uygulanan bir eylem türü olduğu,
Niteliği, etkileri ve sonuçları bu şekilde ortaya çıkan eylemin, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde kararlaştırılmadan, anılan terör yöntemleri mağdur esnaf üzerinde örgütün zorlayıcı etkisini temsil eden kişilerce kullanılmadan, icrası ve sonuçları örgütçe denetlenip takip edilmeden gerçekleştirilemeyeceği, eylemin amacına uygun olarak gerçekleştirilebilmesinin talimatın örgütsel niteliğinin mağdurlara iletilmesine, talimatı iletenlerin örgütsel kimliklerinin belirgin olmasına ve talimata uymama hâlinde karşılaşılacak zora dayalı örgütsel yaptırımların bilinmesine bağlı olduğu,
Somut olay bakımından; örgütün amaçları doğrultusunda yayın yapan internet siteleri ve televizyon kanalının bir gün sonraki eyleme ilişkin çağrılarına uygun olarak hareket eden, iş yerlerine girip çıkmayı kolaylaştırmak, örgütsel faaliyetlerini gizleyebilmek için meşru olan başka bir iş yaptıkları izlenimi vermek üzere organize hareket eden ve daha önce de bir çok kez yaptıkları gibi geniş bir alandaki esnafa eylem çağrıları doğrultusunda iş yerlerini açmamaları yönünde bildirimde bulunup sonuç alan sanıkların, eylemlerinin işleniş biçimi ve niteliğinden hareketle örgütün hiyerarşik yapısına dâhil örgüt üyeleri olarak kabul edilip TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca örgüt üyesi olarak cezalandırılmaları gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması, TCK'nın 314/3. maddesindeki atfın ve 220/7. maddesindeki düzenlemenin niteliği karşısında sonuca etkili görülmeyip bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (9.C.D, 12.03.2012 tarih, Esas No: 2012/690-Karar No: 2012/3444)
Hüküm: TCK'nın 314/3 ve 220/7 maddeleri delaletiyle TCK'nın 314/2, 62, 53/1-2-3, 58/9, 54, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkûmiyet, müsadere
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Terör örgütlerinin yurtiçi ve yurtdışındaki kamplarına örgüte katılmak üzere eleman göndermenin, bu örgütlere üye sağlamanın başlıca yollarında biri olduğu, terör örgütlerinin amaç suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem veren iş bölümüne dayalı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları,
İşleyiş ve yapılanma itibariyle bu özellikleri gösteren terör örgütlerinin, örgütün "hiyerarşik yapısına" dâhil edilmek üzere gönderilen elemanları, irtibat hâlinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklardan kabul etmeyecekleri gibi, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin vermeyecekleri, terör örgütlerine yeni eleman temin etme, barındırma, gönderme veya ulaşımını sağlama gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilemeyeceği ve bu eylemlerin salt yardım düzeyini aşmamış eylemlerden nitelik itibariyle farklılık arz ettiği göz önüne alındığında;
Somut olay bakımından, silahlı terör örgütünün kırsaldaki kampları ile irtibatlı olduğu anlaşılan sanık İ.H.U'nun üç kişiyi kamplara götürmek üzere harekete geçtiği, bir kısmı diğer sanık H.E'nin aracıyla, bir kısmı yaya olarak; intikal, gizlilik ve güvenlik koşullarına uygun şekilde buluşma noktasına ulaştıkları, örgütsel şifreyi kullanarak örgüt mensupları ile buluşup götürdüğü elemanların teslimini sağlamak şeklinde gerçekleşen, eylemi nedeniyle örgütün hiyerarşik yapısına dâhil örgüt üyesi olarak cezalandırılması gerekirken eylemi örgüte yardım olarak değerlendirilerek yazılı şekilde uygulama yapılması, TCK'nın 314/3 maddesindeki atfın ve TCK'nın 220/7 maddelerindeki düzenlemenin niteliği karşısında sonuca etkili görülmeyip bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde sanık İ.H.U. hakkındaki hükme ilişkin eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, (9.C.D, 12.03.2012 tarih, Esas No: 2012/718-Karar No: 2012/3264)
1- Dosya kapsamında yer alan ve örgütün gerçekleştirdiği bazı eylem ve gösterilerden söz eden haber ve propaganda niteliğindeki internet çıktılarının, hangi gerekçe ile örgüt adına suç işlemeye esas, örgütsel çağrı olarak kabul edildiği karar yerinde tartışılıp açıklanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlendiği kabul edildiği hâlde sanık hakkında TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanmaması, (9.C.D, 27.02.2012 tarih, Esas No: 2012/691-Karar No: 2012/2537)
Silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı gerekçesiyle el koyma, satış ve dağıtım yasağına konu olan 119 adet derginin sanık tarafından Van ilinden alınıp Erciş ilçesine götürülmek istendiği sırada, kendisine verilen görevi henüz tamamlayamadan içinde bulunduğu araç içinde yapılan aramada dergilerle birlikte yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin, örgüte yardım etmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek sanık hakkında fazla ceza tayini, (9.C.D, 20.02.2012 tarih, Esas No: 2012/713-Karar No: 2012/2132)
Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 220/7 ve 314/3. maddeleri delaletiyle 314/2, 62, 53/1-2-3, 58, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
Terör suçundan İmralı Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan Abdullah Öcalan'dan almış oldukları talimatları PKK Kongre - Gel terör örgütünün Kuzey Irak'ta bulunan üst düzey yöneticilerine ilettikleri, kongreye katıldıkları, görüşme tutanaklarının internet yoluyla örgüte ve müzahir kitleye iletilmesini sağladıklarının iddia edildiği ve mahkeme tarafından da bu şekilde kabul edilmesi karşısında, sanıkların eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 13.02.2012 tarih, Esas No: 2010/4373-Karar No: 2012/1830)
Hüküm : TCK'nın 314/3,220/7,314/2,3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 62/1, 53/1-2-3,58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Terör örgütlerinin yurtiçi ve yurtdışındaki kamplarına örgüte katılmak üzere eleman göndermenin, bu örgütlere üye sağlamanın başlıca yollarında biri olduğu, terör örgütlerinin amaç suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem veren iş bölümüne dayalı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı oldukları,
İşleyiş ve yapılanma itibariyle bu özellikleri gösteren terör örgütlerinin, örgütün "hiyerarşik yapısına" dâhil edilmek üzere gönderilen elemanları, irtibat hâlinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklardan kabul etmeyecekleri gibi, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin vermeyecekleri, terör örgütlerine yeni eleman temin etme, barındırma, gönderme veya ulaşımını sağlama gibi faaliyetlere ilişkin organizasyonun örgütsel yapı dışında değerlendirilmeyeceği göz önüne alındığında,
Somut olay bakımından, silahlı terör örgütüne yardım suçundan mahkum olan sanık H.C. aracılığıyla, G.A. ve S.A'nın PKK terör örgütünün dağ kadrosuna katılmaya karar verdiklerini öğrenen sanık S.K'nin, adı geçen kişilerin örgütün kırsaldaki kampına katılmalarını sağlamak üzere örgütçe yapılan organizasyon dâhilinde bir kod adı kullanıp gizliliğini de sağlayarak gençlerle telefon aracılığıyla irtibat kurduğu, uzun süren telefonlaşmalar sonrasında, yapılan plan gereğince 05.11.2006 günü sabahı yine telefon ederek kendilerini alacağını ve hazırlanmaları gerektiğini söylediği, öğlen vakti Silopi ilçe merkezine gelince yeniden aradığı ve buluştuklarında tanışıp yanlarına kimliklerini de almalarını sağlayarak kendi aracıyla yola çıktıkları, yolda bir çevirme olması hâlinde Şırnak'a, orayı geçince de Uludere'ye gidildiği ve akraba olduklarını söylemeleri konusunda uyarıda bulunduğu, kendilerini karşılayacak örgüt mensupları ile cep telefonundan görüşmeler yaptığı, sınır bölgesindeki buluşma noktasına geldiklerinde kendilerini bekleyen örgüt mensubuna beraberindekileri teslim ederek geri döndüğü, G.A. ile S.A'nın örgüt mensubu ile birlikte kendilerini bekleyen araçla örgütün yurtdışındaki bir kampına götürüldükleri olayda; belli bir organizasyon dâhilinde ve gizlilik çerçevesi içinde hareket ederek örgüte katılmak isteyen kişilerle irtibata geçip onları kendi aracıyla uzun süren bir yolculuk sonrası doğrudan örgüt mensuplarına teslim eden sanığın eyleminin silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturacağı; hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 09.02.2012 tarih, Esas No: 2009/22491-Karar No: 2012/1684)
09.10.2005 tarihinde Tunceli ili Pertek ilçesinde gerçekleşen silahlı çatışmada ölen örgüt mensuplarının üzerinde bulunan, sanık adına kayıtlı olduğu ve abonelik sözleşmesinin sanık tarafından imzalandığı belirlenen cep telefonunun sim kart sinyal bilgilerinin değerlendirilmesiyle saptanan kullanım alanı, sanığın bu sim kartı başkasına verdiğine ilişkin savunmasının doğrulanmaması ve sanığın babasının sim kartın sanık tarafından kullanıldığına ilişkin 21.03.2006 tarihli savcılık ifadesi ile tüm dosya kapsamına göre; cep telefonu sim kartının silahlı örgüt üyelerine bilerek ve isteyerek haberleşmelerini temin amacıyla verildiği anlaşılmakla sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi; (9.C.D, 06.02.2012 tarih, Esas No: 2010/5466-Karar No: 2012/1466)
"Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılama sonundan toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin aşağıdaki husus dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Tüm dosya kapsamına ve gerekçeli karardaki anlatıma göre sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu kabul edilmesine rağmen, hükümde örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme olarak nitelendirilip uygulama maddesinin de " TCK'nın 314/3 ve 226/6. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesi" olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükmün ilk paragrafındaki "...örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan eylemine uyan fiil ve hareketlerinden dolayı 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi" ibaresinin yerine "...örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dâhil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan eylemine uyan fiil ve hareketlerinden dolayı TCK'nın 220/7 ve 314/3. maddeleri yollamasıyla TCK'nın 314/2. maddesi" ifadesi yazılmak suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA", (9.C.D, 06.02.2012 tarih, Esas No: 2010/2911-Karar No: 2012/1407)
Hüküm : Beraat, TCK'nın 54. maddesi uyarınca emanette kayıtlı eşyaların müsaderesine
Bir başka dosya sanığı Mehmet Uluçay'ın Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/102 esas sayılı dava dosyasındaki tüm aşama beyanları, bu dava dosyasındaki;
02.03.2007 ve 22.03.2007 tarihli teşhis tutanakları, 22.03.2007 tarihli savcılık ve 21.06.2007 tarihli duruşmadaki tanık olarak alınan beyanları, sanıklara ilişkin
13.03.2007 tarihli ihbar tutanağı, yakalama tutanakları, ev arama ve el koyma tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların silahlı terör örgütüne katılmak için gelen kişileri evlerinde barındırmak, sahte kimlik temin ederek örgüt adına faaliyet gösteren kişilere teslim etmek, örgüte eleman kazandırmak, örgüte milislik yapmak şeklinde gerçekleşen eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk arz etmesi nedeniyle TCK'nın 314/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatlerine karar verilmesi, (9.C.D, 06.02.2012 tarih, Esas No: 2010/2893-Karar No: 2012/1406)
1- Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanığın örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek yakıcı nitelikte olan 22 adet molotofu evinde bulundurduğunun anlaşılması karşısında, eylemin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan mahkum olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanmaması, (9.C.D, 01.02.2012 tarih, Esas No: 2010/4490-Karar No: 2012/1330)
Suç tarihinde Yüksekova ilçe merkezinde düzenlenen Nevruz etkinliklerine katılan, silahlı örgütün internet sitelerinden yaptığı çağrıya uyarak, örgüt propagandası içeren sloganlar atan grubun içinde yer alıp güvenlik kuvvetlerine taş atarak direnen sanığın, Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararı da nazara alınarak; örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten de ayrıca, TCK'nın 314/3, 220/6. maddeleri delaletiyle aynı Kanunun 314/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 31.01.2012 tarih, Esas No: 2010/3655-Karar No: 2012/1113)
Silahlı terör örgütü üyesi oldukları belirlenemeyen sanıkların, örgütün çağrıları üzerine gerçekleştirilen ve örgütün propagandasına dönüştürülen gösterilerin yapıldığı ve örgüt adına suç işlenen semtlere sevk ve idare ettikleri araçlarla yakıcı madde olan ve silah sayılan molotofları götürdükleri ve dağıttıkları ihbar tutanağı, olay tutanağı, yakalama, arama ve el koyma tutanakları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığından eylemlerinin bir bütün hâlinde örgüte silah sağlama suçunu oluşturup TCK'nın 315. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde uygulama yapılması, (9.C.D, 31.01.2012 tarih, Esas No: 2010/1973-Karar No: 2012/1106)
Sanığın ölüm orucu tutan örgüt mensuplarının bulunduğu evde kalarak onlarla ilgilendiği, örgüt mensuplarıyla birlikte eğitim alıp örgüte özgeçmiş raporu verdiği ve sanık Ö.K'ya talimatlar vererek örgütle haberleşme hususunda sanığı eğittiğinin tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında, sanığın eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 30.01.2012 tarih, Esas No: 2010/4700-Karar No: 2012/1029)
Sanığın suç tarihinde Şırnak Habur Kara Hudut Kapısından çıkış yaptığına ilişkin Emniyetin cevabi yazısı, yakalama tutanağı, fotoğraftan teşhis tutanağı, terör örgütünün amaçları doğrultusunda yayın yapan televizyon kanalı ile internet sitesinin haber içeriği ve tüm dosya kapsamına göre, terör örgütü liderine uygulanan tecride son verilmesi, Türk ordusunun örgüte yönelik operasyonlarının durdurulması gibi gerekçelerle, PKK terör örgütünün amaç ve stratejisi doğrultusunda oluşturulan ve kendilerine Barış ve Özgürlük Tugayları adını veren canlı kalkan grubuna katılan sanık ve yanındakilerin, Kuzey Irak'a geçerek örgüt mensuplarıyla bir araya geldikleri, mhanews. net isimli internet sitesi haberi ve ekli fotoğraflara göre örgüt yöneticisi olan Murat Karayılan'ın bu grubu ziyaret ettiği, örgütün kontrolünde yayın yapan televizyon kanalında canlı kalkan grubunun bu ziyaretinin haber yapıldığı ve grubun isim listesinin okunduğu, aynı şekilde örgütün internet sitelerinde de ziyaret konusu yayınlanarak örgütün propagandasının yapıldığı, böylece örgütün amaçlarına hizmet eden sanığın silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu işlediği anlaşıldığından, yüklenen suçtan mahkumiyeti yerine delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek beraatına karar verilmesi, (9.C.D, 19.01.2012 tarih, Esas No: 2011/10390-Karar No: 2012/892)
Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere, genel ve soyut nitelikli çağrının yeterli olup bu çağrının kişiye bizzat yapılması gerekmediği, ancak; dosya içinde bu belgeler bulunmadığından sanığın katıldığı dosya kapsamı ile sabit olan ve silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteri ve eylemlerin örgütün talimatıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu hususta örgütsel çağrı yapılıp yapılmadığı araştırılıp, örgütsel çağrıların tespit edilmesi durumunda bir örneklerinin dosyaya konularak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
11.01.2012 tarih, Esas No: 2010/1942-Karar No: 2012/527)
Sanığın, dava konusu açıklamaların kim tarafından gönderildiğini bildirmemiş olması ve dosya içeriğine göre de suçun işlenişine iştirak ettiği ve yazı sahibi gibi sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, 3713 sayılı Kanunun 6/2. maddesi yerine, aynı Kanunun 6/4. maddesi gereğince cezalandırılması aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (09.01.2012 tarih, Esas No: 2010/35-Karar No: 2012/390)
Sanığın terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla kömürlüğünde bulundurduğu anlaşılan yedi adet molotof kokteylinin dosya içerisinde mevcut İnceleme ve İmha Raporuna göre canlı ve cansız varlıklara yönelik olarak öldürme, yaralama, tahrip etme amaçlı kullanılan ve 5237 sayılı TCK'nın 174. maddesi kapsamında bulunan yakıcı maddelerden olması; aynı Kanunun "Tanımlar" başlıklı 6. maddesinde tarifi yapılan ve silah deyimi içinde kabul edilen yakıcı maddeyi depolayan sanığın eyleminin de silah sağlama suçunu oluşturması karşısında Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olup;...ONANMASINA, (9.C.D. 04.01.2012 tarih, Esas No: 2011/11290-Karar No: 2012/97)
Terör örgütü PKK'nın amacı ve stratejisi doğrultusunda silahlı eylemlerde bulunan ve Hâlk Savunma Güçleri (HPG) olarak adlandırılan yapılanmanın ana karargah komutanı sıfatıyla konuşan kişinin "Gabar Dağı kürt hâlkının gururu, iftarıdır, Gabar Dağı yiğitlerin yeridir, öyle bir dağ ki Türk Ordusu on binlerce askerini oraya yığmasına rağmen hükmedemiyor, her gün ağır kayıplar veriyor. Gabar'da eylem yapan grubumuzu selamlıyoruz. Tüm Kürdistan dağları, Ağrı'dan Munzur'a, Siser'e, Andok'a kadar hepsi hâlkımızın umudunun yükseldiği yerlerdir.", "Bahardan beri binlerce askerin bulunduğu taburların konuşlandığı bir yerde bu eylem oldu. Bu eylem bir kez daha gösterdi ki Türk Devletinin yaptığı propagandanın hepsi yalan, gerilla güçleri ne zaman nasıl ve hangi koşullarda olursa olsun Türk Ordusuna darbe vurabilir. Bu eylem askeri anlamda bunu gösterdi." biçimindeki açıklamalarının açıklamayı yapan kişinin ideolojik ve örgütsel konumu da dikkate alındığında PKK terör örgütünün amaçları doğrultusunda kullandığı şiddeti, silahlı çatışmayı özendirici ve teşvik edici nitelikte olduğu, bu açıklamalara ana karargah komutanı olarak adlandırılan kişinin fotoğrafı ile birlikte ulusal çapta yayın yapan bir gazetede yer verilmesinin 3713 sayılı Kanunun 6/2. maddesinde düzenlenen terör örgütü açıklamasını yayınlamak suçunu oluşturacağı anlaşılmakla; ONANMASINA, (03.01.2012 tarih, Esas No: 2010/1679-Karar No: 2012/140)
3713 sayılı Kanunun 6/1. maddesinde düzenlenen hedef gösterme suçunun oluşabilmesi için kişilerin terör örgütlerine hedef gösterilmiş olmasının gerektiği, dava konusu yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; bu kapsamda hedef gösterme olarak kabul edilemeyeceği demokratik toplumun zorunlu unsurlarından olan basının bilgi verme, eleştirme, yorumlama işlevi ve Anayasanın 26, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddelerinde düzenlenen ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, (29.12.2011 tarih, Esas No: 2009/14883-Karar No: 2011/30914)
Sanığın silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve haklarında toplatma kararları bulunan gazeteleri nevruz gösterileri esnasında satma eylemini örgüt adına işlediğine dair her türlü kuşkudan uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığı, bu hâliyle eylemin silahlı terör örgütünün propagandası olarak kabul edilip 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 28.12.2011 tarih, Esas No: 2009/21972-Karar No: 2011/30785)
"5237 sayılı TCK'nın 302/2. maddesindeki "Bu suçun, işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki hükme göre, sanık tarafından suç tarihinde askeri araçların geçtiği yola yerleştirilen bombanın patlamasının, ölüm sonucunu doğurabilecek mahiyette olduğunun ekspertiz raporuyla belirlenmiş olması karşısında, sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da zamanaşımı süresince dava açılıp, hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Sanığın, kollukta, 14.07.2006 tarihinde savcılıkta ve Sulh Ceza Hakimliğince yapılan sorgudaki beyanları, tanık E.K'nin aşamalardaki ifadeleri ve tüm dosya kapsamından, sanığın 16.07.2005 tarihinde Nazimiye ilçesi girişinde bulunan mezbahâne önündeki asfalt yola uzaktan kumandalı mayın-bomba konulması ve bu yoldan güvenlik güçlerinin geçtiği sırada bombanın patlatılması için gerekli olan icra hareketleri yapılmış olmasına rağmen bombanın patlamaması şeklinde gelişen ve akabinde mayın-bombanın ikinci kez yerleştirilmesi üzerine açıkta kalan kablolar nedeniyle bulunması ve imha edilmesi şeklinde gerçekleşen kasten öldürmeye teşebbüs suçuna katıldığı anlaşılmakla, eylemlerine uyan TCK'nın 302/1-2 ve 174/1¬2. maddeleri gereğince; ayrıca, sanığın teslim olmaya karar vermeden önce de taşıdığı ve güvenlik güçlerine teslim ettiği, atışa sâlih olan vahim nitelikli kalashnikof silahı taşıması ve bulundurması nedeniyle kendisine yüklenen 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyeti yerine delil değerlendirmesi ve suç vasfında yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 26.12.2011 tarih, Esas No: 2009/21233-Karar No: 2011/30630)
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 2007/9-282-2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere örgütün stratejisi doğrultusunda örgüte ait yayın organları tarafından yapılan eylem çağrısı ve örgütten gelen talimat üzerine düzenlenen gösteriye katılıp örgütün propagandasını yapan ve kimliğini gizlemek amacıyla yüzünü kapatan, sanığın eylemlerinin TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütü adına suç işlemek suçunu oluşturacağı ve yüklenen suçtan mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçe ile beraatına karar verilmesi, (9.C.D, 21.12.2011 tarih, Esas No: 2009/21146-Karar No: 2011/30437)
"....H.Ü. isimli kişinin İstanbul DEHAP İl merkezindeki şahısların telkinleri sonucu PKK Terör Örgütünün dağ kamplarına katılmaya karar verdiği, İstanbul'dan kimliği tespit edilemeyen şahıslarca Van'a gönderildiği, Van'a geldiğinde P.Ç. ile buluştuğu, P'nin Van'da kaldığı süre içerisinde sanık H'nin değişik evlerde kalmasını sağladığı, bu evlerden birinin de sanık H.A'ya ait ev olduğu, sanık H.A'nın bu şekilde terör örgütü PKK'nın yurt dışındaki kamplarına katılmak üzere Van'a gelen H.Ü'ye evinde barındırıp örgütün kırsalına aktarılmasını sağlamaya çalışarak üzerine atılı terör örgütüne yardım ve yataklık suçunu işlediği anlaşılmıştır." ONANMASINA, (9. C.D, 19.12.2011 tarih, Esas No: 2009/20949-Karar No: 2011/30216)
Sanığın Agit (K) Y.O. isimli örgüt üyesi tarafından kendisine verilen eşyaları Suriye ülkesinden alıp Nusaybin hudut kapısından ülke içine sokmak istediği sırada, üstlendiği görevi tamamlayamadan yakalanması şeklinde gerçekleşen eyleminin örgüte yardım etmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek sanık hakkında fazla ceza tayini, (9.C.D, 19.12.2011 tarih, Esas No: 2009/15634-Karar No: 2011/30212)
"5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen patlayıcı madde bulundurma suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilen sanıklar M.B. ve O.Ö. hakkında anılan maddenin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar M.B. ve O.Ö'nün geceleyin kapalı olan bir iş hanında örgütün faaliyeti çerçevesinde kullanılmak üzere imal etmekte oldukları patlayıcı maddenin istem dışı patlaması sonucu kendilerinin yaralanmaları ve bir örgüt üyesinin de ölmesi şeklinde gerçekleşen olay bu hâliyle TCK'nın 302/1. maddesinde belirtilen amaç suça yönelik hazırlık hareketleri niteliğinde olup, zarar tehlikesi doğurmaya elverişli icra hareketi niteliğinde bulunmadığından, anılan maddede tanımlanan suçun unsurlarının oluşmayacağı, sübutu kabul edilen fiilin hazırlık hareketlerini de cezalandıran ve istisnai suç tipi olan silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturduğu, mahkemenin kabulünün de bu yönde olup bu bakımdan bir isabetsizlik görülmediği, ancak; sanıkların 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasıyla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden eylem ikiye bölünerek anılan Kanunun 302/1. maddesinden verilen beraat kararının hukuken geçersiz ve yok hükmünde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık C.Y'nin terör örgütüne yardım etme suçunu işlediğinin sabit olmadığı kabul edilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar M.B., O.Ö., M.S. ve T.B. müdafileri ile Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ve mahkumiyete ilişkin hükümlerin ONANMASINA", (9.C.D, 14.12.2011 tarih, Esas No: 2011/10378-Karar No: 2011/30018)
Sanıklar İE. Ve S.Y. hakkında mala zarar verme, sanıklar Ö.A. ve S.D hakkında terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve mala zarar verme, sanık R.G. hakkında Denizbank A.Ş.'ye ve Kuveyt Türk A.Ş.'ye yönelik mala zarar verme, sanık S.T. hakkında 02.10.2008 tarihli eyleme ilişkin terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, mala zarar verme ve patlayıcı madde bulundurma ile
18.10.2008 tarihli eyleme ilişkin patlayıcı madde bulundurma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince;
a- Sanıklar S.D., S.T. ve Ö.A. için:
TCK'nın 302/2. maddesi hükmünün, aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen amaç suçun işlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilen diğer suçlar ile amaç suç arasındaki fikri içtima ve bileşik suç ilişkisini bertaraf ettiği, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen diğer suçların kendi aralarında fikri içtima ve bileşik suça kanu olmalarını engelleyen bir hükmün bulunmadığı da nazara alınarak;
Dosya kapsamına göre sanıkların içinde iki kamu görevlisinin olduğunu bildikleri seyir hâlindeki emniyet aracına molotof kokteyli atmaları eyleminin oluş şekli itibariyle tasarlayarak, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarını oluşturduğu, öldürmeye teşebbüs suçunun sanığın üyesi bulunduğu örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında vahamet arz ettiği, eylemlerinin TCK'nın 302, 82, 152. maddeleri kapsamında kaldığı ancak; aynı Kanunun 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen diğer suçlardan sadece daha ağır cezayı gerektiren nitelikli öldürmeye teşebbüs suçundan sorumlu tutulmaları ve TCK'nın 302, 82. maddeleri gereğince cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve mala zarar verme suçlarından mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
b- Sanıklar İ.E. ve S.Y'nin İş Bankası A.Ş.'ye, sanık R.G'nin Denizbank A.Ş. ve Kuveyt Türk A.Ş.'ye yönelik mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerle ilgili olarak;
Olay yeri görgü tespit tutanakları ile tüm dosya kapsamından zarar gören binaların duvarlarında ve ATM'lerde sadece is lekelerinin bulunduğu, herhangi bir yanmanın oluşmadığının anlaşılması karşısında; sanıkların eylemlerinin basit mala zarar vermenin tamamlanmış hâli ile yakarak mala zarar verme suçunun teşebbüs hâlini oluşturacağı, TCK'nın 44. maddesi hükmü de göz önünde bulundurularak sanıkların ağır cezayı gerektiren suçlardan sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden, yakarak mala zarar verme suçunun tamamlandığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
c- Sanık S.T'nin üzerine atılı patlayıcı madde bulundurma suçunun temadi eden suçlardan olması ve temadinin kesildiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç oluşturacağı gözetilerek; patlayıcı nitelikteki maddeleri değişik tarihlerde bulunduran sanığın patlayıcı maddelerin miktar ve niteliği de gözetilerek bir kez TCK'nın 174/1-2. maddesi uyarınca alt sınırdan uzaklaşılarak temel ceza tayin edilmesi, gerekirken 02.10.2008 ve 18.10.2008 tarihli eylemleri nedeniyle ayrı ayrı iki kez ceza tayin edilmesi", (9.C.D, 05.12.2011 tarih, Esas No: 2011/10409-Karar No: 2011/29588)
Not: Terör örgütünün şehirlerdeki gösterilerinde kullanılmak üzere hazırlanmış, sanık tarafından çuval içerisinde 9 adet Molotof kokteyli taşırken yakalandı.
"Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanığın örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek patlayıcı maddeyi naklederken yakalandığının anlaşılması karşısında eylemin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi;
Kabul ve uygulamaya göre de,
a) İddianamede ve Cumhuriyet Savcısı'nın esas hakkında görüşünde örgüte yardım suçunu düzenleyen TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri delaleti ile aynı Kanunun 314/2 maddesinin uygulanmasının talep edilmemesi karşısında, ek savunma hakkı tanınmadan sanık hakkında anılan maddenin uygulanması suretiyle CMK'nın 226. maddesine muhâlefet edilmesi,
b) Hükmün gerekçesinde sanığın örgüte yardım suçundan cezalandırılacağı belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında örgüt üyesi olmak suçunun sabit görüldüğü belirtilmek suretiyle hükümde çelişkiye düşülmesi'' (9.C.D, 07.07.2010,
05.12.2011 tarih ve Esas No: 2011/10404-Karar No: 2011/... kararı ile yeniden düzeltilerek onandı)
Sanığın sorumlu yazı işleri müdürü bulunduğu dergide yayınlanan yazılar bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; dava konusu yazılarda ana tema, amaç ve ısrarla tekrarlanan iddiaların esas itibariyle işlenmiş bulunan terör suçlarının haklı nedene dayandığını belirtmek suretiyle meşrulaştırılmak istendiği; bu hâliyle sanığın eyleminin terör örgütü propagandası suçunu oluşturacağı, sadece bir kez ceza tertip edilmesi gerektiği ancak suçun işleniş biçimi meydana gelen tehlikenin ağırlığı sanığın suçtaki ısrarı, güttüğü amaç ve saik nazara alınarak sanığın hakkında tertip olunan temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 05.12.2011 tarih, Esas No: 2009/20472-Karar No: 2011/29430)
Suçun, basın ve yayın yoluyla işlenmesi nedeniyle tayin olunan cezanın 3713 sayılı Kanunun 7/2-2. cümle gereğince yarı oranında arttırılmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9.C.D, 05.12.2011 tarih, Esas No: 2009/20476-Karar No: 2011/29431)
Şirketinin tanıtım amacıyla dava konusu olan ve basılmış eser niteliğinde bulunan takvimi bastıran sanığın eser sahibi olduğu ve 3713 sayılı Kanunun 7/2.
maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; TCK'nın 53. maddesi gereğince kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak her zaman hak yoksunluğuna hükmedilmesi mümkün görülmüştür. DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (9.C.D, 23.11.2011 tarih, Esas No: 2009/19182-Karar No: 2011/29111)
Dosya kapsamından 27.11.2007 tarihli ön ödeme ihtarâtının sanığa tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanılmadığından, sanığa usulüne uygun ön ödeme ihtarâtı yapılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 22.11.2011 tarih, Esas No: 2009/19676-Karar No: 2011/28879)
"1- Sanık D.A. hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, tasarlayarak, bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurma, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, resmi belgede sahtecilik ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma; sanık
5.0. Y. hakkında anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, tasarlayarak, bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürmeye teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde:
6136 sayılı Kanuna muhâlefet suçunda Sanık D.A'ya suç tarihi itibariyle eksik para cezası verilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını cebir ve şiddet kullanarak değiştirme amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanıkların sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, ayrıca sanık D.A'nın tasarlayarak, bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürmeye teşebbüs, patlayıcı madde bulundurma, 6136 sayılı Kanuna aykırılık, resmi belgede sahtecilik ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma; sanık
5.0. Y'nin ise tasarlayarak, bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürmeye teşebbüs ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işledikleri kabul olunmuş, sanık S.O.Y yönünden cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, sanıkların savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde eleştiri ve aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında sanıklar müdafinin ileri sürdüğü ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Her iki sanık hakkındaki tasarlayarak, bombalama suretiyle ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürmeye teşebbüs suçunda, terör amacıyla kasten insan öldürme suçunun, kasten öldürme suçunun yalın şekline göre nitelikli hâl olduğu ve TCK'nın 61/4. maddesi uyarınca, hükmedilen cezanın önce 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uygulanarak artırılması, sonra da TCK'nın 61/5. maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanıklara fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan,
a) Hükmün sanık D.A. hakkındaki nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili A-2 bölümünün (b) ve (c) fıkralarının hükümden çıkarılmasına, (a) fıkrasında tayin edilen ve ağırlaştırılmış müebbet hapis öngören temel ceza fıkrasından sonra gelmek üzere " (b) 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanması suretiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, (c) sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmış olmakla 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesi gereğince indirim yapılarak sanığın neticeten 16 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına" şeklindeki fıkraların eklenmesi,
b) Hükmün sanık S.O.Y. hakkındaki nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili B-2 bölümünün (b), (c) ve (d) fıkralarının hükümden çıkarılmasına, (a) fıkrasında tayin edilen ve ağırlaştırılmış müebbet hapis öngören temel ceza fıkrasından sonra gelmek üzere "(b) 3713 sayılı Kanunun 5. maddesinin uygulanması suretiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, (c) sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmış olmakla 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesi gereğince indirim yapılarak sanığın 16 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına, (d) sanığın duruşmalardaki tutum ve davranışları lehine takdiri indirim sebebi kabul edilerek cezasından 5237 sayılı TCK'nın 62/1. maddesi gereğince takdiren 1/8 oranında indirim yapılarak sanığın neticeten 14 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına" şeklindeki fıkraların eklenmesi suretiyle,
Diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan sanıklar hakkındaki nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili hükmün DÜZELTİLEREK, kısmen resen temyize tabi olan diğer hükümlerin ise doğrudan ONANMASINA,
2- Sanık D.A. hakkındaki patlayıcı madde kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
5237 sayılı TCK'nın 302/2. maddesi hükmünün, aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen amaç suçun işlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilen diğer suçlar ile amaç suç arasındaki fikri içtima ve bileşik suç ilişkisini bertaraf ettiği, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen diğer suçların kendi aralarında fikri içtima ve bileşik suça konu olmalarını engelleyen bir hükmün bulunmadığı nazara alınarak;
Dosya kapsamına göre sanığın, olay tarihinde bomba patlatmak şeklindeki tek fiille tasarlayarak, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs ve patlayıcı madde kullanma suçlarını işlediği, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesi hükmü karşısında, işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, sadece daha ağır cezayı gerektiren nitelikli öldürmeye teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden ayrıca patlayıcı madde kullanma suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi", (9.C.D, 17.11.2011 tarih, Esas No: 2011/10013-Karar No: 2011/28607)
Silahlı terör örgütünün propagandasının yapıldığı ve açıklamalarının yayımlandığı gerekçesiyle el koyma, satış ve dağıtım yasağına konu olan 40 adet dergi, 50 adet gazete ile üzerinde örgütsel ibareler bulunan 50 adet tükenmez kalemin sanık tarafından kargodan teslim alındıktan sonra örgüte yardım bakımından üstlendiği fiili henüz tamamlayamadan kollukça yakalanması şeklinde gerçekleşen eylemin örgüte yardım etmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, sanığın 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri yollamasıyla 314/2, 35/2. maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 14.11.2011 tarih, Esas No: 2011/8828-Karar No: 2011/28683)
Silahlı terör örgütünün faaliyeti kapsamında yapılacak propaganda eylemlerinde kullanılmak üzere örgütsel içerikli malzemeleri naklederken yakalanan sanığın eyleminin silahlı örgüte yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı gözetilmeden suçun tamamlandığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
03.11.2011 tarih, Esas No: 2009/17839-Karar No: 2011/28355)
Sanığın, dava konusu yazının yazarını bildirmemiş olması ve dosya içeriğine göre de suçun işlenişine iştirak ettiği ve yazı sahibi gibi sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 01.11.2011 tarih, Esas No: 2009/19480-Karar No: 2011/28190)
Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanığın katıldığı dosya kapsamı ile sabit olan ve silahlı terör örgütünün propagandasına dönüşen yasadışı gösteri ve yürüyüşlerin örgütün talimatıyla gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu hususta örgütsel çağrı yapılıp yapılmadığı yeterince araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma sonucu söz konusu eylemlerin süreklilik arz ettiğinden bahisle sanığın örgüt adına suç işlediği kabul edilerek hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 01.11.2011 tarih, Esas No: 2009/19017-Karar No: 2011/28321)
Sanığın sorumlu yazı işleri müdürü olduğu gazetenin 18.07.2007 tarihli nüshasının 7. ve 8. sayfalarında yayımlanan "matematik açıdan PKK ile Kürt sorununun ayrılmaz bütünlüğü" ve "Diyarbakır'ın rengi belli" başlıklı yazıların, silahlı örgütün propagandasını yapma suçunu oluşturmadığı, anılan yazıların Anayasanın 25, 26, 27, 28. ve 5187 sayılı Basın Kanununun 3. maddesinde işaret edilen Basın özgürlüğü kapsamında bilgiyi yayma, eleştirme ve yorumlama hakkının kullanılması mahiyetinde olduğu gözetilmeden, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 31.10.2011 tarih, Esas No: 2009/18405-Karar No: 2011/28135)
"örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gerektiği, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısıyla araç ve gereç bakımından, amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da arandığı, örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün, ancak zorunlu olmadığı, soyut olarak sanık sayısının üç kişiden fazla olması örgütün varlığının kabulü için yeterli olmayıp bu durumda iştirak ilişkisinden söz edilebileceği..." (Yargıtay 10. CD., T. 12.10.2011, E. 2011/9702 K. 2011/55850)
"1- PKK terör örgütü mensubu oldukları kabul edilen sanıkların saat 20:15 sıralarında içerisinde yolcuları olduğu hâlde kırmızı ışıkta beklemekte olan belediye otobüsünü örgütün amaçları doğrultusunda molotof atarak yakmak şeklindeki eylemlerinin araç içerisindeki yolcuları öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirilebileceği gözetilerek, haklarında TCK'nın 302/1-2, 82, 35. maddeleri uyarınca da dava açılması temin edildikten sonra her iki dava birleştirilip deliller bir bütün olarak değerlendirilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre;
a) Patlayıcı madde bulundurma suçu ile ilgili olarak sanıklara 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması,
b) Katılan F.K'ye yönelik gerçekleşen ve görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru olan eylemin TCK'nın 265/5. maddesi hükmü de gözetilip kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâllerine ulaşmadığı bu hâliyle eylemin 5237 sayılı TCK'nın 265. maddesinde belirtilen suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 11.10.2011 tarih, Esas No: 2009/18613-Karar No: 2011/27880)
"765 sayılı TCK'nın 125 ve 5237 sayılı TCK'nın 302/1. maddesinde tanımlanan Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunda suç tarihinin, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen ve vahamet arz eden araç suçun gerçekleştirildiği tarih olup, sanık Ş.A'nın sübutu kabul edilen eylemlerinin 01.06.2005 tarihinden önce gerçekleştirilmiş olması karşısında, hakkında, 765 sayılı TCK'nın 125, 31. maddeleri gereğince uygulama yapılması gerekirken, 5237 sayılı Kanunun 302 ve 53. maddeleri gereğince uygulama yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından, sanık S.T'nin ise örgüte üye olmamakla birlikte örgüt üyesine sahte kimlik temin etmek suretiyle örgüt adına suç işlediği ve bu nedenle örgüte üye olmak suçundan cezalandırılması gerektiği düşünülmeden örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi konumunda kabul edilerek örgüt üyesi gibi cezalandırılmış olması sonuca etkili görülmediğinden, bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA., (9.C.D, 10.10.2011 tarih, Esas No: 2010/3969-Karar No: 2011/27876)
"5237 sayılı TCK'nın 309/2. maddesindeki "Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur." şeklindeki düzenleme karşısında, hükümlünün sabit kabul edilen eylemi yanında üyesi olduğu yasadışı MLSP/B terör örgütü adına işlenen eylemlere de katıldığı kabul edilmekle sanığın ayrıca bu suçlardan da cezalandırılması gerekeceğinden, 5237 sayılı TCK'nın 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca sanık lehine olan kanunun belirlenmesi bakımından yargılama dosyasının sanıkla ilgili bölümlerinin onaylı örnekleri bu dosya içerisine alınarak önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanıp, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle uyarlama talebi hakkında karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 10.10.2011 tarih, Esas No: 2011/9504-Karar No: 2011/27817)
Suça konu yazılardaki hangi söz ve ifadelerin örgüt propagandasını oluşturduğu tartışılıp gösterilmesi gerekirken, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 03.10.2011 tarih, Esas No: 2009/17813-Karar No :2011/27684)
İhbar tutanağı, yakalama tutanağı, sanığa ait telefonun incelenmesine ilişkin tutanak, fotoğraftan teşhis tutanağı ve tüm dosya kapsamından, sanığın PKK terör örgütü üyesi KAVA Kod ile görüşüp örgütün talimatlarını getirmek amacıyla Kuzey Irak'a gittiği, bu örgüt üyesi tarafından Kuzey Irak'a gittiği gün arandığı ve Türkiye'ye giriş yapacağı sırada, örgütün talimatlarını alıp Türkiye'deki temsilcilere iletemeden ihbar üzerine yakalandığı anlaşılmakla, sanığın bilerek ve isteyerek yardım etme fiilinin teşebbüs aşamasında kaldığı, anlaşılmış olup atılı suça teşebbüsten mahkûmiyeti yerine, yazılı gerekçeyle beraatına karar verilmesi, (9.C.D, 28.09.2011 tarih, Esas No: 2009/14206-Karar No: 2011/27325)
Sanıklar M.Ş.K. ve N.F. hakkında kurulan hükümlere yönelik temyizlere gelince;
a) Sanıkların terör örgütünün çağrısı ve amaçları doğrultusunda suç işlemek suretiyle örgüte yardım ettikleri kabul edilip, işlenen bu suçlardan ayrıca mahkûmiyet hükmü kurulduğu görülmekle; TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddelerinde düzenlenen silahlı örgüte yardım bakımından yardımın konusunun suç teşkil etmeyen bir fiilden ibaret olması, yardımı oluşturan fiilin suç teşkil etmesi hâlinde ise artık örgüte yardım suçundan söz edilemeyip fiilin aynı Kanunun 220/6 maddesi kapsamında örgüt adına suç işleme olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz ve isabetsiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Mahkemece sanıkların uydukları kabul edilen örgütsel çağrıların ne şekilde gerçekleştiğinin sübuta elverişli delilleriyle birlikte karar yerinde tartışılıp ortaya konulmaması,
c) Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanıklar hakkında patlayıcı madde nakletme suçundan hüküm kurulurken ek savunma hakkı tanınmadan, tayin olunan cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesi uyarınca 2/3 oranında arttırılması suretiyle CMK'nın 226. maddesine muhâlefet edilmesi, (9.C.D, 27.09.2011 tarih, Esas No: 2011/7749-Karar No: 2011/27280)
"2- Temyizin kapsamına göre sanıklar E.P, M.P, A.T., M.P., M.P ve Z.P hakkındaki hükümlerle sınırlı olarak yapılan incelemede:
A - Sanık E.P hakkında Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, tasarlayarak ve bombalama suretiyle insan öldürme, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürme, tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle insan öldürmeye teşebbüs; sanıklar M.P, A.T., M.P, M.P ve Z.P hakkında silahlı terör örgütüne yardım suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlerin incelenmesinde;
Sanık E.P'nin , 03.01.2008 tarihinde şehir merkezinde insanların çokça bulunduğu işlek bir caddede, hedeflediği askeri servis otobüsünün geçtiği sırada bomba yüklü aracı uzaktan kumanda ile patlatarak aracın yakınlarında bulunan 7 kişiyi öldürdüğü olayda; insanların yoğun olarak bulunduğu bir caddede böylesine güçlü bir bombanın patlaması hâlinde çevrede bulunan insanların da öleceği sonucunun muhakkak olduğu ve bu durumda doğrudan kastla hareket ettiği kabul edilerek buna göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile eylemin olası kastla işlendiği kabul edilerek TCK'nın 21/2. maddesi uyarınca indirim yapılması, karşı temyiz bulunmadığından ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile cezanın artırılması karşısında olası kastın uygulanmaması hâlinde hükmedilecek sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık E.P'nin üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını Devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayları gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne nazaran, amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suçun vasfı tayin edilmiş, ayrıca adı geçen sanığın tasarlayarak ve bombalama suretiyle insan öldürme, kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle insan öldürme, tasarlayarak ve kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle insan öldürmeye teşebbüs suçlarını; sanıklar M.P, A.T., M.P, Me.Pve Z.P'nin ise silahlı terör örgütüne yardım suçunu işledikleri kabul olunmuş, sanıklar M.P, A.Tç, M.P, M.P ve Z.P yönünden cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, bütün sanıkların savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde eleştiri ve düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; sanıklar E.P ve M.P ile sanıklar müdafilerinin ileri sürdüğü ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine; ancak Sanık E.P hakkında, 05.12.2007 tarihinde polis memuru R.Ş'yi tasarlayarak, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs suçundan uygulama yapılırken, terör amacıyla kasten insan öldürme suçunun, kasten öldürme suçunun yalın şekline göre nitelikli hâl olduğu dikkate alınarak TCK'nın 61/4. maddesi uyarınca, hükmedilen cezanın önce 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca artırılması, sonra da TCK'nın 61/5. maddesi uyarınca teşebbüs nedeniyle indirilmesi gerektiği gözetilmemek suretiyle fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün R.Ş'yi nitelikli şekilde öldürmeye teşebbüs suçuyla ilgili D-1 bölümünün (b) ve (c) fıkralarının hükümden çıkarılması, yerine "(b) 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca cezanın 1/2 oranında artırılması gerekiyor ise de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının artırılması mümkün olmadığından bu maddenin uygulanmasına yer olmadığına, (c) sanığın eylemi teşebbüs aşamasında kalmış olmakla 5237 sayılı TCK'nın 35/2. maddesi gereğince indirim yapılarak sanığın takdiren 15 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına" fıkralarının eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan re'sen temyize tabi anılan hükmün DÜZELTİLEREK, yine aynı sanığa ilişkin ve re'sen temyize tabi olan diğer hükümler ile sanıklar M.P, A.T., M.P, M.P ve Z.P hakkındaki hükümlerin doğrudan ONANMASINA,
B - Sanık E.P hakkında patlayıcı madde bulundurma, mala zarar verme ve 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a) 5237 sayılı TCK'nın 302/2. maddesi hükmünün, aynı maddenin 1. fıkrasında düzenlenen amaç suçun işlenmesi doğrultusunda gerçekleştirilen diğer suçlar ile amaç suç arasındaki fikri içtima ve bileşik suç ilişkisini bertaraf ettiği, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen diğer suçların kendi aralarında fikri içtima ve bileşik suça konu olmalarını engelleyen bir hükmün bulunmadığı da nazara alınarak;
Dosya kapsamına göre sanığın, 05.12.2007 tarihinde bomba patlatmak şeklindeki tek fiille tasarlayarak, yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle ve bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarını işlediği, 5237 sayılı TCK'nın 44. maddesinde düzenlenen fikri içtima kuralı uyarınca sadece daha ağır cezayı gerektiren nitelikli öldürmeye teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden ayrıca mala zarar verme suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,
b) 6136 sayılı Kanuna aykırı silah taşıma ve bulundurma suçu ile patlayıcı madde bulundurma suçunun mütemadi suçlardan olduğu ve temadinin kesildiği tarihe kadar gerçekleştirilen eylemlerin tek suç oluşturacağı gözetilerek sanığın; suça konu vahim nitelikteki silahı bir süre taşıma ve niteliksiz tabancayı da bulundururken yakalanma olayında silahların sayı ve niteliği de gözetilerek bir kez 6136 sayılı Kanunun 13/2. maddesi uyarınca, patlayıcı nitelikteki maddeleri değişik tarihlerde bulundurma olayında ise patlayıcı maddelerin miktarı ve niteliği de gözetilerek bir kez TCK'nın 174/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasıyla yetinilmesi gerekirken, dört kez patlayıcı madde bulundurma ve iki kez 6136 sayılı Kanuna aykırılık suçundan hüküm kurulması", (9.C, D.22.09.2011 tarih, Esas No: 2011/9401-Karar No: 2011/27205).
Dava konusu yazıların yayınlandığı derginin yayın sorumlusu olup, metinlerin yazarının açık kimliğini vermeyerek eylemine iştirak eden sanık hakkında 3713 sayılı Kanunun 7/2. madde ve fıkrasının 1. cümlesi yerine anılan fıkranın 2. cümlesi ile hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Hüküm tarihinde yürürlükte olan, 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik CMK'nın 231. maddesindeki "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na ilişkin düzenleme uyarınca; suç tarihi itibariyle suçun niteliği ve hükmolunan cezanın türü gözetilip dosyada bulunan adli sicil kaydı da dikkate alınarak, sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan kanun ve maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6.
madde ve fıkrası hükme aykırılık yapılması, (9.C.D, 20.09.2011 tarih, Esas No: 2009/17865-Karar No: 2011/27117)
Maliye Hazinesinin sanık hakkında açılan silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan doğrudan doğruya zarar görmesi söz konusu olmayıp, katılma talebinin reddine ilişkin karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Hazine vekilinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, (9.C.D, 20.09.2011 tarih, Esas No: 2009/15262-Karar No: 2011/27105)
19.03.2006 tarihinde Hakkari il merkezinde düzenlenen Nevruz etkinliklerine, örgütün internet sitelerinde yaptığı çağrıya uyarak katılan sanığın, örgüt propagandası içeren sloganlar atarak zafer işareti yaptığı, patlayıcı madde bulundurduğu ve güvenlik kuvvetlerine molotof kokteyli attığı, bu suretle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten ibaret eylemi nedeniyle ayrıca, 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/6 ve 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 314/2. maddeleri gereğince de cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, patlayıcı madde bulundurma suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi nedeniyle verilen temel cezanın TCK'nın 174/2. maddesi gereğince yarı oranında arttırılması gerekirken eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- Patlayıcı madde bulundurma ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyiz incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda; toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde suç vasıfları tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
2- Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükme yönelik temyize
gelince;
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suç tarihinin 5532 sayılı Kanunun 10. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 13. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce olması nedeniyle, sanık müdafinin lehe hükümlerin uygulanması talebinin 5237 sayılı TCK'nın 50/1. maddesini de kapsadığı gözetilmeden, kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesi konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, (9.C.D, 19.09.2011 tarih, Esas No:2009/16287-Karar No: 2011/27067)
"Sanıklara atılı Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçunun niteliği itibariyle suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen ve bu nedenle de davaya katılma hakkı olmayan Hazinenin davaya katılmasına ilişkin karar hukuki değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, katılan Hazine vekilinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE", (9.C.D, 14.09.2011 tarih, Esas No: 2009/15336-Karar No: 2011/25416)
Sanığın sübutu kabul edilen propaganda niteliğindeki eylemlerinin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 14.09.2011 tarih, Esas No: 2009/15503-Karar No: 2011/23866)
2- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, patlayıcı madde bulundurma ve atma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a) Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu ile ilgili olarak sanıkların örgütün çağrısı üzerine toplanıp toplanmadıkları araştırılıp, karar yerinde ne surette örgüt adına suç işlediklerinin gerekçeleri birlikte tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Patlayıcı madde bulundurma suçundan ise sanıklara 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı tanınmadan, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesinin uygulanması suretiyle savunma haklarının kısıtlanması, (9.C.D,
20.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5948-Karar No: 2011/13101)
"Olay günü, saat 20:55'te AK Parti seçim bürosu olarak kullanılan bina içerisinde birden fazla kişinin toplantı yaptığı sırada pencereyi kırıp içeriye molotof kokteyllerini atma eyleminin oluş şekli itibariyle öldürmeye teşebbüs sucunu oluşturduğu, sanığın üyesi bulunduğu örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında vahamet arz eden eylemin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi kapsamında kaldığı hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 18.07.2011 tarih, Esas No:2011/6328-Karar No: 2011/12091)
Sanığın dava konusu yazıların yazarlarını bildirmemesi karşısında, eser sahibi gibi sorumlu tutularak 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi yerine, 7/2-son maddesinden ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair itirazlarının reddine, ancak; Suç tarihi itibariyle 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanması ile ilgili paragrafın hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usül ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2009/11637-Karar No: 2011/9525)
b- Sanıklar M.E.Ş., R.A. ve H.K. hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümle ilgili olarak yapılan incelemede;
Örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını, kanıtını ve alt yapısını oluşturması nedeniyle sanıklar hakkında 2911 sayılı Kanununa aykırılık suçundan açılan davalarla ilgili dosyalar getirtilip, incelenerek gerekirse zorunlu irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesi yoluna da gidilerek sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5171-Karar' No: 2011/9261)
Slogan atan grup içinde bulunan sanıklar H.K. ve M.E.T'nin hangi eylemleri ile silahlı terör örgütünün propagandasını yaptıkları ve eylemlerinin ne şekilde sübuta erdiği karar yerinde tartışılıp gösterilmesi gerektiği gözetilmeden yetersiz gerekçe ile yüklenen suçtan mahkumiyetlerine karar verilmesi, (9.C.D, 11.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5171-Karar No: 2011/9261)
"2- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne yardım etme ve 14.02.2009 ile
15.02.2010 tarihinde silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;
a) Sanığın hukuki ve fiili kesinti olmaksızın eylemlerine devam edip aynı dönem içinde örgütün talimatı ile düzenlenen gösterilere katılıp örgütün propagandasını yapmak suretiyle örgüt adına suç işlediği, örgütün dağ kadrosuna eleman göndermek suretiyle de örgüte yardım ettiğinin iddia ve kabul edilmesi ve yüklenen suçların temadi edip sanığın yakalandığı tarihe kadar sürmüş olması karşısında, sanığa sadece silahlı örgüt adına suç işlemek suçundan ceza verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden ayrıca silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,
b) Sanık hakkında düzenlenen iddianame kapsamına göre, 2911 sayılı Kanuna aykırılıktan dava açıldığı ancak silahlı terör örgütünün propagandasını yapmaktan açılan bir dava bulunmadığı gibi, 2911 sayılı Kanuna aykırılıktan açılan davanın da örgüt propagandasını yapma suçuna dönüşmeyeceği gözetilmeden sanığa ek savunma hakkı verilerek 14.02.2009 ve 15.02.2010 tarihli eylemleri nedeniyle 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca iki kez cezalandırılmasına karar verilmesi", (9.C.D, 05.07.2011 tarih, Esas No: 2011/6295-Karar No: 2011/8640)
2- Sanıklar M.Y. ve U.A. haklarında mala zarar verme, genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak ve sanık M.Y hakkında kasten yaralama suçlarından kurulan hükme yönelik temyize gelince;
a) Sanıklar M.Y ve U.A'nın eylemi sonucu kişilerin yaralanması suretiyle zarar meydana gelmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 42. maddesi hükmü karşısında, bombalamanın öldürmeye teşebbüs ve yaralama fiilini ağırlaştırıcı neden sayan bileşik suç niteliğinde olup sanıkların yalnızca anılan Kanunun 82/1-c maddeleri gereğince cezalandırılmaları ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca TCK'nın 170/1-c maddesi uyarınca da mahkumiyetlerine karar verilmesi,
b) Sanık M.Y'nin yolcu minibüsü koltuğu altına ve sahil yolu yürüyüş bandındaki çöp sepetlerine canlılar üzerinde öldürücü ve yaralayıcı cansızlar üzerinde yakıcı, yıkıcı ve tahrip edici özelliğe sahip patlayıcı madde koymak ve patlatmak suretiyle 19 kişinin yaralanmasına neden olma eylemin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
c) Sanıkların bir fiil ile bomba patlatmak suretiyle, birden fazla farklı öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarının oluşmasına neden olduklarının anlaşılması ve fikri içtimaı düzenleyen TCK'nın 44. maddesi hükmü karşısında sadece daha ağır cezayı gerektiren bombalama suretiyle öldürmeye teşebbüs etme suçundan sorumlu tutulmaları gerektiği gözetilmeden ayrıca mala zarar verme suçundan da mahkûmiyetlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, sanık M.Y hakkında kasten yaralama suçundan tayin olunan cezaların süreleri bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına" (9.C.D, 05.07.2011 tarih, Esas No: 2011/5648-Karar No: 2011/8611)
"Örgütün silahlı sayılması için, silahın örgütün amaçları doğrultusunda bulundurulması, örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye doğrudan veya dolaylı olarak kolaylaştırmaya elverişli olması gerekir. Somut olayda ele geçirilen silahların örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen başka suçta kullanıldıklarına dair kuşku sınırlarını aşan, kesin ve yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden TCK'nın 220/3 maddesinin uygulanması suretiyle sanıklara fazla ceza tayini yasaya aykırı olup..." (Yargıtay 10. CD., 30.06.2011, 2011/3523 E., 2011/5295 K.)
"5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan suç, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin kurucularını, yöneticilerini ve üyelerini cezalandırmaya yönelik hazırlık hareketlerini suç sayan ve yaptırıma bağlayan özel bir suç tipi olup; amaç suç işlendiğinde fail geçitli suçlardaki özellik nedeniyle amaç suç ile amaç suça yönelik olarak gerçekleştirilmiş bulunan araç suçlardan ilgili hükümlere göre cezalandırılacak, ancak örgütün kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmaktan ceza verilmeyecektir.
Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanık hakkında Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik olarak vahamet arz eden olaylara fiilen katıldığı iddiasıyla 13.11.2006 tarihli iddianame ile 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi gereğince cezalandırılması için dava açılması karşısında ve 5237 sayılı TCK'nın 302. maddesinin 2. fıkrasındaki "bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki atfın aynı Kanunun314/1.maddesinde tanımlanan terör örgütü yöneticisi olma suçunu kapsamadığı gözetilmeden; sanık hakkında üç ayrı iddianameyle silahlı terör örgütü yöneticisi olma ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından açılan davaların birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden,
Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan açılan davanın tefrikine karar verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması", (9.C.D, 07.06.2011 tarih, Esas No: 2011/4205-Karar No: 2011/3247).
5532 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında sadece adli para cezasının öngörüldüğü, yayın sorumlusu olan sanığın dava konusu yazının yazarını açıklamış olması ve suçun işlenişine iştirak ettiğine dair dosyada delil bulunmaması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca ön ödeme önerisi çıkartılıp sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı, (9.C.D, 06.06.2011 tarih, Esas No: 2009/12903- Karar No: 2011/3204)
PKK Kongre - Gel terör örgütüne yönelik yapılan çalışmalar kapsamında Özgür Hâlk isimli derginin binasında yapılan aramalarda ele geçirilen Türkiye Koordinasyon Merkezi adlı birimde görevlendirilen örgüt mensuplarının isim listesinin 20. sırasında ve yine Türkiye Delegeleri isimli listenin 16. sırasında adı yer alan sanığın Abdullah Öcalan'dan almış olduğu talimatları terör örgütünün Kuzey Irak'ta bulunan üst düzey yöneticilerine ilettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla eylem ve faaliyetlerinin silahlı terör örgütü üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 01.06.2011 tarih, Esas No: 2009/5150-Karar No: 2011/3183)
Sanık C.Ö'nün tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi, yakalama tutanağının matbu olarak düzenlenmesi, tanık A.Y'nin beyanı ve 27.11.2008 tarihli bilirkişi raporunda CD içerisinde görüntüsü bulunan kişi ile dosyada yer alan fotoğraftaki kişinin farklı olduğunu belirtmesi karşısında; sanığa ait mukayese amaçlı fotoğraf ve görüntülerin, olaya ait kamera görüntüleri ile birlikte TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlardan birisine gönderilip fotoğraf ve görüntü analizleri yaptırılarak, görüntülerdeki şahsın sanık C.Ö. olup olmadığının tespit ettirilmesinden sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 25.05.2011 tarih, Esas No: 2011/4429-Karar No: 2011/3072)
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun oluşabilmesi için henüz hiçbir suç işlenmemiş olsa dahi sadece suç örgütünün meydana getirilmiş olması, örgütü kuranlar, yönetenler, örgüt mensuplarının cezalandırılması için yeterli bir nedendir. TCK'nın 220. maddesinde düzenlenen suç bir tehlike suçudur. Genel ilkeye bir istisnadır. Amaç suçun işlenmesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Asıl amaç, toplum yararına hazırlık hareketlerinin cezalandırılmasıdır. Yasanın amacı basit bir birleşmeden çok, birden çok hatta belirsiz sayıdaki suçları işlemek amacıyla bir araya gelmektir. Bu suçu suç ortaklığından ayıran temel unsur, devamlılık ve süreklilik olduğu gibi, planlı ortaklık ve eylemli paylaşma unsurlarına ek olarak işlenen suç ve suçların örgütün amacına uygun suçlar olmasını gerektirir. Bu noktada düşünce ve eylemde süreklilik suç işlemek için düzenli ve planlı ortaklık, yönetim ve dayanışma ile disiplin gibi öğelerin bir araya gelmesi icap eder. Örgütün soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişkinin olması gerektiği, sanıkların aralarında önceden anlaşarak işbölümü ve hiyerarşik bir yapı içerisinde süreklilik göstererek planlı bir ortaklık ve paylaşım anlayışıyla belirlenmemiş sayıdaki suçları işlemek amacı etrafında birleşmeleri gerektiği yasanın açık anlatımı, öğreti ve uygulama ile sabittir. Olayımızda ise, bir kısım sanıklar borsada manipülatif işlemler yapmak üzere muhtelif zamanlarda bir araya gelmişler, arzu ettikleri zaman ve sayıda işlem yapıp hisse senedi alım satımını haksız yarar sağlamaya yönelik olarak gerçekleştirmişlerdir. Ortada bilgi ya da işlem manipülasyonu yönünden suç ortaklığı ve suça yardım söz konusudur. Bu nedenle ortada bahsedilebilecek bir suç örgütü bulunmadığından suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten haklarında dava açılan tüm sanıkların beraatlerine karar vermek gerekmiştir." (İstanbul 4. Ağ. CM, 25. 05.2011 gün, 2006/310 E., 2011/189 K.
Olay tutanaklarını düzenleyen görevlilerin tespit edilerek tanık olarak dinlenip, sanıkların olay sırasındaki eylemlerinin nelerden ibaret olduğu konusunda ayrıntılı biçimde beyanlarının alınması, varsa CD görüntülerinin getirtilmesi, hangi eylemlerinin propaganda teşkil ettiğinin saptanması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 16.05.2011 tarih, Esas No: 2011/1769-Karar No: 2011/2911)
Sanıklara atılı örgüt adına suç işleme suçunun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçuna ilişkin olarak; usulüne uygun biçimde dava açılması sağlanıp, bu dava ile birleştirildikten sonra atılı tüm eylemler birlikte değerlendirilip sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 12.05.2011 tarih, Esas No: 2009/5149-Karar No: 2011/2866)
Tüm dosya kapsamına göre, örgüt üyesi olmayan sanığın terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere 625 gram rDx ihtiva eden plastik patlayıcı, bir adet elektrikli fünye, bir adet tabanca ile susturucu ve 21 adet dolu fişek bulundurma eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan silah sağlama suçunu oluşturacağı ve hukuki durumunun buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 11.05.2011 tarih, Esas No: 2011/3396-Karar No: 2011/2835)
Dairemizin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun yerleşik kararlarında belirlenen ilkelere göre, failin salt silahlı örgüte ilgi duyması, örgüte katılmak için zemin arayışına girmesi, bu amaçla kendisini örgüte ulaştırabilecek kişilerle temasa geçmeye çalışması ve örgüte katılmak amacıyla başka bir bölgeye yolculuk yapmasının silahlı örgüt üyeliği suçunun oluşumu için yeterli olmayacağı hususu da gözetildiğinde;
Örgüt kamplarına gitmek üzere sanık N.A. tarafından kırsala götürülürken ihbar sonucu yolda yakalanan ve henüz örgüt mensupları ile buluşma ve görüşme sağlamayan sanıklar A.T. ve B.B'nin örgüt üyesi olduklarına ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, atılı suçtan beraatleri yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi, (02.05.2011 tarih, Esas No: 2009/11886-Karar No: 2011/2637)
Örgütsel hiyerarşiye dâhil olan ve kod adı almak suretiyle gizliliği sağlayan sanıklar M.A. ve A.N'nin örgütsel görüşmelerde bulunma, örgüt kampları ile irtibat hâlinde kırsala eleman gönderme, kırsala gidecek olanları tedavi ettirme gibi çeşitlilik ve süreklilik gösteren eylemlerinin silahlı terör örgütüne üye olma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 25.04.2011 tarih, Esas No: 2009/12804-Karar No: 2011/2467)
Tüm dosya kapsamına göre, silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere örgüt mensupları tarafından getirilen 700 gram ağırlığındaki RDX içeren plastik patlayıcı, 6 kg amonyum sulfat, iki adet elektrikli fünye, bir adet Glock marka 9 mm çaplı tabanca, iki adet şarjör, yirmi dokuz adet 9 mm çapında dolu fişeği kendisine ait ev ve eklentilerinin başkalarının giremeyeceği bölümlerine sakladığı anlaşılan sanığın eyleminin bir bütün hâlinde TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,14.04.2011 tarih, Esas No: 2011/1714-Karar No: 2011/2314)
Sanığın, mahkûmiyetine karar verilen örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunun dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna muhâlefet suçundan dava açılması sağlanarak her iki suçla ilgili davanın yargılamasının birlikte sürdürülüp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhâlefet etme suçundan suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (13.04.2011 tarih ve Esas No: 2009/8849-Karar No: 2011/2263)
Ceza Genel Kurulu'nun 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 Esas, 2008/44 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçu nedeniyle açılan davanın, örgüt adına suç işleme suçunun tek kanıtını ve dayanağını oluşturduğu dikkate alınıp ayrılan bu davanın sonucu araştırılarak sonuçlanmamış olması hâlinde aralarındaki zorunlu irtibat nedeniyle birleştirilmesi, sonuçlanmış olması hâlinde kesinleşmiş hükmün Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde getirtilip dosyaya konulması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayininin gerektiğinin gözetilmemesi (9.C.D, 06.04.2011, Esas No: 2009/3647-Karar No: 2011/2112)
Sanıklara atılı örgüt adına suç işleme suçunun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçuna ilişkin olarak usulüne uygun biçimde dava açılması sağlanıp, bu dava ile birleştirildikten sonra atılı tüm eylemler birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken örgüt adına işlendiği kabul edilen suç karar yerinde gösterilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (12.04.2011 tarih ve Esas No: 2009/4666-Karar No: 2011/2234)
İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/04/2007 tarih ve 2004/62 - 2007/201 E.K. sayılı gerekçeli kararından;
"... Sanık T.Y'nin suç tarihinde mahâlleden tanıdığı diğer sanık M.U'nun isteği üzerine bu şahsı DHKP/C örgütünün Bağcılar bölge sorumlusu olan M.D. ile katılmış olduğu düğüne götürerek görüştürdüğü böylece örgütsel görüşmeye aracılık ederek silahlı terör örgütü üyeleri arasında kuryelik yapmak suretiyle bu örgüte yardım ettiği anlaşılmıştır. Sanıkların yargılaması sırasında 765 sayılı TCK yürürlükten kaldırılmış, yerine 5237 sayılı TCK getirilmiştir. Bu nedenle 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK nın lehe hüküm yönünden karşılaştırılması gerekmiştir..." ONANMASINA, (9.C.D,
05.04.2011 tarih, Esas No: 2009/7986-Karar No: 2011/2088)
Sanığın 28.03.2006 tarihinde işlediği kabul olunan silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan usulüne uygun şekilde kamu davası açılmadığı, terör örgütünün propagandasını yapma suçundan açılan davanın da bu suça dönüşmeyeceği dikkate alınarak, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan dava açılmasının sağlanması, anılan suçun kanıtını ve dayanağını oluşturan 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan ve görevsizlik kararı verilen dava dosyası celp edilip incelenerek, karara çıkmaması hâlinde her iki dosyanın birleştirilmesi, karara çıkmış ise bu dosya içerisine konularak delillerin birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukukî durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması, kanuna aykırı, (9.C.D, 04.04.2011, Esas No: 2009/6432-Karar No: 2011/2024)
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/04/2007 tarih ve 2004/78 - 2007/92 E.K. Sayılı gerekçeli karardan;
"....Sanık A.G. hakkında yasadışı PKK/KADEK adlı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davası açılmış olmakla birlikte dosya kapsamı ve delil durumuna göre sanığın RODİ Kod isimli (K.İ.) nın telefon görüşmeleri yapmış, Şemsettin Kurt'un talimatı ile örgüt adına para topladığı ve topladığı paralarla aldığı giyim eşyaları ve malzemeleri 09.12.2003 tarihinde örgütün kırsal alanına ulaştırmak üzere Mardin'e gönderdiği yine RODİ Kod'un talimatı ile ve bu şahsın gönderdiği para ile İstanbul'dan satın aldığı 4 adet telsiz ve eklentilerini Mardin'e göndermek üzereyken 22.12.2002 tarihinde Harem Otogarında yakalandığı,... " ONANMASINA, (9.C.D, 24.03.2011 tarih, Esas No: 2009/3872-Karar No: 2011/1885)
Sanığın lastik ve çöp bidonlarını yakmak suretiyle yol kapama, terör örgütü ve ele başçısı lehine sloganlar atma, kamu ve özel binalar ile araçlarına zarar verme ve kolluk kuvveti mensuplarını yaralama eylemlerini gerçekleştiren grup içinde yer alması nedeniyle, 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan dava açılmasının temini sağlanarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 09.03.2011, Esas No: 2009/4818-Karar No: 2011/1644)
Sanığın örgütün dağ kadrosuna katılmak amacıyla Mardin ilinden, Van ili Özalp ilçesine kadar geldiği ancak örgüt mensupları ile temasa geçmeden ve örgütle organik bağ içine girmeden yakalandığı anlaşılmakla; üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine, yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
09.03.2011 tarih, Esas No: 2009/4266-Karar No: 2011/1641)
"Sanıklar İ.S., Ö.S. ve T.E. yönünden duruşmalı, sanık L.K. yönünden ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
5237 sayılı TCK'nın 302/2. maddesindeki "Bu suçun, işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki hükme göre, sanıklar tarafından suç tarihinde Kurtalan ekspresi lokomotifinin ön tekerlek sistemi üzerine yerleştirilen bombanın patlamasının, ölüm sonucunu doğurabilecek mahiyette olduğunun ekspertiz raporuyla belirlenmiş olması karşısında, sanıklar hakkında insan öldürmeye teşebbüs suçundan da zamanaşımı süresince dava açılıp, hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Terör örgütünün amacı doğrultusunda patlayıcı madde bulundurma suçunu işlediği kabul edilen sanıkların cezasında 3713 sayılı Kanun'un 5532 sayılı Kanunla değişik 4 ve 5/2. maddeleri aracılığıyla 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 174/2. maddesi ile yapılacak artırımın üçte ikiden az olamayacağı gözetilmeden, cezanın yarı oranında artırılması suretiyle eksik ceza tayini karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA", (9.C.D. 09.03.2011 tarih, Esas No: 2011/906-Karar No: 2011/1623)
"Dosya kapsamından yakalandığı ve soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söylediği anlaşılan sanığın, vermiş olduğu bilgiler değerlendirilerek hakkında etkin pişmanlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi.." (9.C.D,
05.03.2011 tarih, Esas No: 2012/450-Karar No: 2012/2884)
Sanıklar M.A. ve Z.P'nin silahlı terör örgütü ile organik ilişki içine girip, kod adı aldıkları, sanık M.A'nın sahte kimlik temin edip kullandığı, örgüt adına vergilendirme adı altında değişik kişilerden para isteyip bir kısmından tahsil ettiği, sanık Z.P'nin değişik tarihlerde örgüte eleman kazandırıp kırsala adam gönderdiği dosya kapsamından anlaşılmakla faaliyetlerinin çeşitliliği ve sürekliliği de nazara alındığında eylemlerinin silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu oluşturduğu hukuki durumlarının suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 314/2 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 28.02.2011 tarih, Esas No: 2009/851-Karar No: 2011/1311)
Slogan atan grup içinde bulunan sanığın hangi eylemi ile silahlı terör örgütünün propagandası yaptığı ve bu eylemin ne şekilde sübuta erdiğinin karar yerinde tartışılıp gösterilmesi gerekirken yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 24.02.2011, Esas No: 2011/413-Karar No: 2011/1308)
Sanığın hangi eylemi ile silahlı terör örgütü propagandası yaptığı ve bu eylemin ne şekilde sübuta erdiğinin karar yerinde tartışılıp gösterilmesi gerekirken eksik soruşturama ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 23.02.2011, Esas
No: 2010/17715-Karar No: 2011/1246)
Sanık hakkında düzenlenen otuz üç ayrı iddianamede yer alan yayınların hukuki kesinti nedeniyle ayrı ayrı propaganda suçunu oluşturacağı ancak birden fazla suç teşkil eden yayınlara ilişkin düzenlenen iddianamelere konu eylemlerin ise bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda gerçekleşse bile zincirleme suç oluşturacağı gözetilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken suç teşkil eden her bir yayın nedeniyle uygulama yapılarak fazla cezaya hükmolunması, (9.C.D, 22.02.2011 tarih, Esas No: 2010/18130-Karar No: 2011/1151)
Sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp örgütün propagandasını yapmak şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddeleri gereğince örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür. (9.C.D, 15.02.2011, Esas No: 2009/3491-Karar No: 2011/894)
Sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak örgüt ve ele başsısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp örgütün propagandasını yapmak şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddeleri gereğince örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür. (9.C.D, 15.02.2011 tarih, Esas ' No: 2009/3491-Karar No: 2011/894)
Sanıkların, örgütün amaç ve stratejisi yönünde örgüt güdümündeki internet yayın organları tarafından yapılan eylem çağrıları ve Doğubayazıt DTP ilçe teşkilatınca dağıtılan bildiriler üzerine, örgüt ele başçısına yapıldığı ileri sürülen tecrit ve işkence uygulamalarını protesto için Doğubayazıt ilçesinde yapılan basın açıklaması ve akabinde düzenlenen izinsiz gösteriye katılıp, polislere taş atarken görüntülenmeleri karşısında; anılan sanıklar haklarında TCK'nın 314/3, 220/6. maddeleri yollamasıyla aynı Kanunun 314/2. maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, görülmüş olduğundan hükümlerin öncelikle bu sebepten dolayı BOZULMASINA, (9.C.D, 14.02.2011, Esas No: 2010/3044-Karar No:
2011/823)
1- Sanıkların evlerinde yapılan arama sonucu ele geçirilen CD'lerin çözümü tarafsız bilirkişiye yaptırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a) Amaç ve stratejisinin şiddet ve terör olduğu herkes tarafından bilinen PKK örgütünün propagandasını yaptığı iddia ve kabul edilen sanıkların eyleminin 3713 sayılı Kanunun suç tarihinde yürürlükte olan 7/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturacağı, hukuki durumun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi yerine 5237 sayılı Kanununun 220/8. maddesi ile ceza tayini,
b) Sanıklar hakkında hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesi karşısında TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi, (9.C.D, 03.02.2011 tarih, Esas No: 2009/3774-Karar No: 2011/767)
Olaya ilişkin görüntü kaydının bulunmaması, sanığın aşamalardaki inkarı ve tutanak tanıklarının anlatımları karşısında; sanığın ne suretle silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığına ilişkin deliller gösterilmeden yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması (9.C.D, 31.01.2011, Esas No: 2010/18142-Karar No: 2011/539)
Öldürülen terör örgütü üyelerinin cenaze törenine, örgütün internet sitelerinde yaptığı çağrıya uyarak örgütün propagandasının yapıldığı toplantıya katılan sanığın, yüzlerini kapatıp güvenlik güçlerine taş atan, çöp konteynırlarını ve lastikleri yakarak yolu trafiğe kapatan ve örgüt lehine slogan atan grup içerisinde yer alıp ihtara rağmen dağılmamaları nedeniyle, kanun dışı toplantı ve gösteriye dönüşmüş olan eylem içerisinde yer alma fiilinin, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 maddesi aracılığıyla, TCK'nın 314/2. maddesinde tanımlanan örgüt adına suç işleme ve anılan Kanunun 314/3 ve 220/4 maddeleri aracılığıyla da 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 27.01.2011, Esas No: 2009/3513-Karar No: 2011/422)
Öldürülen terör örgütü üyelerinin cenaze törenine, örgütün internet sitelerinde yaptığı çağrıya uyarak örgütün propagandasının yapıldığı toplantıya katılan sanığın, yüzlerini kapatıp güvenlik güçlerine taş atan, çöp konteynırlarını ve lastikleri yakarak yolu trafiğe kapatan ve örgüt lehine slogan atan grup içerisinde yer alıp ihtara rağmen dağılmamaları nedeniyle, kanun dışı toplantı ve gösteriye dönüşmüş olan eylem içerisinde yer alma fiilinin, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 maddesi aracılığıyla, TCK'nın 314/2. maddesinde tanımlanan örgüt adına suç işleme ve anılan Kanunun 314/3 ve 220/4 maddeleri aracılığıyla da 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarını oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 27.01.2011 tarih, Esas No: 2009/3513-Karar No: 2011/422)
"Dosya kapsamına göre sanık Ç.N'nin silahlı PKK örgütü üyesi olarak bu örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlediğine ilişkin delil bulunmaması örgütten kendi isteği ile ayrılıp teslim olması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 221/2. maddesinde yer alan, "örgüt üyesinin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin, gönüllü olarak örgütten ayrıldığını ilgili makamlara bildirmesi hâlinde, hakkında cezaya hükmolunmaz" şeklindeki düzenleme uyarınca sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi." (9.C.D, 20.01.2011 tarih, Esas No: 2010/15975-Karar No: 2011/214)
Silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen yasadışı gösteriye katılan ve bu nedenle 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçundan cezalandırılmasına karar verilen sanığın örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğinin anlaşılması karşısında, TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca da cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yüklenen suçtan yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 14.12.2010, Esas No: 2010/16114-Karar No: 2010/12616)
Sanığın sahibi ve sorumlu müdürü olduğu günlük gazetenin 02.06.2009 tarihinden 28.06.2009 tarihine kadar devam eden on iki nüshasında aynı silahlı terör örgütünün propagandasını içeren dava konusu yazıları yayınlamak suretiyle bir suç işlemek kararının icrası kapsamında gerçekleştiği örgüt propagandası suçu nedeniyle temel cezanın, suç işleme kastındaki yoğunluk, güttüğü amaç ve saikte nazara alınmak suretiyle alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenip, zincirleme suç hükümlerini düzenleyen TCK'nın 43/1. maddesi uyarınca artırılması gerektiği gözetilmeden ayrı ayrı suç kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 06.12.2010, Esas No: 2010/14139-Karar No: 2010/12256)
Sanıkların lastik ve çöp bidonlarını yakmak suretiyle yol kapama, terör örgütü ve ele başçısı lehine sloganlar atma, kamu ve özel binalar ile araçlarına zarar verme ve kolluk kuvveti mensuplarını yaralama eylemlerini gerçekleştiren grup içinde yer almaları nedeniyle, terör örgütü propagandasını yapma ve 2911 sayılı Kanunu muhalefet suçlarından dava açılmasının temini sağlanarak sonucuna göre hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 24.11.2010 tarih, Esas No: 2009/1097-Karar No: 2010/11837)
Sanığın Irak ülkesinden Türkiye'ye girişinde sürücüsü olduğu araçta yapılan aramada, aracın kupası içinde bulunan sırt çantasında siyah poşete sarılmış vaziyette ele geçirilen yüz yetmiş iki adet fotoğrafın nitelikleri mahkemece tespit edilip, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırıldıktan sonra suçun sübutu hâlinde eylemin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı da gözetilerek hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
22.11.2010 tarih, Esas No: 2009/408-Karar No: 2010/11784)
a- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle sanığa verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince / oranında artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
b- Silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan haber ajansının yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen ve örgütün propagandasının yapıldığı gösteriye katıldığında kuşku bulunmayan sanığın, örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak, güvenlik güçlerine direnmek şeklindeki eylemleri nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten, 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca da cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatına karar verilmesi, (9.C.D, 09.11.2010, Esas No: 2009/7130-Karar No: 2010/11617)
2- Görevi yaptırmamak için direnme ve silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Sanık müdafinin tüm, Cumhuriyet savcısının diğer itirazlarının reddine, ancak;
a- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle sanığa verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince M oranında artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
b- Silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan haber ajansının yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen ve örgütün propagandasının yapıldığı gösteriye katıldığında kuşku bulunmayan sanığın, örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak, güvenlik güçlerine direnmek şeklindeki eylemleri nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten, 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca da cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatına karar verilmesi, (9.C.D, 09.11.2010 tarih, Esas No: 2009/7130-Karar No: 2010/11617)
2- Görevi yaptırmamak için direnme ve silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
Sanık müdafinin tüm, Cumhuriyet savcısının diğer itirazlarının reddine, ancak;
a- Görevi yaptırmamak için direnme suçunun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle sanığa verilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince M oranında artırılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini,
b- Silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan haber ajansının yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen ve örgütün propagandasının yapıldığı gösteriye katıldığında kuşku bulunmayan sanığın, örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak, güvenlik güçlerine direnmek şeklindeki eylemleri nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten, 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle anılan Kanunun 314/2. maddesi uyarınca da cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatına karar verilmesi, (09.11.2010 tarih, Esas No: 2009/7130-Karar No: 2010/11617)
Amaç ve stratejisi şiddet ve terör olduğu herkes tarafından bilinen PKK örgütünün propagandasını yapan sanıkların eyleminin, 3713 sayılı Kanunun suç tarihinde yürürlükte olan 7/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı, (9. C.D, 08.11.2010 tarih, Esas No: 2009/421-Karar No: 2010/11485)
"İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır.
31.03.2008 tarihli iddianamenin anlatım kısmında TCK'nın 302/1. maddesinde tanımlanan suçtan sanık hakkında dava açılmadığı gözetilmeden sübutu kabul edilerek suç vasfı buna göre belirlenmek suretiyle anılan madde uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
Kabule göre de, 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinde tanımlanan suç, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin kurucularını, yöneticilerini ve üyelerini cezalandırmaya yönelik hazırlık hareketlerini suç sayan ve yaptırıma bağlayan özel bir suç tipi olup, amaç suç işlendiğinde, fail geçitli suçlardaki özellik nedeniyle amaç suç ile amaç suça yönelik olarak gerçekleştirilmiş bulunan araç suçlardan ilgili hükümlere göre cezalandırılacak, ancak örgütün kurucusu, yöneticisi ve üyesi olmaktan ceza verilmeyecektir.
Bu ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya yönelik olarak vahamet arz eden olaylara fiilen katıldığı kabul edilen sanığın 5237 sayılı TCK'nın 302/1. maddesi ile mahkumiyetine karar verilmiş olması karşısında anılan maddenin ikinci fıkrasındaki "bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" şeklindeki atfın aynı Kanunun 314/2. maddesinde tanımlanan silahlı örgüt üyeliği suçunu kapsamadığı gözetilmeden hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9. C.D, 04/11/2010 tarih,Esas No: 2010/9657-Karar No: 2010/11417)
2-Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten verilen beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının, temyizine ilişkin incelemede;
5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" denilmekte, anılan Kanunun 220. maddesinin 6. fıkrasında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." hükmünü taşımaktadır.
Bu düzenleme karşısında sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen üç ayrı korsan gösterilere katılıp örgütün propagandasını yapmak suretiyle; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle 314/2, 3173 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri gereğince cezalandırılması gerekirken, yüklenen suçtan beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 25.10.2010 tarih, Esas No: 2010/12890-Karar No: 2010/10930)
Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 01 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır." hükmüne yer verildiği, örgüt kurma suçuna ilişkin 220. maddenin 6. fıkrasında ise "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." biçiminde düzenleme bulunduğu nazara alındığında, örgüte ait yayın organlarının örgüt stratejisi doğrultusunda yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen 22.01.2006 tarihli korsan gösteriye katılıp, örgüt propagandası yapan ve uyarılara rağmen dağılmayarak güvenlik güçlerine taş atan grup içinde yer alan sanıkların eylemleri nedeniyle örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan dolayı 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddesi yollaması ile 314/2. maddesi uyarınca da cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9.C.D, 21.10.2010 tarih, Esas No: 2008/21107-Karar No: 2010/10903)
5532 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan yayın sorumluları hakkında yalnızca adli para cezası öngörüldüğü, sanığın suçun işlenişine iştirak ettiğine dair dosyada delil bulunmaması ve yayın sorumlusu olması nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca ön ödemeye tabi olan bu suçtan dolayı usulüne uygun ön ödeme ihtarâtı yapılarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 21.10.2010 tarih,Esas
No: 2008/19421-Karar No: 2010/10841)
***
1- TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrası; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" Anılan Kanunun
220. maddesinin 6. fıkrası; "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." 4. fıkrası ise; "örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur" hükmünü taşımaktadır. Anılan yasa maddelerinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında söz konusu yasal düzenlemelerin 5237 sayılı TCK'nın örgütlü suçlar yönünden benimsediği ceza siyaseti bakımından fikri içtima ve bileşik suçun bir istisnasını oluşturduğu anlaşılmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın PKK silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilip
28.03.2006 tarihinde gerçekleştirilen korsan gösterilere katılarak örgütün propagandasını yapmak suretiyle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, Ceza Genel Kurulu'nun 04.03.2008 gün ve 2007/9-282 Esas, 2008/44 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve örgüt propagandası yapma suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı, (9. C.D, 13.10.2010 gün, Esas No: 2008/19758-Karar
No: 2010/10424)
05.03.2007 tarihli CD Çözüm Tutanağı içeriğine göre grubu organize ettiği ve yönlendirdiği belirtilen ancak izlenen CD içeriğine göre kimliği kesin olarak tespit edilemeyen sanık hakkında; ilgili tutanak tanıkları dinlendikten ve gerekirse dava konusu görüntüleri içeren CD'nin çözümü tarafsız bilirkişiye yaptırıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması, kanuna aykırı, (9.C.D, 12.10.2010 tarih, Esas No: 2008/17496-Karar No:2010/10349)
Silahlı örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Sanığın içeriği suç teşkil ettiği kabul edilen konuşması nedeniyle terör örgütü propagandası yapma ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından dava açılmasının temini sağlanarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği düşünülmeden suç duyurusunda bulunulmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması; (9.C.D, 11.10.2010 tarih, Esas No: 2008/19531-Karar No: 2010/10294)
Suç tarihinde silahlı terör örgütünün propagandasının yapılması amacıyla Ankara'da düzenlenen izinsiz gösteriye katılmak üzere hareket edip, bu gösteride kullanılmak amacıyla üzerlerinde ve içinde bulundukları araçlarda ele geçen eldiven, kar maskesi, megafon, sapan, flamalı sopa gibi malzemeleri naklederken yakalanmaları şeklinde gelişen eylemlerinin silahlı örgüte yardıma teşebbüs etme suçunu oluşturacağı ve hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 07.10.2010 gün, Esas No: 2008/17378-Karar No: 2010/10291)
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık ve müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Suçun örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması nedeniyle yapılacak artırımın 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince yapılması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanunun 5/2. maddesi gereğince artırılarak fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup hükmün bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanığın TCK'nın 265/1. maddesi gereğince 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi nedeniyle cezasının 1/3 oranında artırılarak 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, suçun terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği anlaşılmakla, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi gereğince cezasının 1/2 oranında artırılarak 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının TCK'nın 62. maddesi gereğince 1/6 oranında indirim yapılarak sonuç cezasının 10 ay hapis olarak belirlenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, (9.C.D, 05.10.2010 tarih, Esas No: 2010/10525-Karar No:
2010/10062)
1- Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanıkların, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı maddeyi naklederken yakalandıklarının anlaşılması karşısında; eylemlerinin bir bütün hâlinde TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hem örgüt adına suç işleme ve hem de patlayıcı madde nakletme suçlarından hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a) Sanık N.E. hakkında; TCK'nın 58/9. maddesi infaz rejimi ile ilgili olup kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen patlayıcı madde nakletme suçundan mahkûmiyetine karar verilen sanık için anılan maddenin uygulanması hususunda karar verilmemesi, kanuna aykırı, (9.C.D,
05.10.2010 tarih, Esas No: 2010/9644-Karar No: 2010/10056)
Sanıkların silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak, ateş yakıp taş atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak şeklinde iddia edilen eylemleri nedeniyle ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle örgüte üye olma suçundan, anılan Kanunun 314/2. maddesi gereğince, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür. (9.C.D, 05.10.2010 tarih, Esas No: 2008/17438-Karar No: 2010/10027)
Sanıkların silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak, ateş yakıp taş atan grubun içinde yer alıp örgütün propagandasını yapmak şeklinde iddia edilen eylemleri nedeniyle ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle örgüte üye olma suçundan, anılan Kanunun 314/2. maddesi gereğince, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür. (9.C.D, 05.10.2010 tarih, Esas No: 2008/17438-Karar No: 2010/10027)
2- Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan beraat, patlayıcı madde bulundurmak, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyizlere gelince;
a- 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" denilmekte anılan Kanunun 220. maddesinin 6. fıkrasında ise "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır" hükmünü taşımaktadır.
Anılan yasa maddelerinin, amaç kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında 5237 sayılı TCK'nın suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği, suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar suç ve kaç suç varsa o kadar ceza vardır ilkesi doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen
23.03.2008 ve 15.02.2009 tarihindeki korsan gösterilere katıldığı, PKK terör örgütü ve Abdullah Öcalan lehine slogan attığı, askerlik şubesine taş atan grup içinde yer aldığı ve grubu yönlendirmek suretiyle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 314/2. maddesine aykırılık suçundan beraatına karar verilmesi, b-Patlayıcı madde nakletme suçundan TCK'nın 174/1. maddesinden tayin olunan temel cezanın suç tarihi itibariyle 3713 sayılı Kanunun 4. maddesi delaletiyle anılan Kanunun 5/2. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 174/2. maddesi gereğince 2/3 oranında artırılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini,
c-Sanık hakkında TCK'nın 265. maddesinin 1 ve 3. fıkralarına göre tayin edilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 4. maddesi delaletiyle 5/1. maddesine göre 1/2 oranında, arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 29.09.2010 tarih, Esas No: 2009/9300-Karar No:2010/9830)
1- Sanık N.B'nin telefon konuşma tutanakları, arama ve el koyma tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre, sanık N.B'nin giyim malzemeleri, tabanca ve bomba yapımında kullanılan malzemeleri, örgüt mensuplarına iletileceğini bilerek ve isteyerek sanık Abdurrahman Bahadır'ın talimatıyla sakladığı ve naklettiği bu şekilde üzerine atılı suçun sübuta erdiği gözetilmeden beraatına karar verilmesi,
2- Silahlı terör örgütü üyesi olmayan tüm sanıkların örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek patlayıcı madde yapımında kullanılan malzemeler ile bir adet tabancıyı teslim etmek istedikleri sırada yakalandıklarının anlaşılması karşısında eylemlerinin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, sanıklar A.B. ve H.B. yönünden suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık N.B. yönünden ise suçun sübutu kabul edilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 29.09.2010, Esas No: 2010/11556-Karar No: 2010/9820)
Sanıkların terör örgütünün propagandasının yapılması amacıyla gerçekleştirilecek eylemlerde kullanılmak amacıyla PKK'yı temsil eden sözde bayrağın yapımı konusunda anlaşmaları ve bayrağın basımı tamamlanmadan ihbar üzerine yakalanmaları şeklinde gerçekleşen fiilin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs etme suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı, (9. C.D, 23.09.2010 tarih, Esas No: 2010/306-Karar No: 2010/9515)
1- Yasa dışı yapılan gösteride kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini kapatarak örgüte ait amblem ve işaretleri taşıyan, yolda ateş yakıp yoldan geçen araçlara ve güvenlik güçlerine taş atan sanıkların, bu eylemlerini silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütün talimatı ve amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri hususunda dosyada delil bulunmadığı, sanıkların iddia ve kabul edilen eylemlerinin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı,
2- Kabule göre de;
Sanık V.B. hakkında hükümden sonra 25.07.2010 gün ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6008 sayılı "Terörle Mücadele Kanunu İle Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un ilgili maddeleriyle 3713 sayılı Kanunda ve 2911 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, (9.C.D,
20.09.2010 tarih, Esas No: 2008/19206-Karar No: 2010/9167)
Propagandası yapılan örgütün niteliği itibariyle, sanığın sübutu kabul edilen eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 14.07.2010 tarih,Esas No: 2008/15594-Karar No: 2010/8404)
Sanığın suç tarihinde yaptığı konuşmanın içeriği itibariyle eyleminin özel düzenleme olan ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 220/8. maddesinin sanık lehine olduğu gerekçesiyle suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 13.07.2010 tarih, Esas No: 2008/18564-Karar No: 2010/8414)
Silahlı terör örgütünün propagandasının yapılmak amacıyla basıldığı anlaşılan ve İzmir'den 2 koli hâlinde gönderilen 50 adet dergiyi koli hâlinde kargo şirketinden alıp götürürken yakalanan sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 12.07.2010 tarih, Esas No: 2010/6122-Karar No: 2010/8247)
Sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak, örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle örgüte üye olma suçundan, anılan Kanunun 314/2. maddesi gereğince, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesiyle değişik CMK'nın 231. maddesindeki "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na ilişkin düzenleme karşısında suçun niteliği, hükmolunan cezanın türü gözetilip dosyada bulunan adli sicil kaydı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, (9.C.D, 05.07.2010 tarih, Esas No: 2008/18339-Karar No: 2010/7952)
Tüm dosya kapsamına göre sanığın, güvenlik güçleriyle girişilen silahlı çatışmada öldürülen ve cenazeleri cem evinde bulunan örgüt üyelerinin cenaze töreni sırasında silahlı terör örgütünün propagandasının yapılmasında kullanılmak üzere, motosikletle taşımacılık yaparak geçimini sağlayan tanık B.T'ye para karşılığında mavi brandaya sarılmış vaziyette içinde silahlı terör örgütünün propagandasını içerir pankart ve örgüt flaması olarak kullanılan sembollerden oluşan 2 adet afişin bulunduğu poşeti teslim ettiği, cem evinde bazı şahıslarca teslim alınacağını da söylemek suretiyle bu paketi örgüt üyelerine göndermeyi amaçladığı ve böylece yüklenen suçun sübuta erdiği, sanığın örgütün propagandasının yapılmasını temin etmek amacıyla propaganda malzemesi sağlamak biçimindeki eyleminin henüz alıcılarına ulaşmadan yolda ele geçirilmesi sebebiyle icra hareketleri tamamlanmamış olup, eylemin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek mahkumiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraatine kararı verilmesi, (9.C.D,
30.06.2010 tarih, Esas No: 2008/16992-Karar No: 2010/7863)
Ön ödeme önerisine uymayan sanık hakkında; 3713 sayılı Kanunun 7/son maddesinde 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde öngörülen yaptırımın altı aydan iki yıla kadar hapis ve mevkutenin bir önceki ay satış miktarının yüzde doksanının yarısı kadar adli para cezası olduğu, dava konusu yazının yazarına ilişkin aidiyet belgesi ibraz eden sanık hakkında tayin edilecek hapis cezasının suç tarihinde yürürlükte olan 5680 sayılı Basın Kanununun 16/1 ve 647 sayılı Kanunun 4/1. maddeleri uyarınca paraya çevrilmesi sonucu belirlenecek adli para cezası ve mevkutenin tirajına göre tayin olunacak adli para cezasının toplamı ile 3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi uyarınca tayin edilmiş bulunan adli para cezasının 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca karşılaştırılması ve 647 sayılı Kanunun 4/4. maddesi uyarınca, adli para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş bulunmasının sanık aleyhine bir sonuç doğurmayacağı da gözetilerek, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 29.06.2010 tarih, Esas No: 2008/17173-Karar No: 2010/7798)
"1-Tüm dosya kapsamına göre sanık M.T'nin El Kaide adlı silahlı terör örgütünün Türkiye yapılanması yöneticisi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, ancak sanık Murat Tetik'in kurmuş olduğu çok sayıda internet sitesinde, diğer sanıkların ise değişik adlarla oluşturdukları elektronik posta adresleri vasıtasıyla anılan örgütün propagandasını yapmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri anlaşılmış, sanıklara yüklenen örgüt propagandası suçundan beraat etmiş olmaları ve aleyhlerine temyiz bulunmaması nedeniyle eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca cezalandırılmaları, sanık Murat Tetik'in eylemlerinin yoğunluğu nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık M.T. hakkında Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
5271 sayılı CMK'nın 250. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere kurulan mahkemenin, anılan Kanununun 252/1-g maddesindeki istisna hükmü de nazara alındığında, 5816 sayılı Kanuna aykırılıktan açılan davaya bakmasına yasal olanak bulunmadığı ve bu suçtan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi", (9.C.D, 28.06.2010 tarih, Esas No: 2009/21246-Karar No: 2010/7748)
"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanık A.K liderliğinde sanıklar C.K, B.B., İ.Ş., R.K., S.K., N.P.,H.Ö. ve N.V'nin işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde alacak tahsilatı ve yıldırma, sindirme, baskı uygulayarak haksız menfaat elde etmek amacıyla kurulan örgütün üyesi oldukları, fiilleriyle bulundukları çevredeki toplumun büyük bir kesimini rahatsız ederek mağdurların bireysel hak ve özgürlüklerini tehdit edip örgütün amacına uygun hareketle hiyerarşik bir yapı oluşturarak iş ve eylemlerinin bir disiplin içerisinde yürütülmesini sağlayıp bu yapılanmayı ve işlenen fiilleri bilerek ve isteyerek örgüte katılmak suretiyle lider konumunda bulunan sanıktan aldıkları talimatlar doğrultusunda, tehdit ve cebir uygulayarak eylemi sonuçlandırdıkları..." (Yargıtay 8 C.D, 21.06.2010, 2009/3472 E, 2010/8965 K).
Sanık hakkında 30.09.2005 tarihli eylemden ayrı bir iddianame ile dava açılması nedeniyle hukuki kesinti oluştuğu ve bu eylemin ayrı suç oluşturacağında kuşku yok ise de; dosya kapsamına göre somut olayda 16.01.2006 ve 14.02.2006 tarihli eylemlerin gerçekleştiriliş biçimi ve zaman aralığı da dikkate alındığında sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında hareket ettiği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 01.06.2010 tarih, Esas No: 2008/10402-Karar No: 2010/6653)
Güvenlik güçlerince yapılan operasyonlar üzerine ölü olarak ele geçirilmiş bulunan örgüt mensuplarının cenazelerinin getirilmesi sonrasında, silahlı terör örgütünün genel eylem çağrılarıyla uyumlu olarak yapılan yasadışı gösteriye, yolu trafiğe kapatan ve "Biji Serok Apo", "HPG Cepheye Misillemeye", "PKK halktır halk burada" şeklinde sloganlar atan grup içinde katılıp grubu yönlendiren ve güvenlik güçlerine taş atan sanığın eyleminin silahlı örgüt adına suç işlemek suçunu da oluşturduğu gözetilerek hukuki durumunun ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/6, 314/2. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, (9.C.D, 12.05.2010 tarih, Esas No:2008/12220-Karar No:2010/5284)
"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre sanığın temyize gelmeyen diğer sanıklarla birlikte işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla örgüt kurduğuna dair kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığı, sanık S.K'nın ifadesinin doğrulanmadığı ve bu nedenle atılı suçun oluşmadığı." (Yargıtay 8.C.D. 10.05.2010, 2008/3322 E, 2010/7143 K)
"2- Sanık H.B. hakkındaki hükme yönelik temyizlere gelince;
a) Yöneticisi olduğu silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin yürütüldüğü eve güvenlik güçlerince yapılan operasyon üzerine çıkan çatışma sonucunda yakalandığı anlaşılan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 302/1 ve 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-) Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/5. maddeleri uyarınca örgüt yöneticilerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacakları dikkate alınarak ve takdire ilişkin hususlar da gözetilerek somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve 765 sayılı Kanuna ve 5237 sayılı Kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan Kanunun tespiti ve uygulanması, bu durumun gerekçeye de yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi", (9.C.D, 05.05.2010 tarih, Esas No: 2009/18816-Karar No: 2010/4964)
"Sanıklar M.D., H.B., C.B. haklarında duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
1- Sanıklar M.D. ve C.B. haklarında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, patlayıcı madde bulundurma; sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında resmi belgede sahtecilik; sanık A.S. hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık; sanıklar Y.K., A.S. haklarında silahlı örgüte yardım suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlerin incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar M.D. ve C.B'nin üyesi bulundukları silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdikleri, sanıkların sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenilmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, ayrıca patlayıcı madde bulundurdukları; sanıklar M.D., H.B. ve Y.K'nin resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri, sanık A.S'nin 6136 sayılı Kanuna muhalefet ettiği, sanıklar Y.K. ile A.S'nin silahlı terör örgütüne yardım ettikleri kabul edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar H.B., Y.K., A.S., M.D. ve C.B. müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile sanıklar M.D.ve C.B.müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar M.D. ve C.B. yönünden kısmen re'sen de temyize tabi olan hükmün ONANMASINA,
2- Sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında başkasına ait kimlik kullanma; sanık M.D. hakkında patlayıcı madde atma; sanıklar M.D. ve C.B. yönünden kasten yaralama ve bu suça yardım etme ile mala zarar verme ve bu suça yardım etme; sanık H.B. hakkında silahlı örgütü yönetme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlerin
incelenmesinde;
a) Sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında; başkalarına ait kimlik kullanmak suçuyla ilgili olarak;
Sanıkların aldatıcılık yeteneği bulunan, gerçek kişilere ait olduğu belirlenen sahte kimlik belgeleri ile yakalanmaları ve bu kimlik bilgilerinin kullanmamış olmaları karşısında; eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 204/1. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca aynı Kanunun 268/1. maddesi aracılığıyla 267/1. maddesinden de cezalandırılmalarına karar verilmesi,
b) Sanık M.D. hakkında, patlayıcı madde atma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanığın eylemi sonucu zarar meydana gelmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 42. maddesi hükmü karşısında, yakarak mala zarar verme suçunun patlayıcı madde atma fiilini ağırlaştırıcı neden sayan bileşik suç niteliğinde olup sanığın ayrıca TCK'nın 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılamayacağının düşünülmemesi,
c) Sanık M.D. hakkında kasten yaralama ve sanık C.B. hakkında kasten yaralamaya yardım suçlarından kurulan hükme gelince;
Hipermarketin emanet bölümüne, saat 19.13'te alışverişin yoğun olduğu ve müşterilerin bulunduğu ortamda patlayıcı madde atılması sonucu 20 kişinin hayati tehlike de geçirecek nitelik ve derecelerde yaralanmış olmaları karşısında eylemin kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
d) Sanık M.D. hakkında mala zarar verme, sanık C.B. hakkında ise bu suça yardım etme suçlarından kurulan hükümle ilgili olarak;
Mala zarar verme suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir fiile işlenmiş olduğunun dosya kapsamından anlaşılması karşısında TCK'nın 43/2. maddesi yollaması ile 43/1. maddesi uyarınca sanıklara tek bir suçtan ceza verilip bu suçun cezasının arttırılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken mağdur sayısınca uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
e) Sanık H.B. hakkında silahlı örgüt yönetme suçundan kurulan hükme
gelince;
Dosya kapsamına göre sanığın kanıtlanan eyleminin silahlı örgüt üyesi olma suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9. C.D, 03.05.2010 gün ve Esas No: 2009/19596-Karar No: 2010/4722)
"Hipermarketin emanet bölümüne, saat 19.13'te alışverişin yoğun olduğu ve müşterilerin bulunduğu ortamda patlayıcı madde atılması sonucu 20 kişinin hayati tehlike de geçirecek nitelik ve derecelerde yaralanmış olmaları karşısında eylemin kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 03.05.2010
gün ve Esas No: 2009/19596-Karar No: 2010/4722)
"Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 gün ve 2007/9- 282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığın ayrıca silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından zamanaşımı içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Sanıkhakkında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi yerine yazılı şekilde 220/7. maddesi yollaması ile hüküm kurulması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış olup hükmolunan yargılama giderlerinin kısa kararda gösterilmemesi, mahallinde tamamlanması mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir. ONANMASINA", (9.C.D, 28.04.2010 tarih, Esas No: 2008/14516-Karar No: 2010/4624)
1- Tüm dosya kapsamına göre sanığın nevruz kutlamalarında PKK terör örgütünün propagandasının yapılmasında kullanılmak üzere İstanbul'dan Diyarbakır'a gönderilen 290 adet YÖGEH'e (Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi) ait sözde bez bayrakları teslim almak için kargo şirketine geldiği sırada yakalandığı anlaşılmakla; eyleminin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunun neticesi harekete bitişik olup teşebbüse elverişli olmadığı gözetilmeden sanığın cezasından teşebbüs nedeni ile indirim yapılması ve uygulanan kanun ve maddesinin hükümde gösterilmemesi suretiyle de CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, (9.C.D,
27.04.2010 tarih, Esas No: 2008/12719-Karar No: 2010/4551)
Hüküm : 1- Sanıklar Y.A., U.B., E.Ş., L.S. haklarında; Örgüte yardım suçundan
beraat,
4- Sanık İ.A. hakkında; 3713 sayılı Kanunun 7/2, 5237 sayılı TCK'nın 31/2, 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
a) Sanıklar B.A., Y.A., İ.A., U.B., E.Ş. ve L.S. ile ilgili olarak;
Sanık Z.A'nın duruşmaya kadar süren ikrarı ve duruşmadaki kaçamaklı ikrarı, sanık Y.A'nın kolluk ikrarı ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların örgüt adına oluşturulan "Apocu Gençlik" komitesi içinde yer alıp, gerçekleştirilen korsan gösteri, lastik yakma eylemlerine katıldıklarının anlaşılması karşısında eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğu da nazara alınarak silahlı terör örgütünün üyesi oldukları hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken sanıklar B.A., İ.A. yönünden suç vasfında yanılgıya düşülmesi, sanıklar Y.A., U.B., E.Ş. ve L.S. haklarında delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,
26.04.2010 tarih, Esas No: 2008/1822-Karar No: 2010/4556)
"...yapılan ihbar üzerine kollukça takip edilen ve "dur" ihtarına uymayıp kaçan otomobil içinde ele geçirilen örgüt bayrakları, örgütün elebaşına ait posterlerin dağıtılmadan yakalanmış olması ve sanığın bu malzemeler üzerinde parmak izlerinin bulunması karşısında; eylemin silahlı terör örgütüne yardım suçuna teşebbüs aşamasında kaldığı düşünülmeden tamamlanmış kabul edilerek fazla ceza tayininin hukuka aykırı olduğu" (Yargıtay 9. CD., 12.04.2010, E. 2008/11926, K. 2010/4203)
Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 221/4, 62/1, 53/1-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Sanığın terör örgütü PKK'ya katılmak için yurtdışına çıkmak üzere Silopi ilçesi kırsalına gelerek sınırdan geçmek istediği sırada güvenlik kuvvetlerince yakalanmış olması karşısında örgüte sempati duyduğu ancak henüz örgüte katılamadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi, (9.C.D,
06.04.2010 tarih, Esas No: 2008/9178-Karar No: 2010/3894)
"Sanıklar İ.G. ve M.K. hakkında duruşmalı, sanık A.Ö. hakkında ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
Sanık A.Ö'nün silahlı terör örgütüne yardım ettiği kabul edilerek sanığın bu suçtan cezalandırılacağı yoluna gidileceği gerekçede belirtildiği hâlde, hüküm fıkrasında örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlendiğinden bahisle, TCK'nın 220/7. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2. maddesi yerine, yazılı şekilde uygulama yapılması temel cezanın alt sınırdan tayin edilmiş olması karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında sanıklar İ.G. ve M.K. müdafilerinin ileri sürdükleri yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA", (9.C.D,
31.03.2010 tarih, Esas No: 2009/19539-Karar No: 2010/3770)
1- Katılanın ihbarı ve sanık S.Y'nin diğer sanıklarla birlikte tedavisini yaptırmak için gittiği sağlık kuruluşunda görevlilerce yakalanmaları üzerine haklarında soruşturma başlatılan sanıkların, katılana ait sokakta park hâlinde bulunan 01 BC 732 plakalı aracı yakarak zarar vermeleri şeklindeki eylemin, silahlı terör örgütünün talimatı doğrultusunda yapıldığı hususunda delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılmadan, sanıkların "örgütün talimatı doğrultusunda yurt çapında benzer eylemlerin yapıldığı olaylar zincirinden olarak örgüt adına özel şahıslara ait araçlara zarar vermek suretiyle örgütün talimatlarının yerine getirilmesi çabaları doğrultusunda müştekiye ait araç yakmak suretiyle zarar verdikleri" şeklindeki soyut gerekçe ile silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten bahisle hüküm kurulması ve yakarak mala zarar vermenin silahlı terör örgütü adına
işlendiğinin kabulü ile cezada artırım yapılması,
Kabule göre:
2- 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek yakmak suretiyle mala zarar verme suçundan da mahkûm olan sanıklar hakkında anılan maddenin uygulanmaması, (9.C.D, 29.03.2010 tarih, Esas No: 2010/532-Karar No: 2010/3639)
3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 5/2. maddesi hükmüne göre yakarak kamu malına zarar verme ve kasten yaralama suçlarının örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla tayin edilen cezaların 3713 sayılı Kanunun 5. maddesine göre 1/2 oranında arttırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 29.03.2010 tarih, Esas No: 2009/20698-Karar No: 2010/3638)
Fransa'da oturan sanığın terör örgütü PKK'ya üye olan oğlunun yaralandığını öğrenmesi ve kendisine telefon açarak gelip almasını istemesi üzerine, Fransa'dan Türkiye'ye gelip yeğeninin aracıyla Lice ilçesi Aşağıpınar kırsalına giderek oğlu ile buluştuğu, örgütten ayrılması yolunda uyarı ve ısrarda bulunduğu, ardından tedavi için Fransa'ya götürmek isterken güvenlik güçlerince yakalandığı, sanığın açıklanan eyleminin terör örgütüne yardıma yönelik olmadığı, suç faili olan oğlunu araştırma ve yakalanmaktan kurtulması için imkan sağlama niteliğinde olduğu, bu itibarla sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 283/3. maddesi uyarınca cezaya hükmolunamayacağı gözetilmeden, yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, (9.C.D, 29.03.2010 tarih Esas No: 2008/9021-Karar No: 2010/3628)
"Olay yerinde güvenlik güçlerine taş atan, " biji serok apo, dişe diş, kana kan, seninleyiz Öcalan, PKK halktır, halk burada, HPG cepheye, misillemeye " şeklinde slogan atan ve zafer işareti yapan grubun içerisinde yer alan, taş atarken, yerden taş alırken, güvelik güçlerini el kol hareketleriyle tahrik ederken, sapan kullanırken, sapan kurarken, elinde taş bulunurken ve atarken görüntülenen sanığın sübutu kabul edilen eyleminin, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğunun ve bu suçtan da ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden sadece örgüt adına suç işleyen konumunda kabul edilerek örgüt üyesi gibi cezalandırılması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezasını azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA", (9. C.D, 15.03.2010 tarih, Esas No: 2008/8425-Karar No: 2010/3078)
"Sanık N.K'nin üyesi olduğu silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda 24.04.1995 tarihinde İstanbul Bayrampaşa Kartaltepe mahallesinde silahlı yağma, sanıklar N.K. ve C.S'nin ise 24.05.1995 tarihinde İstanbul Sefaköy'de bir araca monte ettikleri bombanın patlatılması sonucu biri ağır üç kişinin yaralanması şeklindeki vahim olaylara katıldıklarının iddia ve kabul edilmiş olması karşısında, eylemlerine uyan ve suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şeklide hüküm kurulması", (9.C.D, 25.02.2010 tarih, Esas No: 2009/5271-Karar No: 2010/2433)
Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 18.03.2003 tarih ve 2002/320-2003/40 sayılı benzer bir olaya ilişkin kararında belirtildiği gibi, sanığın silahlı terör örgütünün propagandasını içerir pankartı çantasının gizli bölümüne saklayarak miting alanına sokmak üzere yanında getirdiği, polis arama noktasından arama yaptırmadan miting alanına geçmek için koşmaya başladığı, polisin takibi üzerine içinde pankart bulunan sırt çantasını çıkartıp attığı ve pankartın bu şekilde ele geçtiğinin anlaşılmasına göre; sanığın örgütün miting alanındaki etkinliğinin polis aramasına karşın ortaya konulması ve propagandasının yapılmasını temin etmek amacıyla propaganda malzemesi sağlamak biçimindeki eyleminin tamamlanmış olması hâlinde silahlı örgüte yardım suçunun oluşacağı, ancak; yakalanması sebebiyle icra hareketlerinin tamamlanmamış olduğu bu aşamada eylemin silahlı örgüte yardım suçuna eksik teşebbüs oluşturacağı gözetilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 24.02.2010 tarih, Esas No: 2008/8202-Karar No: 2010/2414)
".Lisesi duvarına terör örgütünün propagandası niteliğinde yazı yazılması fiili silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu ve bu suçtan dolayı cezaya hükmedilmesi gerektiği." (Yargıtay CGK 23.02.2010, E.2010/9-7, K. 2010/37)
"Sanıklar arasında TCK nin 220 maddesinin unsurlarını oluşturacak şekilde hiyerarşik bir ilişkinin bulunduğuna, sanıkların belirli olmayan suçlan işlemek için bir yapı oluşturduğuna ilişkin mahkûmiyetlerine yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi.." Yargıtay 1. CD, 17.2.2010, 2009/3334. 2010/922.
Öldürülen terör örgütü üyelerinin cenaze törenine, örgütün internet sitelerinde yaptığı çağrıya uyarak örgütün propagandasına dönüşen toplantıya katılan sanığın, örgüt amblemine sarılı tabutu taşıyarak terör örgütünün propagandasını yaptığı, bu suretle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten ibaret eylemi nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/6 ve 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 02.02.2010 tarih, Esas No: 2008/7081-Karar No: 2010/1381)
"Sanığın terör örgütünün propagandasının yapıldığı gösteriye katılıp alkış tuttuğu, zafer işareti yapıp slogan attığı sabit olduğundan atılı suçtan mahkumiyetine (TCK m. 220/8) karar verilmelidir." (Yargıtay 9. CD. 22.12.2009, 2008/7048 E., 2009/12581 K.)
"Sanıklardan Selahattin liderliğinde kurulan suç örgütünün 1993 ilâ 1997 yıllan arasındaki yasadışı faaliyetlerini, aynı örgütün içinde bulunup işlenen bu suçlardan haklarında mahkûmiyet bükümleri bulunan Ali ile Sezgin' in itiraf etmeleri üzerine, bu şahısların yerlerinin tespit edilerek önce öldürülmeleri daha sonra da sakat bırakacak şekilde yaralanmaları ve bunun için silâh temini konusunda sanık Selahattin tarafından Murat dışındaki diğer sanıklara talimat verildiği... örgüt üyelerinin itirafçıların öldürülmesine yönelik bir dizi hazırlık eylemin yanı sıra gruba dâhil olan sanıkların zorla senet tahsiline yönelen bir takım başka mağdurlar aleyhine eylemler gerçekleştirdikleri, aleyhlerine davalar açıldığı ve bu aşamada bazı itirafçıların ve müştekilerin vurdurulması talimatları verildiği ve bunun Emniyet tarafından engellendiği, bu şekilde oluşan ve gelişen eylemlerinin silahlı örgütün devamlılığı ve etkinliğini korumaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında sanıkların 4422 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkûmiyetleri yerine beraat kararı verilmesi..." (Yargıtay 8. CD, 25.11.2009, 2007/10550, 2009/15006)
"Güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçen hükümlünün örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili açıklamada bulunmadığı gibi örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgide vermediği, bu nedenlerle 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması...", (9.C.D., 23.11.2009 gün ve Esas No: 2008/4509, Karar No: 2009/11765)
"Sanığın ... diğer sanıklar Ahmet, Zekeriya ve Adnan arasında oluşturulan örgütsel yapılanmaya dâhil olduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden... a) örgüte üye olma suçundan beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, b) koşullan bulunmadığı hâlde. ... TCK'nin 188. maddesinin 5. fıkrasının uygulanması.". (Yargıtay 10. CD. 19 11.2009. 11535/18078)
"5237 sayılı TCK'nın lehe kabul edilerek uygulanması karşısında lehe kanunun bütün olarak uygulanıp sanığın durumunun aynı kanunun 221. maddesinde belirlenen etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ancak, bu maddenin uygulanması şartları oluşmadığı gibi 4959 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek, yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de kanunda aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, tayin edilen cezanın 4959 sayılı kanun nedeni ile indirilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır" (9. C.D, 16.11.2009 gün, Esas No: 2008/10932-Karar No: 2009/11394)
Sanığın aşamalardaki savunmaları, sanıklar Pınar Çaçan ve Hakan Ülger'in beyanları ile tüm dosya kapsamı karşısında; Hakan Ülgen'in sanığa öğrenci olarak tanıtıldığı ve kiralık ev aradıklarının bildirildiği, sanık Hakan Ülgen'in terör örgütüne götürülmek istendiğinden haberdar olmadığı, evinde yarım saat gibi kısa bir süre kalındığı da nazara alındığında atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 16.11.2009 gün, Esas No: 2008/2004-Karar No: 2009/11390)
Hüküm : Sanık R.G. hakkında: 4959 sayılı Kanunun 4/son maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,
Sanık H.K. hakkında: 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59/2, 31. maddeleri
Sanık F.D. hakkında: Beraat.
Sanık R.G'nin örgüte yardım amacıyla para verme, örgüt adına para toplama, Abdullah Öcalan'ın yakalanması üzerine protesto eylemlerine, üniversite ders boykotuna ve yasadışı gösterilere örgüt adına sloganlar atarak katılma, sanıklar H.K. ve F.D. ile ilişkiye geçerek F.D'ye özgeçmiş raporu verip başka kişilerle birlikte örgütün kırsalda yer alan kamplarına gitmek üzere yola çıkmışken yakalanma biçiminde ortaya çıkan eylemlerinin, sanık HK'nin silahlı örgüte üye olma suçundan mahkumiyetinin infazına ilişkin olarak kalmakta olduğu cezaevinden şartla tahliye olduktan sonra örgütle tekrar ilişkiye geçme ve örgüt adına para toplama, kırsala yeni katılımları aktarma faaliyetlerinde bulunma ve son olarak sanık R.G'nin de içinde bulunduğu grubu kırsala gönderme gibi faaliyetlerinin, yine cezaevinden aynı şekilde tahliye olmuş bulunan sanık F.D'nin sanık HK'le ilişkiye geçerek kırsaldaki kamplara gideceklerin organize edilmesi faaliyetlerine katılma ve son olarak sanık R.G'nin de içinde bulunduğu grubu kırsala gönderme ve öncesinde R.G'nin özgeçmiş raporunu alma gibi faaliyetlerinin içerdikleri yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik karşısında; sanıkların eylemlerinin silahlı örgüte üye olma suçu kapsamında değerlendirilmesi ve hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 11.11.2009 gün, Esas No: 2008/2010-Karar No: 2009/11270)
Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/2-3, 765 sayılı TCK'nın 59, 40. maddeleri
Sanığın iddia ve kabul olunan ve dosya kapsamı ile de sübuta erdiği anlaşılan eylem ve faaliyetleri itibariyle PKK terör örgütünün gençlik alanındaki alt yapılanmasını oluşturan BAGEH üyesi olup, eyleminin silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 10.11.2009 tarih, Esas No: 2009/11643-Karar No: 2009/11211)
"5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinin 2. fıkrası hükmünden yararlanılabilmesi için, örgüt üyesinin örgüt adına işlenen suçlara iştirak etmeksizin örgütten çekilmesi ve bu durumu görevli makamlara bildirilmesi yeterli olup, temyiz davasına konu olayda; PKK terör örgütüne üye olarak Irak'ın Kuzey'indeki kamplarda 7 ay süreyle eğitim görmesine karşın uyum sağlayamayan ve gönüllü olarak örgütten çekilip kaçarak KDP güçlerine sığındıktan sonra Suriye'nin Kamışlı kentinde oturan amcasının yanına giden, kısa süre sonra yasal yoldan ülkeye giriş yapmak isteyen, ancak amcasının, pasaport ve herhangi bir kimlik belgesinin bulunmadığını, bu durumda evlerinde barındırmaları nedeniyle kendilerinin de sorumlu duruma düşecekleri kaygısını iletip, ülkeye hudut kapısı dışından girmesini söylemesi nedeniyle bu kez yasadışı yoldan ülkeye giriş yaptığı sırada kendisinden kuşkulanıp Pasaport Kanununa muhalefet suçundan gözaltına alınan ve hakkında örgüt mensubu olduğuna ilişkin bilgisi bulunmayan, kayıtlarda sorgulama yapmalarına karşın bu yolda bir bilgi ve belge de edinemeyen kolluk güçlerine, silahlı terör örgütü mensubu iken suça katılmaksızın örgütten gönüllü olarak çekildiğini bildiren sanık hakkında TCK'nın 221/2 maddesi uyarınca hükmolunan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın isabetli bulunması karşısında, tebliğ nâmede hükmün bozulmasını öneren düşünceye iştirak edilmemiştir" (9. C.D, 09.11.2009 gün, Esas No: 2008/5368-Karar No: 2009/11189)
Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde bulundurma eyleminin, silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hem örgüte yardım ve hem de patlayıcı madde bulundurma suçlarından hüküm tesisi, (9.C.D, 05.11.2009 tarih ve Esas No: 2009/10374-Karar No: 2009/11111)
a) Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde bulundurma eyleminin, silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hem örgüte yardım ve hem de patlayıcı madde bulundurma suçlarından hüküm tesisi,
b) Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt mensubu gibi cezalandırılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, (9.CD'nin 05.11.2009 tarih ve 10374/11111 sayılı kararı)
"Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemlerde suç tarihinin, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen ve vahamet arz eden araç suçun gerçekleştirildiği tarih olacağı sübutu kabul edilen iki erin şehit edilmesi eyleminin 20.05.2003 tarihinde gerçekleştirildiği, bu nedenle sanık Yıldırım Çelebi hakkında 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından ve sonuca da etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır". (9.C.D, 05.11.2009 tarih ve Esas No: 2009/10374-Karar No: 2009/11111)
Tüm dosya kapsamı, birlikte değerlendirildiğinde, örgütün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek evinde bir kaleşnikof tüfek, 80 adet fişek, 2 adet el bombası ve 5 metre mayın tuzaklama fitili ele geçirilen sanığın eylemi 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 05.11.2009 tarih, Esas No: 2008/5013-Karar No: 2009/11083)
Sanıkların sorumlu yazı işleri müdürü ve sahibi olduğu dergide yayınlanan dava konusu yazılarda her ne kadar örgüt adı zikredilmemiş ise de bir bütün olarak değerlendirildiğinde amacının şiddet ve terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde silahlı terör örgütü PKK'nın propagandasını yapmak olduğunun açıkça anlaşıldığı bu nedenle sanıkların hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek, yazılı gerekçe ile beraatlarına karar verilmesi, (9. C.D, 03.11.2009 tarih, Esas No: 2009/8326-Karar No: 2009/11046)
Sanığın sübutu kabul olunan 3713 sayılı Kanunun 6/2-son maddesine aykırılık suçu için öngörülen para cezasının 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi kapsamına girip ön ödemeye tabi olduğu, anılan maddede nisbî para cezalarının ayrık tutulmadığı da gözetilerek, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 03.11.2009 gün, Esas No: 2008/1362-Karar No: 2009/10964)
Sanığın kolluk ve sorgu beyanı, sanıklar A.K. ve A.K'nin aşama beyanları ve tüm dosya kapsamından, terör örgütü üyesi olan sanık A.K'nin hâl ve sıfatını bilerek, evinde barındırmak, çarşıdan kendi parası ile elbise alarak giydirmek, tedavisi ile ilgilenmek ve ev telefonundan görüşme yapmasını sağlamak suretiyle örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçunu işlediği sübut bulduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 02.11.2009 tarih, Esas No: 2009/12787-Karar No: 2009/11005)
a- Sanıklar A.K., K.Ç. ve A.A. hakkında yağmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümlerle ilgi olarak;
Sanık A.K'nin mağdurlar K.Y. ve H.D'ye sanıklar K.Ç. ve A.A'nın mağdur K.Y'ye karşı gerçekleştirdikleri yağmaya teşebbüs suçunu, örgütün korkutucu gücünü kullanarak ancak, kendilerine yarar sağlamak için işledikleri, kendilerine verilen örgüte ait vergilendirme makbuzlarını uzun süre muhataplarına vermedikleri ancak daha sonra borçlarını ödemek için bundan istifade etmek amacıyla telefonla ve mesajla tehdit yoluyla para istedikleri, sanıkların örgütle iritbatlı olarak veya örgüte yarar sağlamak için suçu işlediklerine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmakla, her üç sanık için mağdur K.Y'ye karşı olan eylemleri sebebiyle 5237 sayılı TCK'nın 149/1-c-f sanık A.K. için mağdur H.D'ye karşı olan eylemi sebebiyle 5237 sayılı TCK'nın 149/1-f maddelerinin uygulanması gerektiğinin ve tayin edilen cezaların 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile arttırılamayacağının gözetilmemesi
b- Sanık Y.P. hakkındaki hükme yönelik temyizlere gelince;
Sanık Y.P'nin , örgütün gücünü kullanarak veya örgüt adına kişileri tehdit ederek yağmaya teşebbüs suçunu işlediğine dair delil bulunmadığı, örgüte ait vergi makbuzlarını mağdur M.K'ya ve muhataplarına ulaştırılmak üzere sanık A.K'ya vermek şeklinde sübuta eren eyleminin silahlı örgüte yardım niteliğinde olduğu, yağmaya teşebbüs suçunun unsurlarının bu sanık yönünden oluşmadığı gözetilmeden, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı yasanın 314/2. maddesi ile ceza tayin yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, (9.C.D, 30.10.2009 tarih, Esas No: 2009/14098-Karar No: 2009/10864)
"1- Sanığın 21.03.2007 tarihli eylemde; örgüt üyesi olmadığı hâlde örgüt adına suç işleme ve örgüt propagandası yapma suçlarını işlediği, bu sebeple 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince, 13.09.2007 tarihli eylemde; iddianame ile oluşan hukuki kesinti sebebiyle yine 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 314/2 ve patlayıcı madde bulundurma suçundan da ayrıca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Sanığın silahlı örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme eylemiyle ilgili olarak, yalnızca 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla hüküm kurulması gerekirken aynı zamanda 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi yollamasıyla da hüküm tesisi ve kabul edilen örgüte yardım suçu ile silahlı örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme eylemlerinin ayrı ayrı suç teşkil edeceğinin gözetilmemesi, olayda örgüte yardım suçunun oluşmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır" (9.C.D, 30.10.2009 tarih, Esas No: 2009/11917-Karar No: 2009/10863)
Hüküm : 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59,31. maddeleri
Sanık M.D'nin örgüte adam kazandırma amacı doğrultusunda uzun süreli örgütsel ders alıp verme, üstlerine rapor sunma ve el yazılı özgeçmiş raporu gönderme şeklinde sübuta erdiği kabul edilen eylem ve faaliyetlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğu nazara alındığında, eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 30.10.2009 tarih ve Esas No: 2007/12591-Karar No: 2009/10862)
"5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin örgüt mensubu olan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulamasını getirdiği, ayrıca sanık hakkında uygulanacak infaz rejiminin buna göre belirlenmesini öngördüğü, ayrıca hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan kişiler hakkında aynı Kanunun 221/5. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması zorunlu olup, maddelerin kapsam ve amacından da anlaşılacağı üzere, maddelerde yer alan hususların bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olduğu ve bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da dikkate alınarak bu hususlarda mahkemesinden her zaman bir karar alınması mümkün görülmüştür. (9. C.D, 30.10.2009 tarih ve Esas No: 2009/14200-Karar No: 2009/10819)
Sanığın, dava konusu yazıların yazarlarını bildirmemiş olması ve dosya içeriğine göre de suçun işlenişine iştirak ettiği ve yazı sahibi gibi sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 28.10.2009 gün ve Esas No: 2008/1275-Karar No: 2009/10845)
"Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyip işlemediğinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından sorularak sonucuna göre örgüt adına suç işlediklerinin anlaşılması hâlinde TCK'nın 221/4. maddesinin, aksi hâlde aynı maddenin 3. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi..."(9. C.D,
27.10.2009 gün ve Esas: 2009/14317-Karar No: 2009/10799
Uygulama: 765 sayılı TCK'nın 169, 59/2, 36, 40, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri
Sanığın iddia ve kabul olunan ve dosya kapsamı ile de sübuta erdiği anlaşılan eylem ve faaliyetlerinin süreklilik ve çeşitliliği nazara alındığında fiilinin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 27.10.2009 gün Esas No: 2007/10434-Karar No: 2009/10674)
Suça konu derginin sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olan sanığın, dava konusu yazının yazarını bildiren aidiyet belgesi veya başkaca herhangi bir belge ibraz etmemiş olması karşısında, eser sahibi gibi cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 27.10.2009 gün Esas No: 2009/10617-Karar No: 2009/10685)
Sanığın, dava konusu yazının yazarını bildirmemiş olması karşısında suç tarihinde yürürlükte bulunan 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince yazar gibi cezalandırılması ve ek savunma hakkı da verilip görev hususu da nazara alınmak suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 22.10.2009 gün ve Esas No: 2008/2240-Karar No: 2009/10515)
5237 sayılı TCK'nın tanımlar başlıklı 6. maddesindeki "örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi anlaşılır" hükmü karşısında anılan kanunun 315. maddesi gereğince mahkûmiyetine karar verilen sanık hakkında aynı kanunun 58/9. maddesinin uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. (9. C.D, 21.10.2009 gün, Esas No: 2009/4871-Karar No: 2009/10409)
"...ileride işlenmesi olası olan suçların önlenmesine yönelik olarak kamu için tehlike oluşturabilecek birleşmelerin engellenmesi olması nedeniyle, suçun oluşabilmesi için bir suç işlemek amacıyla oluşturulmuş basit bir birleşmeden ziyade, belirsiz sayıda amaç suçun işlenmesi amacıyla gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişkiye dayalı olarak meydana getirilmiş, sürekli bir birleşmenin bulunması gerektiği, zira örgüt niteliği itibariyle devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belirli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi hâlinde, örgütten değil ancak iştirak iradesinden söz edilebileceği..." (Yargıtay CGK, T. 20.10.2009 E. 2009/8-152K. 2009/245)
"... somut olayda: sanıklar A.Y ile iş ortağı H.AA arasındaki ticari sorunların çözümüne katkıda bulunmak için sanıklar HM., MA., AK. ve FA ' nın birlikte hareket etmek ve tasarlamak suretiyle H AA' yi olay tarihinde tabanca ile vurarak yaraladıkları ve sayılarının örgüt oluşturmak için yeterli olduğu hususlarında bir duraksama yaşanmamakta ise de; sanıklar arasındaki hiyerarşi temeline dayanan sürekli bir birleşmenin bulunduğuna dair her türlü kuşkuyu bertaraf edebilecek nitelik ve yeterlilikte deliller mevcut olmadığından gerek 4422 gerekse 5237 sayılı Yasalar açısından çıkar amaçlı suç örgütü kurmak, yönetmek, bu örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarının oluştuğundan bahsedilemeyeceği... " (Yargıtay CGK. 20.10 2009. 8-152/245).
"Tüm dosya kapsamına göre örgütün amacı doğrultusunda patlayıcı atma eylemlerinin nitelikleri, işleniş zamanları ve meydana gelen sonucun hafifliği itibariyle vahamet arz etmediğinden 765 sayılı TCK'nın 125. maddesindeki suçu oluşturmadığı, dikkate alınarak hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre yapılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (19.10.2009 gün ve Esas No: 2008/21755-Karar No: 2009/10239)
Bir öğretim kurumu olan üniversitenin kampüsünde gerçekleştirilen
20.03.2008 tarihli eylem nedeniyle sanık Muhammed Kaya hakkında tayin olunan cezanın, 3713 sayılı Kanunun 7/son. maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi bu suç yönünden aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 13.10.2009 gün, Esas No: 2009/9522-Karar No: 2009/10078)
"...4-Sanık M.E.A. açısından; Sanığın diğer sanık G.K'nin PKK örgütü üyesi olduğunu bilerek bu sanığı Irak'tan illegal yollardan Türkiye'ye getirdiği ve oradan İstanbul'a getirip C.A'nin evine yerleştirdiği ve sanık G.K'ye burada çeşitli yardımlarda bulunduğu dolayısıyla yasadışı silahlı terör örgütü PKK'ya yardımda bulunduğu anlaşıldığından; ..." ONANMASINA, (9.C.D, 06.10.2009 tarih, Esas No:
2009/6214-Karar No: 2009/9731)
"Yakalanan sanığın 5237 sayılı TCK'nın 221/4. maddesinde öngörüldüğü şekilde örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yeterli bilgi ve belge vermediği, bu nedenle de yasada aranan şartların oluşmadığı gözetilmeden hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; aynı nedenle 5728 sayılı Kanun ile değişik CMK'nın 231. maddesinin uygulanması koşullarının oluşmadığı kabul edilmiştir." (9. C.D,
06.10.2009 gün, Esas No: 2009/3092-Karar No: 2009/9703)
Sanık T.G'nin kabul edilen ve terör örgütü mensubu olduğunu bildiği G.A'da elde edilen patlayıcı düzeneğine ilişkin telefon sim kartını örgüt üyesi sanık İ.Ş. ile birlikte satın alarak temin etme şeklinde gerçekleşen eyleminin örgüte yardım suçunu oluşturacağı, bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı Kanunun 314/2. maddesine göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, suç vasfında ve delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, (9. C.D, 01.10.2009 gün, Esas No: 2009/1823-Karar No: 2009/9577)
Sanığın iddia ve kabul edilen eyleminin örgüte yardım suçunu oluşturup dökümanların muhatabına ulaşmış olması ve suçun niteliği de nazara alındığında tamamlandığı gözetilmeden teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek noksan ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 01.10.2009 gün, Esas No: 2007/12395-Karar No: 2009/9509)
Sanığın kolluk, Cumhuriyet savcılığı ve Sulh Ceza Mahkemesinde yapılan sorgusundaki ikrara yönelik anlatımları, değişik yerlerde ele geçirilen ve sanığın ikrar içeren anlatımları ile uygunluk gösteren örgütsel dokümanlar, ifadeli yer gösterme tutanakları, l.C., M.A.S. ve F.B'nin kolluk ifadeleri Batman Emniyet Müdürlüğünün tahkikat evrakı ve tüm dosya içeriğinden; sanığın yasadışı örgütün askeri kanat elemanı olarak R.G'nin öldürülmesi ve R.E'nin kaçırılmaya kalkışılması olaylarında talimat verdiği, silahları temin edip keşif yaptığı, böylece amaç suçun gerçekleşmesine yönelik vahamet arz eden bu eylemlere katıldığı sabit olduğu hâlde 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi yerine, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi ile hüküm kurulması, (9. C.D,10.2009 tarih ve Esas No: 2008/13617-Karar No: 2009/10539)
Sanığın mahkemeye bildirdiği son adresi yerine daha önceki adresine ön ödeme tebliği yapılmış olup, usulsüz tebligata rağmen ön ödeme önerisine uyulmuş olması nedeniyle ön ödemenin süresinde yapıldığı kabul edilerek 3713 sayılı Kanunun 6/1-son. maddesine aykırılık suçundan açılan davanın ön ödeme nedeniyle düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyete karar verilmesi,
3- Kabule göre de; 3713 sayılı Kanunun 6/1. maddesi gereğince para cezası tayin olunmuş olup 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 30.09.2009 tarih, Esas No:
2009/7730-Karar No: 2009/9529)
Dava konusu yazıyı yayınlayan sanığın; yazının yazarının belli olmaması ve dosya içeriğine göre atılı suçun asli faili olduğunun anlaşılması karşısında, eser sahibi gibi cezalandırılması gerekirken, madde metnine yanlış anlam verilerek suç vasfında yanılgıya düşülmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 29.09.2009 gün, Esas No: 2008/18301-Karar No:2009/9401)
Başka davada sanık olarak yargılanmakta olan H.Y. ve C.D'nin aşama ifadeleri, teşhis tutanakları, talimat mahkemesindeki yeminli beyanları, arama ve el koyma tutanakları ve tüm dosya kapsamından sanıkların toplantılar düzenleyip silahlı örgütün propagandasını yapmak örgüte adam kazandırmak, para toplamak, örgüte ait yasadışı dokümanları bulundurmak şeklindeki eylem ve faaliyetlerinin silahlı örgüte yardım etme suçunu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayininin gerektiği gözetilmeden delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatlarına karar verilmesi, (9. C.D, 16.07.2009 gün, Esas No: 2008/21670-Karar No: 2009/8561)
3713 sayılı Kanunun 7. maddesinde 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde mevkutenin sorumlu müdürleri için öngörülen yaptırımın altı aydan iki yıla kadar hapis ve mevkutenin bir önceki ay satış miktarının yüzde doksanının yarısı kadar adli para cezası olduğu, dava konusu yazının yazarına ilişkin aidiyet belgesi sunan sanık hakkında tayin edilecek hapis cezasının 5680 sayılı Basın Kanunun 16/1, 647 sayılı Kanunun 4/1 maddeleri uyarınca paraya çevrilmesi sonucu tayin edilecek olan adli para cezası ile mevkutenin tirajına göre tayin olunacak adli para cezasının toplamı ile ortaya çıkan adli para cezasının, ön ödeme önerisine uymayan sanık hakkında 3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 7/2 maddesi uyarınca tayin edilmiş bulunan adli para cezasına göre daha lehe olduğu, 647 sayılı Kanunun 4/4 maddesi uyarınca; adli para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş bulunmasının lehe kanunun belirlenmesi bakımından aleyhe bir etki doğurmayacağı da dikkate alınarak sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 15.07.2009 gün, Esas No: 2009/7427-Karar No: 2009/8624)
1- Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde nakletme eyleminin, silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt mensubu gibi cezalandırılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
b) 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin, her suç için ayrı ayrı tatbik edilmesi lüzumunun gözetilmemesi, (9. C.D, 15.07.2009 tarih, Esas No:
2008/21722-Karar No: 2009/8587)
Ön ödeme önerisine uymayan sanık hakkında 3713 sayılı Kanunun 7. maddesinde 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde mevkutenin sorumlu müdürleri için öngörülen yaptırımın, altı aydan iki yıla kadar hapis ve mevkutenin bir önceki ay satış miktarının yüzde doksanının yarısı kadar adli para cezası olduğu, dava konusu yazının yazarına ilişkin aidiyet belgesi ibraz eden sanık hakkında alt hadden tayin edileceği belirtilen hapis cezasının 5680 sayılı Basın Kanununun 16/1, 647 sayılı Kanunun 4/1. maddeleri uyarınca paraya çevrilmesi sonucu belirlenecek adli para cezası ve mevkutenin tirajına göre tayin olunacak adli para cezasının toplamı ile 3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi uyarınca tayin edilmiş bulunan adli para cezasının 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca karşılaştırılması ve 647 sayılı Kanunun 4/4. maddesi uyarınca, adli para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş bulunmasının sanık aleyhine bir sonuç doğurmayacağı da gözetilerek, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırı, (9. C.D, 13.07.2009 gün, Esas No: 2009/7428-Karar No: 2009/8421)
2- Devletin güvenliğine karşı suç işlemek için anlaşma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanıkların örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek 2230 grb. Compose A-4 tipi patlayıcı maddeyi naklederken yakalandıkları iddia ve kabul edilmiş olması karşısında eylemin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan iştirak hâlinde örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı gözetilmeden hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek sanıklar hakkında anılan kanunun 316/1. maddesi ile ayrıca ceza tayini, (9. C.D,
07.07.2009 gün, Esas No: 2009/1878-Karar No: 2009/7934)
Sanık H.Ü'nün kırsaldan getirilen RDX ihtiva eden patlayıcıyı İstanbul'da örgüt üyesi olan B.Ö'ye teslim etme eylemi ile sanık H.Ö'nün örgüt üyesi B.Ö. tarafından muhafaza için kendisine verilen aynı patlayıcıyı kaldıkları eve götürüp saklayarak muhafaza etme şeklindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 06.07.2009 gün, Esas No: 2009/779-Karar No: 2009/7936)
Sanık Ş.Ö'nün, tüm dosya kapsamıyla subut bulan örgüt üyesi B.Ö'nün kendisine teslim ettiği şifreli örgütsel dokümanları çantasında muhafaza ederek kuryelik yapma eyleminin silahlı örgüte yardım suçunu oluşturduğu gözetilmeden, yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9. C.D, 06.07.2009 gün, Esas No: 2009/779-Karar No: 2009/7936)
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2007/24 - 2007/131 esas - karar sayılı dosyasında silahlı terör örgütüne yardım etmek suçundan mahkûm olup Dairemizin
01.07.2009 günlü kararı ile haklarındaki hüküm onanarak kesinleşen hükümler M.Ş.E. ve A.A'nın özde değişmeyen kolluk beyanlarına göre sanığın adı geçen hükümlülerle irtibata geçerek mont ve ayakkabılardan oluşan malzemelerin silahlı terör örgütüne ulaştırılmasını sağladığı ve bu suretle örgüte bilerek ve isteyerek yardım ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup atılı suçtan mahkumiyeti yerine, yazılı gerekçeyle beraatına kararı verilmesi, (9. C.D, 01.07.2009 gün, Esas No: 2008/21593-Karar No: 2009/7935)
Van 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 06/06/2007 tarih ve 2006/174-2007/237 E.K. sayılı gerekçeli kararından;
"...sanığın yasadışı PKK/KADEK/ KONGRA GEL terör örgütünün dağ kadrosuna sanıklar Haci ve Emrah'ı göndermek üzere Van'da karşıladığı ve aracı ile götürdüğü ve bu suretle yasadışı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım ettiği anlaşılmakla,..." ONANMASINA, (9.C.D, 01.07.2009 günü, Esas No: 2009/6078-Karar No: 2009/7893)
Dava konusu ve kabule esas alınan yazıların aslı ya da onaylı örneğinin dosyaya getirtilmemesi kanuna aykırı, (9. C.D, 29.06.2009 gün, Esas No: 2008/2526-Karar No: 2009/7606)
"Haklarında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan sanıklar haklarında bunun kanuni sonucu olarak denetimli serbestlik tedbirine hükmedilmemesL." (9. C.D,
29.06.2009 gün, Esas No: 2008/1230-Karar No)
"Sanıkların T'nin liderliğinde bir araya gelerek tam bir işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket ettikleri anlaşılmakla, sanıklar T ve R.'nin örgüt kurma ve yönetme, diğer sanıkların örgüt üyesi olma suçundan dolayı cezalandırılmaları gerekir". (Yargıtay 8.CD., T. 25.6.2009, E. 2008/12977 K. 2009/9829)
Sanığın, örgüt mensubuna fotoğrafını değiştirerek kendi nüfus cüzdanını verme, uyuşturucu ticareti nedeniyle alacağı olan paranın örgüt mensuplarınca tahsili hâlinde tahsil edilecek paranın yarısını örgüte vermeyi önerme, ayrıca örgüte para temini için satmak üzere örgüt silahını alma şeklindeki eylemlerinin, 765 sayılı TCK'nın 169. maddesinde belirlenen örgüte yardım suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 24.06.2009 tarih, Esas No: 2009/5334-Karar No: 2009/7521)
Hüküm: Sanık A.Ö. hakkında; beraat ve ayrıca 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59,31,40. maddeleri
Sanık A.Ö'nin, beyanları hükme esas alınan sanıklar H.A., O.K. ve C.B'nın anlatımlarına göre, örgütle organik bağ içerisinde O.K'nın sorumluluğunda kurulan eylem komitesinde yer aldığı, örgütsel gizliliği sağlamak maksadıyla kod adı kullandığı, üyesi bulunduğu silahlı örgütün faaliyetleri kapsamında 11.01.2003 ve
14.02.2003 tarihli eylemlere iddianamede gösterilen şekilde katıldığı ve silahlı terör örgütü üyeliği, molotof atma ve mala zarar verme suçlarının yasal unsurları itibariyle oluştuğu gözetilerek 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3 maddeleri uyarınca lehe yasa değerlendirmesi de yapıldıktan sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suçların sübutu ve vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 24.06.2009 gün, Esas No: 2008/17940-Karar No: 2009/7433)
"Yakalandıktan sonra örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili bilgi vermeyen sanığın cezasından etkin pişmanlık nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin 4. fıkrasının 2. cümlesi ile indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA..," (9. C.D, 23.06.2009 gün, Esas No: 2008/7762-Karar No:2009/7430)
Mevkutenin Yazı İşleri Müdürü olan hükümlünün dava konusu yazıların yazarını bildirmiş olması sebebiyle hükümden önce 18.7.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanun ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2-son maddesinde atılı suç için adli para cezası öngörülmüş olması ve 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi hükmü karşısında; suçun ön ödemeye tabi olması nedeniyle, görev hususu da gözetilerek usulüne uygun ön ödeme ihtarı yapılarak sonucuna göre hükümlünün hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D,
18.06.2009 gün, Esas No: 2008/1287-Karar No: 2009/7241) Uygulama: Beraat;
Dosya içinde mevcut video ve resim tespit tutanakları, sanığın maddi olaylara ilişkin ikrarı, ev aramasında ele geçen yayınlar ve tüm dosya kapsamına göre terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde 15.02.2003 tarihinde iskele meydanında ve 26.01.2003 tarihinde Beyazıtta gerçekleştirilen mitinglere katılıp, örgüt ve elebaşını övücü sloganlar atan, sopa ve taşla çevreye saldıran grup içinde yer aldığı anlaşılan sanığın eylem ve faaliyetlerindeki süreklilik ve yoğunluğa göre fiilinin örgüt üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı gerekçe ile beraatine karar verilmesi, (9. C.D, 16.06.2009 gün, Esas No: 2009/4952-Karar No: 2009/7140)
Dava konusu yazıların yazarına ait aidiyet belgelerinin ibraz edilmemesi sebebiyle sanığın yazar gibi sorumlu tutulup 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken, anılan maddenin son fıkrası uyarınca hüküm tesisi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D,
16.06.2009 gün, Esas No: 2008/1857-Karar No: 2009/7181)
Hüküm: 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 31/3, 62, 63, 3713 sayılı Kanunun 5 maddeleri
Örgüt kamplarına gitmek üzere diğer sanıklar tarafından kırsala götürülürken ihbar sonucu yolda yakalanan sanığın, örgüt üyesi olduğuna ilişkin kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden, atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi, (9. C.D, 11.06.2009 gün, Esas No: 2008/18664-Karar No: 2009/6996)
Sanık Ş.Ç'nin örgüt mensubu ile görüşüp irtibata geçip ondan aldığı notu diğer sanık M.Y'ye ulaştırmaya çalışırken yakalanması eyleminde silahlı örgüte yardım suçunun tamamlandığı gözetilmeden verilen cezadan teşebbüs nedeniyle indirim yapılaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D,
09.06.2009 tarih, Esas No: 2009/6219-Karar No: 2009/6904)
Dava konusu yazının yazarının belli olması ve basın yayın sorumlusu olan sanığın suçun işlenişine iştirak ettiğine dair delil bulunmaması karşısında dava konusu yazıyı yayınlamak suçuna ilişkin olarak hükümden sonra yürürlüğe giren 5532 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2-son maddesinde yalnızca adli para cezası öngörülmüş olması ve 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi uyarınca suçun ön ödemeye tabi bulunması nedeniyle, görev hususu da nazara alınmak suretiyle, usulüne uygun ön ödeme ihtarı yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, (9. C.D, 09.06.2009 gün, Esas No: 2008/1286-Karar No: 2009/6864)
"Anlatılan husumet sonucu meydana gelen somut olaylara bakıldığında ve başkalarına yönelik eylemlerinin bulunmadığı, bu amaçlarla bir araya gelmediklerinin anlaşılması karsısında; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlikte olduğu anlaşılmakla ise de, aralarında hiyerarşik bir ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı anlaşılmaktadır." (Yargıtay 6. CD. 9.6.2009, 1030/10354)
a) Tüm dosya kapsamına göre, örgüt üyesi olmayan sanığın terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere RDX ihtiva eden plastik patlayıcıyı temin etme eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, fiilin iki ayrı suç kabulüyle suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
b) Kabul ve uygulamaya göre de;
Örgüt üyesi gibi cezalandırılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 08.06.2009 tarih, Esas No: 2009/1945-Karar No: 2009/6858)
Sanığın, dava konusu yazının yazarını bildiren aidiyet belgesi veya başkaca herhangi bir belge ibraz etmemiş olması karşısında, eser sahibi gibi cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni sayılmamıştır. (9. C.D, 04.06.2009 tarih, Esas No: 2008/14840-Karar No: 2009/6754)
"1-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 tarih ve 2008/1-26 Esas ve Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere hükmün aleyhe bozulmasından sonra 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 8. maddesi uyarınca hâlen yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 326. maddesi uyarınca sanık duruşmada hazır edilerek, bozmada belirtilen ve aleyhinde sonuç doğuracak olan hususlarda beyanda bulunma, kendisini savunma ve bu konudaki kanıtlarını sunma olanağı tanınacak şekilde bozmaya karşı diyecekleri sorulmasının zorunlu olduğu gözetilmeden, müdafinin beyanı ile yetinilerek savunma hakkının kısıtlanması,
2- Bozmaya uyulmasına rağmen 26.01.1993 tarihinde Batman ili, merkez Ziya Gökalp Mahallesinde A.Ü. ve S.Ö.'ye ateş edilerek A.Ü'nün yaralanması eylemine ilişkin evrakın merciinden onaylı bir sureti getirtilmeden fotokopi evraka dayanılarak hüküm tesisi", (9. C.D, 04.06.2009 gün, Esas No: 2009/2684-Karar No: 2009/6698)
Hüküm: Sanıklar Ş.C, A.Ö, F.A. haklarında: 765 sayılı TCK'nın 102/4,104/2. maddeleri uyarınca davanın düşürülmesine
Sanıkların örgüte özgeçmiş raporları verip, örgüt adına camilerde görev alıp faaliyette bulunduklarının anlaşılması ve kabulün de bu yönde olmasına rağmen, silahlı örgüt üyesi olma suçundan cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 01.06.2009 gün, Esas No: 2008/15797-Karar No: 2009/6745)
"Sanık T.B'nin mahkeme tarafından da kabul olunan ve örgütün faaliyet ve talimatı ile gerçekleştirilen 28.09.1993 tarihli Yenikent Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğüne ait tütün depolarının yakılması eylemine, kendisine verilen örgüt silahı ile gözcü olarak katıldığı, sanık M.T'nin ise yine örgütün faaliyet ve talimatı çerçevesinde gerçekleştirilen 02.10.1993 tarihinde Tigem Alparslan Tarım Çiftliğine saldırı eylemine katıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığı ve eylemlerin niteliği ve oluş şekli itibariyle vahamet arz eden olaylar olup örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı sanıkların hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D 01.06.2009 gün, Esas No: 2009/2711-Karar No: 2009/6481)
Hüküm: Sanıklar N.O., Z.D, M.E., C.Ö., B.O., MAS, G.B., S.K., R.S., B.N.B., T.Ş. haklarında Beraat,
3- Sanıklar M.E, C.Ö., B.O., M.A.S., B.N.B., T.Ş. haklarındaki temyizlere gelince;
a-Sanıklar M.E., C.Ö., B.O., M.A.S., G.B., S.K., B.N.B. ve T.Ş'nin yasadışı PKK (Kadek) terör örgütünün gençlik örgütlenmesi niteliğindeki Yurtsever Öğrenci Gençlik Hareketi (YÖGEH) içinde yer alıp, örgütün faaliyetleri çerçevesinde gerçekleştirildiği anlaşılan bir kısım gösteri, miting, basın açıklamalarına katılıp etkinlikte bulundukları, evlerinde ve üzerlerinde örgüt propagandasını içeren kitap, dergi, bildiri, CD'lerin ele geçtiği tüm dosya kapsamından anlaşıldığından eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp örgüt üyeliği boyutuna ulaştığı, gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddesi ile mahkumiyetleri yerine delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçelerle beraatlerine karar verilmesi,
b-Sanık R.S'nin anılan örgütün propagandasını içeren çok sayıda CD bulundurup örgütün ve amacının propagandasının yapıldığı gösteriye katıldığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla eyleminin silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
c-Kabule göre de; beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık
G. B. yararına ve hazine aleyhine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C.D, 28.05.2009 gün, Esas No: 2008/11738-Karar No: 2009/6308)
"Kendiliğinden teslim olmayıp, İran Devleti yetkililerince yakalanıp Türkiye'ye teslim edilen ve örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili Kanunun aradığı anlamda yeterli bilgi vermeyen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 221/4. maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini," (9. C.D, 11.05.2009 gün, Esas No: 2009/2638-Karar No: 2009/5575)
"Sanığın 29.03.1999 günü Gaziosmanpaşa, Karadeniz mahallesinde bulunan kuyumcu dükkânının duvarı delinmek suretiyle soyulma girişimi eylemine katıldığı kolluk ikrarı, mağdur ve tanık ifadeleri, başka dosya sanıklarının aşama ifadeleri, eylem evrakı ve tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında eylemin 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesinde tanımlanan suçun oluşması için gerekli vahamet düzeyine ulaşmamakla birlikte, hırsızlığa teşebbüs etme suçunu oluşturacağı ve ayrıca anılan suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi", (9. C.D,
07.05.2009 gün, Esas No: 2008/18751-Karar No: 2009/5493)
Hüküm: 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59, 31, 40 maddeleri ve 5237 sayılı TCK'nın 170/1-c, 3713 sayılı Kanunun 5, 62/1, 53, 63, 54. maddeleri
Dosyadaki tüm belge ve bilgiler karşısında; silahlı terör örgütü ile organik bağ içerisinde hareket ettiği anlaşılan sanığın, örgütün yayın organları vasıtasıyla verdiği eylem talimatlar doğrultusunda; diğer sanıklarla birlikte 14.02.2003 tarihinde eylem kararı alıp molotof kokteyllerini hazırlaması ve geceleyin şikayetçiye ait üzerinde TEDAŞ yazması nedeniyle devlete ait olduğunu düşündükleri servis otobüsüne atarak yakmaları şeklindeki kabul edilen eyleminin silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 06.05.2009 gün, Esas No: 2009/3412-Karar No: 2009/5427)
"Sanığın silahlı örgüte üye olarak askeri birimde yer aldığı, 1999 yılında M.Ş.U. ve B.A.U'nun öldürülmesi için verilen talimat doğrultusunda hareket ederek şahısları kandırıp evine getirdiği, silah zoruyla bağlanması ve şahısların on gün süreyle alıkonulmalarından sonra tahta ızgaralardan yapılan kutulara konularak arabaya yüklenmeleri suretiyle götürülmelerine yardımcı olmak suretiyle örgütün amacı doğrultusunda vahamet arz eden olaylara katıldığının sanığın aşama ikrarları, başka dava sanıklarının ifadeleri ve tüm dosya kapsamından anlaşılması karşısında eylemine uyan ve suç tarihi itibarıyla lehine olan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden delillerin takdirinde ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 30.04.2009 gün, Esas No: 2009/1492-Karar No: 2009/5144)
Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde bulundurma eyleminin silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden iki ayrı suç kabulü ile suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 29.04.2009 gün, Esas No: 2008/20784-Karar No: 2009/5235)
"Gönüllü olarak teslim olmayan ve güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçirilen sanığın pişmanlık duyarak örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili açıklamada bulunmadığı gibi örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi de vermediği, bu nedenlerle 5237 sayılı TCK'nın
221. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde eksik ceza tayini, Cumhuriyet Savcısının temyizinin lehe olup aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Onama." (9. C.D, 29.04.2009 gün, Esas No: 2007/12637-Karar No: 2009/5148)
Hüküm: Beraat
Örgütün hücre evinde ele geçirilen dokümanlar ile özellikle sanık S.Ç'nin kolluk ve Cumhuriyet Savcılığındaki ifadeleri, sanık U.O'nun evinde bulunan bilgisayar çıktıları ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların silahlı terör örgütü niteliğindeki MLKP'nin alt örgütlenmesi olan Kominist Gençlik Örgütü içerisinde yer alıp faaliyette bulundukları ve anılan örgütün üyesi oldukları anlaşıldığından hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat hükmü tesisi, (9. C.D, 27.04.2009 gün, Esas No: 2009/3397-Karar No: 2009/5122)
"a)Sanık S.Y'nin 07.10.2001 günlü kolluk ifadesi ve 29.10.2001 günlü yer gösterme tutanağındaki beyanları nazara alındığında, sanığın sübutu kabul edilen eylemleri dışında ayrıca 24.01.2001 tarihinde Diyarbakır ili Şehitlik Mahallesi Sezai Karakoç Bulvarı üzerinde silahlı saldırı sonucu Diyarbakır İl Emniyet Müdürü ile Polis memurlarının şehit edilmesi ve yaralanması eyleminden de sorumlu tutularak hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden söz konusu eyleme sanığın katılmadığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
b) Sanıklar S.Ç, S.D. ve V.S'nin kalmakta oldukları evlerde ele geçen silahlar, bu silahlara ait ekspertiz raporları, sanık S.Y'nin sanık V.S'ye yönelik 07.10.2001 günlü kolluk ve 29.10.2001 günlü yer gösterme tutanağındaki beyanları ile sanık S.Ç'nin 09.10.2001 günlü kolluk ve 10.10.2001 günlü Cumhuriyet Savcısı huzurunda yaptığı yer gösterme sırasındaki beyanları nazara alındığında, sanıkların 24.01.2001 günlü Diyarbakır İl Emniyet Müdürü ile Polis Memurlarının şehit edilmesi ve yaralanması eylemine katıldıkları, hukuki durumlarının suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 309/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
c) Kabul ve uygulamaya göre ise, suç tarihinde 18 yaşından küçük olan sanık V.S. hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanamayacağının gözetilmemesi", (9. C.D, 14.04.2009 gün, Esas No: 2007/9835-Karar No: 2009/4408)
"Sanığın Diyarbakır ilinde ikamet etmekte iken kalmış olduğu evde güvenlik güçlerince ele geçirilen silahlar ile Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/346 esas, 2007/86 karar sayılı dosyasında sanık olarak yargılanan S.Ç'nin kolluk ve Cumhuriyet Savcısı huzurunda yapmış olduğu yer gösterme sırasındaki beyanları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanık R.D'nin 24.01.2001 tarihinde Diyarbakır ili Emniyet Müdürü ile Polis Memurlarının şehit edilip yaralanması eylemine katıldığı, hukuki durumunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi ve suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 309/1. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 14.04.2009 gün, Esas No: 2008/17873-KararNo: 2009/4331)
B- Patlayıcı madde atma suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
1- Sanığın, Yapı Kredi Bankasına patlayıcı madde atma eyleminde zarar meydana gelmesi nedeniyle, patlayıcı madde bulundurmak ve yakarak mala zarar verme suçunu oluşacağı, sanığın 5237 sayılı TCK'nın 174 ve 152. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılması gerekeceği de nazara alınarak, lehe yasa değerlendirmesinin buna göre yapılması gerektiği gözetilmeden değerlendirmede ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Sanığın örgütün faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirdiği kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 213. maddesine aykırılık suçundan mahkûmiyetine karar verildiği hâlde hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- 5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin (c) bendinde yer alan hakkın kullanılmasının, aynı Kanunun 53/3. maddesi hükmü uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar kısıtlanabileceğinin düşünülmemesi, (9. C.D, 14.04.2009 tarih, Esas No: 2007/11120-Karar No: 2009/4296)
05.12.2005 tarihli ifadesine göre eser sahibi olduğu anlaşılan sanığın terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan dolayı 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrasının 1. cümlesi ile cezalandırılması gerekirken, suçun işlenişine iştirak etmeyen sahip ve yayın sorumlusu olarak kabul edilmek suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır. ONANMASINA, (03.06.2009 gün, Esas No: 2007/10544-Karar No: 2009/6623)
Örgüt üyesi olduğu saptanamayan sanık S.Ö'nün terör örgütü üyesi
H. Ö. tarafından kendisine teslim edilen ve bomba imalinde kullanıldığı anlaşılan malzemeleri evinde saklamaktan ibaret eyleminin silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturduğu dikkate alınmadan suç niteliğinde yanılgıya düşülerek hüküm kurulması, (9.CD'nin 27.5.2009 tarih ve 2008/19693 - 2009/6067 sayılı kararı)
Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.04.2008 tarih ve 2007/492-2008/136 E.-K. sayılı gerekçeli kararından;
"... sanık M.M'nin inkara yönelik savunmalarına itibar edilmemiş ve örgüte katılmak amacı ile İstanbul ilinden hareket ederek Silopi ilçesine gelen D.A. isimli şahıs ile yanında bulunan M.V. isimli şahsı Silopi ilçesinde karşıladığı, onları diğer sanık S.K'nın evine götürerek 5-6 gün süre ile barındırdıktan sonra kimliği tespit edilemeyen bir şahsa teslim ettiği kanaatine varılmıştır.
Sanık M.M'nin örgüte eleman teminine yönelik faaliyetleri örgüte yardım suçunu oluşturmaktadır.." ONANMASINA, (9.C.D, 30.03.2009 tarih, Esas No: 2009/1396-Karar No: 2009/3693)
"Sanığın iddia ve kabul edilen eyleminin (TCK m. 315) niteliği itibariyle 5237 sayılı Kanunun 221/4. maddesinde belirtilen kişiler konumunda olmadığı ve bu nedenle 221. maddedeki şartların oluşmadığı gözetilmeden anılan madde uyarınca tayin olunan cezada indirim yapılması, kanuna aykırıdır." 9.CD. 24.03.2009, 2008/19650 - 2009/3395
"Sanığın 11.11.2005 tarihinde Verimli Jandarma Karakolu'nda alınan beyanında söz ettiği 1995 yılında Avaşin kampındaki silahlı çatışma ile ilgili olarak; mahkemece bu eylemin Genelkurmay Başkanlığı'na sorulması üzerine bu olayla ilgili bilgi ve belge bulunmadığının belirtilmesi, aynı olay sebebiyle yargılama sırasında mahkemece suç duyurusunda bulunulması üzerine, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınan cevabi yazıya dayanılarak "şüphelinin belirttiği tarihlerde böyle bir olayın vuku bulduğuna dair bir bilgi ve belgenin olmadığı ve böyle bir olayın kayıtlarda gözükmediği"nin ifade edilmesi nedeniyle 30.01.2008 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi, sanığa atılı diğer eylemlerin de evrakının bulunmaması, 21.04.2005 tarihli kolluk beyanında sanığı tanıdığını ifade eden N.T'nin aşamalardaki ifadelerinin tamamının onaylı suretlerinin getirtilmesinin, anlatımının örgüt üyeliğine ilişkin olması nedeniyle sonuca etkili olamayacağının anlaşılması karşısında tebliğ nâmedeki bu hususa ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.
Sanık müdafinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın, aşamalardaki beyanlarında ve özellikle Muş Sulh Ceza Mahkemesi'nde müdafi huzurunda yapılan 13.11.2005 tarihli sorgusunda; örgütün güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirmiş olduğu çeşitli eylemlere katıldığını belirtmesi, 1998 yılındaki eylem sırasında helikopterden yapılan atış ile yaralandığına ilişkin eylem evrakı bulunamamış ise de, Muş Devlet Hastanesinden alınan 12.11.2005 tarihli raporda eskiye ait şarapnel yaralanmasından bahsedilmesi karşısında; sanığın eyleme katıldığının kabulüyle hakkında 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde silahlı örgüt üyeliğinden hüküm kurulması", (9. C.D,
19.03.2009, Esas No: 2008/13616-Karar No: 2009/3230)
Terör örgütünün propagandasını yapma eylemi 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde suç kabul edilerek yaptırıma bağlanmış olup, maddenin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında basın ve yayın organlarının suçun işlenişine iştirak etmemiş olan sahipleri ve yayın sorumluları hakkında da adli para cezası öngörülmüştür.
Suça konu yazıların yer aldığı kitabın yayın sorumlusu olan sanığın cezai sorumluluğu bulunduğu, yazının yazarının kim olduğu da araştırılıp belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı gerekçe ile beraatına karar verilmesi, (9. C.D, 11.03.2009 gün, Esas No: 2008/14841-Karar No: 2009/2902)
"B- Sanıklar A.Ö., P.S., K.F.S. ve H.Ö. ile sanık M.Y'nin Patlayıcı Madde Koyma suçuna yönelik temyizlere gelince;
Sanıklar A.Ö. ve H.Ö. hakkında tayin olunan cezaların süresine göre 765 sayılı TCK'nın 31. maddesi gereğince müebbetten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1- a- Sanıklar P.S., A.Ö. ve H.Ö. müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık PS'nin sosyolojik araştırma yapma adı altında silahlı terör örgütü üyeleri ile irtibata geçip Fransa ve Romanya'ya gittiği, siyasi eğitim ve kod adı aldığı, İstanbul' da Azat kod adlı örgüt mensubu ile irtibat kurup Yurtseverler Birliği adı ile askeri kanat oluşturarak bomba imal ettiği; diğer sanık A.Ö. ile beraber 09.07.1998 tarihinde Mısır Çarşısı, Ünlüoğlu Büfesine koydukları bombanın patlaması sonucu yedi kişinin öldüğü yüz yirmi yedi kişinin yaralandığı; sanık A.Ö'nin duruşmaya kadar süren ikrarı, diğer sanıkların kolluk beyanı, mağdur ve tanık beyanları ile 04.07.2002 tarihli oluşa uygun düşen bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Sanık H.Ö'nin mahkeme tarafından da kabul olunan 01.10.1993 tarihinde katıldığı Ağrı, Tutak, Dönertaş Köyüne silahlı saldırı eylemi ile sanıklar PS. ve A.Ö'nin mensubu bulundukları silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri Mısır Çarşısı eyleminin, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğü ve toplumdaki etkinliği de nazara alındığında suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında ve delil değerlendirmesinde yanılgıya da düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Kabul ve uygulamaya göre de; sanık A.Ö. hakkında 01.10.1993 tarihinde Ağrı, Tutak, Dönertaş köyüne silahlı saldırı eylemi nedeniyle, 14.12.1994 tarihli iddianame ile Erzurum Devlet Güvenlik Mahkemesine dava açıldığı, 1999/88-180 esas ve karar sayılı ilamı ile 06.07.1999 tarihinde hüküm kurulduğu ve bu hükmün kesinleştiği gözetilmeden, kısa kararda söz konusu eylemin kabule esas alınması,
2- Sanık K.F.S. hakkındaki Cumhuriyet Savcısının temyizine gelince;
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 2. maddesindeki "Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensupları gibi cezalandırılır" hükmünün amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında;
a-Sanık K.F.S'nin haklarındaki hüküm onanan ve silahlı terör örgütü mensubu olan A.Ö. ve İ.K'nin örgütün amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri 28.07.1998 tarihinde E.N'nin öldürülmesi eylemine iştirak ettiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, hukuki durumunun suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 125. maddesi kapsamında takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden hukuki değerlendirmede ve suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
b-Sanık K.F.S. hakkında tayin olunan cezanın süresine göre 765 sayılı TCK'nın 31. maddesi gereğince müebbeten kamu hizmetlerinden yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Sanık M.Y'ninn iddia ve kabul olunan 04.07.1998 tarihinde Küçükyalı İdealtepe 50. Yıl Parkına akım kaynağı irtibatlandırılmamış bomba koyma, bir adet lav silahı ile TNT kalıplarını ise nakledip saklamaktan ibaret eyleminin kül hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 174/1. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun ve lehe yasa değerlendirmesinin buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden anılan Kanunun 170/l-c maddesinden hüküm kurulması", (9. C.D, 10.03.2009 gün, Esas No: 2008/16895-Karar No: 2009/2723)
"Sanıkların işlemiş oldukları yağma eyleminden sonra dağılmayıp, gerek yağma konusu biletlerin pazarlanması gerekse, başka suçları işlemek amacıyla birlikteliklerinin devam ettiği, birden fazla isimsiz suçları işlemek amacıyla bir araya geldiklerinin anlaşıldığı ve örgüt üyesi olmak için makul bir sürenin geçmiş olduğunun anlaşılması karşısında.." (Yargıtay 6. CD, 25. 2.2009, 2008/15466, 2009/4055.)
".örgüt üyesi olmak için makul bir sürenin geçmiş bulunduğunun belirlenmesi karşısında." (Yargıtay 6. CD, 25.2.2009. 2008/15466. 2009/4055)
"... dosya kapsamında sanıkların örgüt üyesi olduklarına ilişkin i1 Emniyet Müdürlüğü istihbarat Şube Müdürlüğünün mücerret iddiadan öteye gitmeyecek yazısı dışında herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, sanıkların evinin kömürlüğünde suça konu patlayıcı madde ve malzemelerin yapılan arama sonucunda bulunduğu ve yakalanan bu malzemelerin yasa dışı PKK/
KONGRA-GEL örgütüne ait olduğu konusunda kuşku yoktur Sanıkların savunmalarından da bu örgütün amacını bildikleri açık bir şekilde anlaşılmaktadır Bu nedenle sanıkların, amacını bildikleri yasadışı silahlı örgüte ait vahim miktardaki patlayıcı maddeleri saklamak eylemleri, silahlı örgütler bakımından yardım eden kavramı ile ilgili özel bir düzenleme olan 5237 sayılı TCY'nın 315 maddesinde düzenlenen suça uymaktadır (Yargıtay CGK. 24.2 2009, 2008 ~K, 2009/39)
5532 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3713 sayılı Kanunun 7/2-son maddesinde basın ve yayın organlarının suçun işlenmesine iştirak etmemiş olan yayın sorumlusu hakkında adli para cezasının öngörüldüğü, olayda sanığın dava konusu kitabın yazarını açıklamış olması sebebiyle suçun işlenmesine iştirak etmemiş sayılacağı bu nedenle 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi hükmü karşısında suçun ön ödemeye tabi olması nedeniyle sanığa ön ödeme önerisi çıkarılarak sonucuna göre görev hususu da nazara alınmak suretiyle, hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken kanun maddesine yanlış anlam verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,(9. C.D, 23.02.2009 gün, Esas No: 2007/12375-Karar No: 2009/2189)
"Sanıklar A. Ü„ Y.Ü, EY, KA, ve BA. 'tun sanık S.A., sanıklar BA., YA., AA., ve MA'. nın da sanık MA. yönetiminde, birden fazla kişiye sistemli ve sürekli bir biçimde faiz karşılığı ödünç para vererek tefecilik yapmak suretiyle haksız ekonomik çıkar sağlamak amaçlı kundan örgütün çatısı altında bir araya geldikten, sanıklar ... ın mağdurlara faiz ile ödünç para verdiği, karşılığında açık senet aldıktan, bu senetlerin bazılarının üzerlerini doldurmak suretiyle icraya koyduktan ve bir kısım mağdurları borcun ödenmesi hususunda tebdil ettikleri; sanıklar ... ın faiz karşılığı ödünç para verdikleri teshil edilememekle birlikte, ikametlerinde ele geçen senetler ve mağdur anlatımlarından örgüt adına hareket etlikleri; bu oluş kapsamında adı geçen tüm sanıkların, işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı ve disiplin içinde amaçlan doğrultusunda faaliyette bulundukları, örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçlan işlemeye elverişli olduğu anlaşılmakla "(Yargıtay 8 CD,
16.2.2009, 2008/15390. 2009/2146)
3713 sayılı Kanunun 7. maddesinin 3. fıkrasında, 2. fıkradaki suçun 3. fıkrada yazılı yerlerde işlenmesi hâlinde tayin edilen cezanın iki katı hükmolunacağı hükme bağlandığı gözetilmeden, cezanın iki kat arttırılarak hükmolunması kanuna aykırı, (12.02.2009 gün ve Esas No:2008/10760, Karar No:2009/1471)
"Örgüt üyesi olmamakla birlikte, örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyen kişi hem işlediği suçtan, hem de örgüte üye olmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılır." (Yargıtay 10. CD. 10.2.2009, 2008/4774. 2009/1680).
"Somut olaya bakıldığında, sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlikte olduğu anlaşılmakla ise de aralarındaki hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı ve hususi olay dışında işlenmiş suç tespit edilemediği gibi, işlenmesi planlanan suçlara ilişkin maddi delil elde edilmemesi karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 188/5 maddesinin uygulanması koşullarının bulunmadığı gözetilmeden, TCK nin 188/5. maddesi uyarınca cezanın artırılması.." (Yargıtay 10. CD, 5.2.2009. 2008/14257, 2009/1312).
Uygulama: 765 sayılı TCK'nın 169, 59/2, 31,3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri
Sanığın kod adı kullanma, kırsaldaki örgüt mensupları ile görüşüp bu kişiler tarafından verilen bombayı bir süre evinde saklama örgüte erzak götürme gibi mahkemece de kabul edilen eylem ve faaliyetlerinin süreklilik ve çeşitliliği nazara alındığında eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D., 04.02.2009 tarih ve Esas No :2007/11916, Karar No :2009/1340)
a) Bir öğretim kurumu olan üniversitenin kampüsünde gerçekleştirilen
05.03.2007 tarihli eylem nedeniyle verilen cezanın, 3713 sayılı Kanunun 7/son. maddesi uyarınca 2 katına hükmolunacağının gözetilmemesi suretiyle eksik ceza tayini,
b) 5237 sayılı TCK'nın 58/9 maddesi, örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleyen sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulamasını getirdiği, ayrıca sanıklar hakkında uygulanacak infaz rejiminin buna göre belirlenmesini öngördüğü, maddenin kapsam ve amacından da anlaşılacağı üzere, maddede yer alan hususların bir ceza değil cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olduğu ve bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek; 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verilen silahlı örgütün propagandasını yapma suçlarında da 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi kanuna aykırı, (9. C.D, 29.01.2009 tarih ve Esas No: 2008/13509, Karar No: 2009/961)
Uygulama: 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2. maddeleri uyarınca kamu davasının ortadan kaldırılmasına (yardım kabul edilerek)
Sanığın; örgüt adına cami çalışmalarında bulunup, yazılı faaliyet raporları düzenlediği, ders aldığı, ders verdiği, camilerde ders sorumluluğu yaptığı örgütsel dokümanlar, diğer sanıkların kolluk anlatımları ve dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmış olup bu eylem ve faaliyetlerinin silahlı örgüt üyeliği suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi; (9. C.D, 26.01.2009 tarih ve Esas No: 2007/12014, Karar No: 2009/701)
"Somut olaya bakıldığında; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlilikle olduğu anlaşılmakla ise de, aralarında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanmadığı ve bu olay dışında işlenmiş suç tespit edilmediği gibi, işlenmesi planlanan suçlara ilişkin maddi delil elde edilmemesi karşısında ..." (Yargıtay 10. CD, 25.12.2008 T. 2008/13985-19560).
"... örgütün varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin
bulunması, ... gerekir" (Yargıtay 10 CD. 25.12.2008, 13985/19560).
Sanığın sahibi olduğu işyerinde ele geçirilen kitap, dergi ve yayınların silahlı terör örgütünün ve amacının toplum içinde benimsenmesini sağlamaya yönelik nitelikte olup; örgüte sempatizan kazandırmak ve taban oluşturmak amacıyla kullanılmak üzere sanık tarafından toplanıp saklandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla eylemin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 169. maddesinde tanımlanan örgüte yardım suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 25.12.2008 gün, Esas No: 2007/7265-Karar No:2008/14119)
Hüküm : 765sayılı TCK'nın 169,59,31,40,3713sayılı Kanunun 5. maddeleri
Uygulama: 765 Sayılı TCK'nın 102/4. maddesi gereğince kamu davasının ortadan kaldırılmasına (Terör örgütüne yardım etme suçu olarak kabul edildi)
Tüm dosya kapsamına göre sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirdikleri ders almak, ders vermek ve cami sorumluluğu yapmak şeklindeki eylem ve faaliyetlerinin örgüt üyeliği suçunu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 24.12. 2008 gün, Esas No:2008/3953-Karar No:2008/14053)
5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır." denilmekte, anılan Kanunun 220. maddesinin 6. fıkrasında ise " örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." hükmünü taşımaktadır. Anılan Kanun maddelerinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında; 5237 sayılı TCK'nın suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği, suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar suç ve kaç suç varsa o kadar ceza vardır ilkesi doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen 06.09.2005 tarihindeki korsan gösteriye katılıp, yolu trafiğe kapatarak örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan, güvenlik güçlerine ait araca taş atan grup içinde yer alıp, bu eylemlere iştirak eden sanığın örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği olay, yakalama ve el koyma tutanağı, teşhis tutanağı ile tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, hem silahlı örgüte üye olmak suçundan hem de terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden ve 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi hükmü göz ardı edilerek, sanığın örgüt ile sürekli, etkin bir bağ içinde olmadığı kabul edilerek sadece 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesine muhalefet suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi, (9. C.D, 24.12.2008 gün, Esas No: 2008/10809-Karar No: 2008/13941)
"... 2- Sanıkların, yasanın aradığı anlamda kanunun suç saydığı fiiller işlemek amacıyla hiyerarşik yapı ve disiplin içerisinde suç işlemek için örgüt kurduklarına ilişkin kuşkudan uzak ve mahkûmiyetleri için yeterli kanıt bulunmadığı gözetilmeden, yakınan öğrenci ve arkadaşlarının, sanıklar ve arkadaşlarının olumsuz kişiliklerinden korktuklarına ilişkin iddia ve ifadelerine dayanılarak, yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde, sanık F'in kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek suçundan, sanıklar E., T. ve A. in suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak suçundan mahkûmiyetlerine karar verilmesi... '(6. C.D., 25.11 2008, 2007/17648. 2008/22617
Uygulama: 4959 sayılı Kanunun 4/son. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına,
Dosyada mevcut özgeçmiş raporu ve diğer dokümanlar, tüm beyan ve deliller birlikte değerlendirildiğinde süreklilik ve çeşitlilik arz eden faaliyetlerinin örgüt üyeliği düzeyine ulaştığı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 18.11.2008 gün, Esas No: 2008/11850-Karar No: 2008/12169)
Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde nakletme eyleminin silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK.nun 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, bozmayı gerektirmiştir. (9.CD, 5.11.2008 tarih ve 1530/11802 sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre, sanığın örgütün stratejisi doğrultusunda örgüte ait yayın organları tarafından yapılan eylem çağrısı üzerine üç ayrı tarihte düzenlenen basın açıklanmasına katılıp slogan atmak, örgütü öven döviz taşımak suretiyle örgütün bilgisi ve istemi doğrultusunda gerçekleştirdiği eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 314/3 ve 220/6. maddesi yollaması ile 314/2. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu anlaşıldığından bu suçtan zaman aşımı süresi içinde dava açılması mümkün görülmüştür.
Sanığın sübutu kabul edilen eylemlerinin 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde tanımlanan örgüt propagandası yapma suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9. C.D, 04.11.2008 gün, Karar Tarihi:25.4.2006- Esas-Karar No:2006/43-2006/87)
"Mahkemece bozmaya uyulduğu hâlde. 5237 sayılı TCK'nin 220. maddesinde suç oluşturan birden çok veya belirsiz sayıda eylemleri işlemek amacıyla birleşmeyi ve sürekliliği ifade eden örgütlenme' ile buyruk verme ve alt üst ilişkisini oluşturan yapılanmanın nasıl kurulduğu ve işlediği; var olduğu kabul edilen birlikteliğin üye sayısı ve araç gereç bakımından amaç suçları işlemeye yeterli olup olmadığı karar yerinde tartışılmadan... " (Yargıtay 6 CD, 8.10.2008, 5141/16603)
"TCK'nin 220. maddesinde suç oluşturan birden çok veya belirsiz sayıda fiil işlemek amacıyla birleşmeyi ve sürekliliği ifade eden örgütlenme' ile buyruk verme ve alt üst ilişkisini oluşturan yapılanmanın nasıl kurulduğu ve işlediği; karar yerinde tanışılmadan ve mahkûmiyete yeterli kanıtlar gösterilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle ... hükümlülüğüne karar verilmesi,..". (Yargıtay 6. CD. 8.10.2008. 5141/16603)
"Sanıkların birinci yağma suçundan sonra eylemlerine devam ederek suç işleme iradelerinde devamlılık göstermeleri ve etkin görev paylaşımı içerisinde, amaç suçları işlemeye elverişli araç ve gereçler ile suç işlemeleri karşısında; suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçunun sübut bulduğu anlaşılmakla.". (Yargıtay 8. CD, 7 10 2008, 2007/23786, 2008/16408)
"Somut olayda; sanıkların örgüt oluşturmak için sayısal yeterlikle oldukları anlaşılmakta ise de, aralarında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık olduğuna ilişkin kanıtların neler olduğu denetime olanak sağlayacak şekilde karar yetinde açıklanıp gösterilmeden..." (Yargıtay 6. CD, 7.10.2008, 2007/23786, 2008/16408)
"ben bir Kürdistanlı olarak Kürdistan'da sayın Öcalan'ı bir siyasal irade olarak görüyor ve kabul ediyorum" ibarelerini içeren bildirileri imzalatmakta ibaret olan eylemleri, nitelik ve yoğunlukları da dikkate alınmak suretiyle 3713 sayılı Yasanın 7/2 maddesi kapsamında değerlendirilmelidir" (Yargıtay CGK., 12.08.2008, 2007/9¬230 E., 2008/23 K.)
"Sanıkların muhtelif tarihlerde birlikte ya da münferit tehdit, yaralama ya da ırza geçme veya ırza geçmeye teşebbüs biçiminde gerçekleştirdikleri ve mahkum edildikten eylemlerinin gelişen olaylar zincirinde sanıkların önceden tasarlama ile organize olma ve fikir birliğine vararak örgütün amacına uygun suç işlemek için teşekkül oluşturduklarından söz edilemeyeceği gözetilmeden...""(Yargıtay 8. CD,
21.7.2008, 2007/500, 2008/935)
"Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.5.1997 gün ve 76-114 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK.nun 225/1. maddesi gereğince hükmün konusu iddianamede gösterilen eylemdir.
İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Somut olayda 4.8.2006 tarihli iddianamenin anlatım kısmında 765 sayılı TCK.nun 125. maddesine aykırılık suçunun unsurlarını oluşturup hükme esas alınan sanık H.A. hakkında 1995 yılı Ağustos ayında Şemdinli Müsellaka Jandarma Karakoluna saldırı ve 1997 yılı mayıs ayında Hakkari Zap Bölgesinde güvenlik kuvvetleri ile silahlı çatışma, sanık N.A. hakkında ise 1994 yılı Ağustos ayı ile 1995 yılı Ocak ayı arasında Tendürek Bölgesinde çatışma eylemleriyle ilgili bir ibare bulunmadığı gözetilmeden, bu eylemlerin sübutu kabul edilerek suç vasfı buna göre belirlenmek suretiyle sanıklar hakkında yazılı şekilde hüküm tesisi",
(9. C.D, 16.7.2008 gün, Esas No: 2008/8492-Karar No: 2008/9147)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın duruşma aşamasına kadar tüm eylemleri ikrar ettiği, mahkemede ise suçlamaların tümünü inkara yöneldikten sonra 4959 sayılı Kanundan yararlanma talebi üzerine mahkemece sübutu kabul edilen 8.3.1994 tarihinde Mesut Yolcu ve Abdurrahman Kar adlı kişilerin öldürülmesi, Murat Ayhan Benlice'nin yaralanması eylemini reddettiği, bu nedenle de Yasada aranan koşulların oluşmadığı anlaşılmakla, talebin reddi yerine yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi, suretiyle eksik ceza tayini..." (9. C.D, 10.7.2008 gün, Esas No: 2008/862-Karar No: 2008/8964)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık müdafinin tüm, C.Savcısının sair itirazlarının reddine, ancak;
Güvenlik güçlerine yakalandıktan sonra kolluk, savcılık ve sorgu ifadelerinde örgüt üyesi olduğunu kabul edip Pişmanlık Yasasından faydalanmak istediğini bildiren sanığın kovuşturma aşamasında önceki ifadelerini ve suçlamayı inkâr edip örgüt üyesi olmadığını, bu nedenle de Pişmanlık Yasasından istifade etmek istemediğini beyan etmesi karşısında, hakkında 5237 sayılı TCK.nun 221. maddesinin uygulanamayacağı gözetilmeden anılan madde ile cezasından indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini, Kanuna aykırı, C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı BOZULMASINA, 10.7.2008 gününde oy birliğiyle karar verildi." 10.07.2008 tarih 2008/2090 Esas, 2008/8917 Karar
"Dosyada mevcut delillere göre sübut bulan ve mahkemece de sanığın örgütün amacı doğrultusunda katıldığı kabul edilen 23.1.1999 tarihinde içinde çok sayıda insanın bulunduğu Anadolu Kıraathanesine boru bomba atılması eyleminin 765 sayılı TCK.nun 125. maddesinde tanımlanan matuf fiil niteliğinde olduğu gözetilerek suç tarihinde yürürlükte olan anılan madde uyarınca ceza tayini gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 09.7.2008 gün, Esas No:2008/8494-Karar No:2008/8882)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan hükümlünün örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." (9. C.D, 24.6.2008 gün, Esas No: 2008/4838- Karar No: 2008/8195)
"Yerleşik yargısal kararlarda belirlenen ilkelere göre, failin salt silahlı örgüte ilgi duyması, örgüte katılmak için zemin arayışına girmesi, bu amaçla kendisini örgüte ulaştırabilecek kişilerle temasa geçmeye çalışması ve örgüt mensuplarıyla görüşüp buluşmadan salt örgüte katılmak amacıyla başka bir bölgeye yolculuk yapması silahlı örgüt üyeliği suçunun oluşumu için yeterli değildir." (Yargıtay CGK, 10.6.2008. 2007/9-270. 2008/164)
1- 5237 sayılı TCK.nun 314. maddesinin 3. fıkrasında; "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" denilmekte, anılan Yasanın 220. maddesinin 6. fıkrasında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." "4. fıkrasında ise "örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da cezaya hükmolunur" hükmünü taşımaktadır. Anılan Yasa maddelerinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında; 5237 sayılı TCK. nun suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği, "Suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar suç ve kaç suç varsa o kadar ceza vardır." ilkesi yönünde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın silahlı terör örgütü PKK.'nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen 28.3.2006 tarihinde gerçekleştirilen korsan gösterilere katılıp örgütün propagandasını yapmak, bizzat polise ve karakola taş atmak suretiyle; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, Ceza Genel Kurulunun
4.3.2008 gün 2007/9-282 esas, 2008/44 karar sayılı kararında da belirtildiği üzere hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de örgüt propagandası yapma ve izinsiz gösteriye katılma fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de; 5271 sayılı CMK.nun 250. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere kurulan mahkemenin, anılan Yasanın 252/1-g maddesindeki istisna hükmü de nazara alındığında; 2911 sayılı Yasaya aykırılıktan açılan davaya bakmasına yasal olanak bulunmadığından bu suçtan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, (9. C. D, 9.6.2008 gün, Esas No:2008/2372-Karar No:2008/7471)
Uygulama: 765 sayılı TCK.nun 102/4. maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına,
4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanık R.Ç'nin örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek, yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması, ayrıca sanık V.A'nın örgütün fikirlerini benimseyip örgütle organik bağ kurarak süreklilik ve çeşitlilik arz edecek şekilde faaliyet gösteren sanığın eylemlerinin silahlı örgüt üyesi olmak suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 4.6.2008 gün, Esas No: 2008/2792-Karar No: 2008/7348)
"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; sanıkların iş birliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir biçimde suç işlemek amacıyla örgüt kurduklarına dair kesin kanıt bulunmadığı ve olay tarihinde göçmen kaçakçılığı için bir olaya mahsus sanıkların bir araya gelmeleri eylemlerinin de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu oluşturmadığı gözetilmeden ..." (Yargıtay 8. CD, 13 5 2008, 2007/12848. 2008/5496).
"1- Hükme esas alınan 26.5.1992 tarihinde Çukurca İlçesi Üzümlü Karakoluna silahlı saldırı olayına ilişkin eylem evrakı ile 1-4.9.2002 tarihlerinde Cudi dağı bölgesindeki operasyonlarda ele geçirildiği bildirilen ve sanık aleyhine delil olarak kabul edilen dökümanın asıl ya da onaylı örnekleri getirtilip Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde dosyaya konulmadan eksik soruşturma ile karar verilmesi,
2- Sanığın mensubu olduğu örgütün amacı doğrultusunda vahamet arz eden eyleme katıldığının kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı TCK.nun 302. maddesinde tanımlanan suçun işlenmesi sırasında karar yerinde açıklanan başka suçları da işlemiş olması nedeniyle anılan maddenin 2. fıkrasının amaç, kapsam ve gerekçesi de nazara alındığında ayrıca bu suçlardan dolayı da ilgili hükümlere göre cezalandırılması gerektiği, bu durumda da suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK.nun 125. maddesinin lehe olduğu gözetilmeden değerlendirilmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 9.4.2008 gün, Esas No: 2007/11129-Karar No: 2008/3617)
"Sanık K' nın suç örgütü yöneticisi S.P'in 19001 yevmiye notu vekâletnameye dayalı avukatı olup suç örgütü üyesi olması bakımından, .Mahkemece kanıt olarak kabul edilen iletişimin tespitine ilişkin tutanaklar incelendiğinde, konuşmaların sanığın avukatlık mesleğinin gereği olarak hukuksal yardım sınırları içerisinde bulunduğunun saptanması karşısında; adı geçenin suç örgütü üyesi olduğuna dair mahkumiyetine yeter, kesin inandırıcı, somut ve hukuka uygun kanıtlar bulunmadığı te mevcut kuşkunun sanık yararına yorumlanması gerektiği gözetilmeden..." '(Yargıtay 6. CD,
7.4.2008. 2007/15181, 2008/9038).
5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin, hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanacak infaz rejimi ile ilgili hükümler içermesi ve Ceza Genel Kurulu ile Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek, sanığın örgütün faaliyeti çerçevesinde işlediği patlayıcı madde bulundurmak ve 6136 sayılı Kanuna muhâlefet suçlarından mahkumiyeti nedeniyle hakkında anılan maddenin 9.fıkrasının uygulanması konusunda her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür. (9. C.D, 27.3.2008 gün ve Esas No:2008/445- Karar No:2008/2526)
"Somut olaya bakıldığında: hakkında mahkûmiyet hükmü kurulan sanıklardan İdris D.' ın sanıklar Nurettin ve Turan'ın eylemine katıldığına ilişkin delil bulunmadığı gibi, sanıkların arasında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık da saptanmadığı anlaşılmaktadır Açıklanan durum karşısında sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nin 220. maddesinin uygulan-masının koşulları bulunmadığı dikkate alınarak lehe yasanın buna göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi..." "(Yargıtay 10. CD, 13 3 2008, 2008/544-4308).
a) Sanıklar M.Z.V., D.Ö., S.D. haklarında sübutu kabul edilen 5237 sayılı TCK. nun 315. maddesine aykırılık suçunun 765 sayılı Türk Ceza Kanunundaki karşılığının 169. maddesi olup 5252 sayılı Yasanın 3. maddesindeki "Mevzuatta 765 sayılı TCK.na yapılan yollamalar 5237 sayılı TCK.na yapılmış sayılır" hükmü karşısında tayin olunan cezaların, 3713 sayılı Yasanın 5. maddesi ile arttırılması gerektiği gözetilmeden, yazılı gerekçelerle anılan Yasanın bu maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilerek, eksik ceza tayini,
b) Sanık H.A'nın teslim olmayıp yakalandığı, duruşmada ise aşamalardaki beyanlarından dönerek suçu inkar ettiği ve yasanın aradığı anlamda etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden talebinin reddi yerine 5237 sayılı TCK.nun 221/4. maddesi ile cezasında indirim yapılması,
c) Sanıklar M.Z.V., D.Ö. ve S.D. haklarında tekerrüre esas sabıkaları olması nedeniyle 5237 sayılı TCK.nun 58/6 ve aynı Yasanın tanımlar başlıklı 6. maddesindeki "örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi anlaşılır" hükmü karşısında anılan Yasanın 315. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilen sanıklar hakkında 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D,
13.3.2008 gün, Esas No: 2007/10801-Karar No: 2008/1670)
"Sanık H.A'nın teslim olmayıp yakalandığı, duruşmada ise aşamalardaki beyanlarından dönerek suçu inkar ettiği ve yasanın aradığı anlamda etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği gözetilmeden talebinin reddi yerine 5237 sayılı TCK.nun 221/4. maddesi ile cezasında indirim yapılması..." (9.C.D, 13.3.2008 gün, Esas No: 2007/10801-Karar No: 2008/1670)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek, yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır." (9. C.D, 10.3.2008 gün, Esas No: 2007/9855-Karar No: 2008/1452)
5237 sayılı TCK.nun 315/1. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçu örgüte yardımın özel bir şekli olup, şartları bulunduğunda etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği, ancak somut olayda; 5237 sayılı TCK.nun 221. maddesinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında kendiliğinden teslim olmayıp yakalanan sanığın anılan Yasanın 221/4. maddesi anlamında örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar ve failler ile ilgili konumuna uygun yeterli bilgi vermediği anlaşıldığından, şartları oluşmaması sebebiyle etkin pişmanlıktan yararlanma talebinin reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle eksik ceza tayini, (9. C.D, 6.3.2008 gün, Esas No:2007/10542-Karar No: 2008/1400)
"220. maddenin 6. fıkrasında "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı" cezalandırılacağı belirtilmiş, anılan normun konuluş amacı gerekçesinde; "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır." şeklinde açıklanmış, 765 sayılı TCY'nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla düzenlenen maddede, örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme fiilleri de örgüt üyeliği kapsamında değerlendirilerek, bağımsız bir şekilde örgüte yardım suçuna yer verilmemiş, gösterdiği vahamet dikkate alınarak, yardım fiilleri örgütün niteliğine göre anılan Yasanın 220 ile 314. maddeleri kapsamında yaptırıma bağlanmıştır". (Yargıtay CGK., T. 4.3.2008, E. 2007/9-282 K. 2008/44)
"Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilen bir ihbar mektubu üzerine yapılan araştırma sonucu askerlik görevini yapmakta iken yakalanan sanık hakkında koşulları oluşmadığı hâlde, 5237 sayılı TCK.nun 221.maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini." (9. C.D, 4.3.2008 gün, Esas No: 2007/3098-Karar No: 2008/1291)
"Tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütü üyesi olduğu anlaşılan sanığın katıldığı iddia edilen eylemlere iştirak eden suç failleri hakkında soruşturma yapılıp yapılmadığı araştırılıp varsa bunlara ilişkin soruşturma evrakı, aşama ifadeleri ve haklarında verilen kararların ilgili C. Başsavcılıkları, Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığından sorularak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm tesisi.." (9. C.D, 29.2.2008 gün, Esas No:2007/11687- Karar No:2008/1226)
"Sanığın 14.7.2006 tarihli Uzunlar köyü yol ayırımında diğer örgüt mensupları ile birlikte pusu kurup uzun namlulu silahlarla askeri konvoya ateş etme ve 30.4.2006 tarihinde Kocaköy ilçesinde jandarmanın 2 nolu nöbet kulübesine ve kamu binalarına yönelik silahlı saldırı eylemlerinin ayrı ayrı 5237 sayılı TCK.nun 307. maddesinde tanımlanan suçları oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi kanuna aykırı", (9. C.D, 25.2.2008 gün, Esas No: 2007/10792-Karar No: 2008/987).
"Silahlı örgüte üye olan sanıkların 17.1.2000 tarihinde Pozantı ilçesi Akçatekir yaylasındaki örgüte ait evde güvenlik güçlerince yapılan operasyon üzerine çıkan çatışma sonucunda yakalandıkları, eylemlerinin örgütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti Anayasasını zorla değiştirip yerine dini esaslara dayalı bir sistem getirmek şeklindeki amacına yönelik olarak vahamet arz eden olaylar cümlesinden olduğu, hukuki durumlarının suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK.nun 146/1 ve karar tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun 302/1.maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 6.2.2008 gün, Esas No: 2007/9830-Karar No: 2008/651)
"4959 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce yakalanan ve kovuşturmanın değişik safhalarında ifade değiştirip inkâra yönelen sanık N.G'nin örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de yasada aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, hakkında anılan yasa hükümlerinin uygulanması..," (9. C.D, 4.2.2008 gün, Esas No: 2007/9416-Karar No: 2008/616)
"Sanık A.Ç'nin örgüt üyesi olarak faaliyet gösterip örgüt tarafından devlet yanlısı olması nedeniyle örgüt tarafından cezalandırılmasına karar verilen A.P'nin öldürülmesi eylemine katılmaları için H.D. ve F.B'yi temin edip eyleme katılmalarını sağladığının anlaşılması karşısında, fiilin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK. nun 125.maddesinde yazılı suçu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 4.2.2008 gün, Esas No: 2007/9416-Karar No: 2008/616)
Kabul ve dosya kapsamına göre sanığın eylemi örgüte bilirkişi raporuna göre RDX içeren A4 plastik patlayıcı madde temin etme niteliğinde olup, 5237 sayılı TCK.nun 315. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, kanuna aykırıdır. (9.CD,
23.1.2008 tarih ve 10462/278 sayılı kararı)
Uygulama: 4959 sayılı Yasanın 4/son maddesi uyarınca Ceza Tertibine Yer Olmadığına
Örgüte fotoğraflı özgeçmiş raporu vererek örgütsel faaliyetlerde bulunan ve aranır durumda iken güvenlik güçlerince yakalanan sanık E.Y'nin, silahlı örgüt üyesi olma suçundan cezalandırılıp, koşulları bulunmadığından hakkında 4959 sayılı Yasanın uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış.; (9. C.D, 22.01.2008 gün, Esas No: 2007/3343-Karar No: 2008/229)
3713 sayılı yasanın 7/1 maddesindeki düzenleme madde normu dikkate alınarak cebir ve şiddete başvurmamış, silah kullanmamış ama ileriki safhada bu yollara başvuracak olan örgütler hakkında uygulanabilecek olan madde olarak görülmekte, bu madde delaleti ile TCK'nun 314 maddesi gereğince yaptırım uygulanmaktadır. Hizb- ut tahrir örgütüne yönelik kararlar bu kapsamda kabul edilmiştir (9. CD 10/12/2007 Tarih, 2007/5166 -2007/9121).
"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre; sanıklar H. O. T. ve Ş.T. liderliğinde kurulan örgüt çatısı altında, sanıklar A.S, M.Y., U.Y, S.C., Ş.A., D.T.'nin bir araya gelerek, tam bir işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek, hayat kadını olarak geçimini temin eden mağdureleri baskı ve tehditle kendilerine tabi olarak çalışmaya zorladıkları, kendilerinden ayrılmak isteyen veya haklarında resmi mercilere şikâyette bulunan mağdureleri yine baskı ve tehdit kullanmak suretiyle yıldırıp, ayrılmalarından ve şikâyetlerinden vazgeçirdikleri, mağdureleri müşterilere örgüt üyeleri aracılığıyla götürüp getirdikleri, işe çıkan mağdurelerin çıktıkları iş hakkında örgüt üyelerine bilgi verdiği, kimin ne kadar işe çıktığı ile ilgili kayıt tutulduğu, yine bu alanda kendilerine rakip olarak gördükleri kişileri ve evlerini kurşunlayarak onları da yıldırmaya, korkutmaya ve sindirmeye çalıştıkları, örgüte yönelik yapılan operasyon kapsamında yakalanan örgüt üyeleri ve evlerinde, ruhsatsız tabanca, pompalı tüfek, değişik miktarlarda mermi ele geçtiği gibi, bir kısım örgüt üyelerinin öncesinde ruhsatsız tabanca yakalattıkları ve haklarında 6136 sayılı Yasaya aykırılıktan işlem de yapıldığı ve bu şekli ile örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı, araç ve gereç bakımından amaç suçlan işlemeye elverişli olduğu anlaşılmakla. "(Yargıtay 8. CD, 3.12.2007, 9222/8495)
".sanıkların, otomobil kampanyası düzenleyip herhangi bir teslimat yapılmaksızın müşterilerden usulsüz para toplamak amacıyla bir örgütlenme disiplini ve dayanışma içinde bir araya geldiklerini gösterir ve mahkumiyetlerine yeter kesin ve inandırıcı kanıt bulunmadığı.." (Yargıtay 8 CD. 28.11.2007, 10605-8313)
"Dosyada mevcut cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak suçundan yargılanıp mahkûmiyet hükmü kesinleşen M. Ş.A liderliğindeki şirinler çetesinin cezaevindeki üyelerinin ihtiyaçlarını karşıladığına, çete liderinin bir takım işlerini yapıp yine adliyedeki bir takım işlerini takıp ettiğine ilişkin sanığın beyanları, sanığın tahliye olan Şirinler çetesi lideri MŞA' yi karşılamaya giden çete üyeleri arasında olup gözaltına alındığına ve adlı tahkikat yapıldığına dair 27.4 2002 tarihli soruşturma evrakları ile yine dosya arasında mevcut bu çete ile ilgili olarak zanlı tehdit, suça azmettirmek ve haksız menfaat temin etmeye çalışmak suçlarından gözaltına alındığına ve adlı tahkikat yapıldığına dair 17. 10. 2001 tarihli soruşturma evrakları ile yine sanığın adı geçen çetenin üyesi olmaktan kesinleşmiş 2 yıl 6 ay ağır hapis cezası bulunan A. A nın ilamına ait infaz evraklarının geciktirilmesi için adliye personeli sanıklar M ve B den taleple bulunduğuna ilişkin deliller ve tüm dosya kapsamından sanığın silahlı suç örgütü üyesi olduğunun anlaşılması karşısında..." (Yargıtay 8. CD, 20 11.2007. 2006/8617. 2007/7955)
"... Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde sahte çek ve senet kullanmak suretiyle mağdurlardan elde ettikleri haksız malların bir kısmını birebir pazarlama yoluyla, bir kısmını da örgütün bu amaç doğrultusunda kullandığı ve başında sanıklar AK ve S.K nin olduğu işletme aracılığı ile paraya çevirdikleri, elde edilen haksız malların muhafaza ve satımının yapıldığı işletmelerin sahipleri sanıklar AK ve S.K. nin mağdurlarla alışveriş sırasında bir araya gelmedikleri, alışverişin tokatçılar olarak adlandırılan diğer sanıklar aracılığıyla yapıldığı, mağdur RA nın ve tanık F.B'. nin anlatımlarından, bazı mağdurları silah kullanmak suretiyle tehdit edip yıldırdıkları, kendilerinden haksız menfaat elde edilecek olan mağdurlara yönelik işin organizasyonu, elde edilen malın örgütün faaliyet alanı içinde olan Akşehir İlçesi Adsız Kasabasındaki yere getirilmesi, muhafazası, paraya dönüştürmesi noktasında tam bir işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı ile araç ve gereç açısından amaç suçları işlemeye elverişli olduğunun anlaşılması karşısında... "(Yargıtay 8 CD, 19 11.2007, 2006/8693, 2007/7884)
"Güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçirilen hükümlünün örgütün yapısı ve faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili yasanın aradığı anlamda yeterli bilgi vermediği, açıklamaları ile terör örgütünün dağılmasına, meydana çıkarılmasına yardım etmediği ve terör örgütünün amaçladığı suçun işlenmesine de engel olmadığı gözetilmeden, hakkında 5237 sayılı TCK.nun 221/4.maddesinin uygulanması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından, kabul ve uygulamaya göre de anılan madde uyarınca sonuç ceza üzerinden indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış;" 07.11.2007 tarih 2007/53 Esas, 2007/7991 Karar
Silahlı terör örgütü üyesi olmayan sanıkların örgütün talimatı doğrultusunda örgütsel faaliyetlerde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek patlayıcı madde nakletme şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı ve hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.CD, 02.10.2007 tarih ve 2007/7875-2007/6926 sayılı kararı)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak; 5237 sayılı TCK.nun etkin pişmanlığa ilişkin 221.maddesinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında dosya kapsamına göre silahlı terör örgütünün üyesi olduğu anlaşıldığı hâlde, atılı suçlamayı reddeden sanığın etkin pişmanlığından söz edilemeyeceği bu nedenle de anılan maddede aranan şartların bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması, Kanuna aykırı, C.Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA 26.6.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi."
26.06.2007 tarih 2006/8234 Esas, 2007/5611 Karar
".sanığın su işlemek amacıyla kurulan örgütün yöneticisi konumunda bulunduğu gözetilmeden, sadece örgüt üyeliğinden uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini" (Yargıtay 8. CD., 20.06.2007, 2201-4803)
Tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere temin edilen 1 adet el bombası ile 5.670 gr plastik patlayıcı, 4 adet elektrikli kapsül, 8 adet elektrikli bomba düzeneğini örgütün amaçlarını bilerek bulunduran sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 315.maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.CD, 18.06.2007 tarih ve 2007/4669-2007/5385 sayılı kararı)
Tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütünün faaliyetlerinde kullanılmak üzere temin edilen 1 adet el bombası ile 5.670 gr plastik patlayıcı, 4 adet elektrikli kapsül, 8 adet elektrikli bomba düzeneğini örgütün amaçlarını bilerek bulunduran sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı TCK.nun 315.maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.CD, 18.6.2007 tarih ve 4669-5385 sayılı kararı)
Sanığın örgüte yardım amacıyla evinde patlayıcı bulundurma eylemi sebebiyle 5237 sayılı TCK nun 315. maddesine göre cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.CD, 6.6.2007 tarih ve 4938-5022 sayılı kararı)
"Silahlı örgüt üyesi olup kendiliğinden örgütten ayrılarak teslim olan failin örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak edip etmediği ve yaptığı açıklamaların doğruluğu Emniyet Genel Müdürlüğünden sorulup araştırıldıktan sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir". 9.CD. 10.05.2007 gün ve 2006/7781 E. 2007/4039 K.
"Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde herhangi bir suçun işlenişine iştirak etmeksizin yakalandıkları anlaşıldığından konumlarının 5237 sayılı TCK.nun 221/3. maddesine uyduğu ancak; tüm dosya kapsamından pişmanlık duyarak örgütün dağılmasına veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgi vermedikleri ve Yasada aranan koşulların bu nedenle oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlandırılmaları, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır." 08.05.2007 tarih 2007/2572 Esas, 2007/3890 Karar
"...Üyeler anısında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır Örgütün varlığı için soyut bir birleşme yeterli olmayıp, örgüt yapılanmasına bağlı olarak gevşek veya sıkı bir hiyerarşik ilişki olmalıdır' (Yargıtay CGK, 3.4.2007, 2006/10-253, 2007/80)
Ele geçen örgütsel dokümanların içeriği ve tüm dosya kapsamına göre silahlı terör örgütüne özgeçmiş raporu vererek katılan, örgütün faaliyeti doğrultusuna ders alan, aidat veren ve çok sayıda örgütsel dokümanda adı geçen sanığın eylem ve faaliyetlerinin örgüt üyeliği boyutuna ulaştığı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşürülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,(9.CD. 03.04.2007 gün ve 2006/8038 E. 2007/2816 K.)
"Sanığın silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen korsan gösteriye katılmak, göstericilerin önünde yer alıp, bizzat polise taş atmak, "Yaşasın başkan...", "TC'nin... yıldıramaz bizleri" şeklinde sloganlar atmak, polislere taş atan grup içinde yer almak suretiyle; örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği." (Yargıtay 9. CD., 2.4.2007, 2007/2182 E, 2007/2728 K.)
Sanığın, kolluk ve aşamalardaki beyanları, tüm dosya kapsamı ile 1999 yılı Ağustos ayında, PKK terör örgütüne duyduğu sempati nedeniyle, örgütün Kuzey Irak'taki kamplarına gitmek üzere yasadışı yollardan çıkış yaptığı, yurt dışında PKK örgütü kampı olan Mahmur Kampı'nda 5 yıl süreyle eğitimci olarak çalıştığı,
17.12.2004 tarihinde Atatürk Havalimanı'nda Türk Hava Yolları'na ait uçakla Üsküp'e gitmek üzere pasaport kontrolüne geldiğinde Ercan Çelik adına tanzim edilmiş üzerinde kendi fotoğrafı yapıştırılmış sahte pasaport ve nüfus cüzdanı ile yakalandığı, bu suretle yasadışı silahlı örgüt üyeliği sübut bulduğu anlaşılmış olup hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,(9.CD. 29.03.2007 gün ve 2006/6672 E. 2007/2618 K.)
Silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın suçu temadi eden suçlardan olduğundan
30.3.2004 olan yakalanma tarihi suç tarihi olduğu gözetilmeden 1996 yılı ve öncesi yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür (9.CD. 06.03.2007 gün ve 2007/2495 E. 2007/1358 K.)
Silahlı terör örgütü üyesi olan sanığın suçu temadi eden suçlardan olduğundan
30.3.2004 olan yakalanma tarihi suç tarihi olduğu gözetilmeden 1996 yılı ve öncesi yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmüştür (9.CD. 06.03.2007 gün ve 2007/2495 E. 2007/1358 K.)
5237 sayılı TCK.nun etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında kolluk ifadelerini daha sonra değiştirip geri alan sanıkların etkin pişmanlıklarından söz edilemeyeceği bu nedenle anılan maddede aranan şartların bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde uygulama ile cezalarından indirim yapılması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır."
26.02.2007 tarih 2006/8280 Esas, 2007/1486 Karar
"Anılan yasa maddelerinin amaç, kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında, 5237 sayılı TCK'nın suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği, suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar suç ve kaç suç varsa o kadar ceza vardır ilkesi doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen 26.02.2006, 21.03.2006, 28-31.03.2006 tarihlerindeki korsan gösterilere katılmak, örgüte ait amblem ve işaretlerle A. Öcalan'ın posterlerini taşıyan göstericilerin önünde yer alıp polise saldırmaları için talimat vermek ve bizzat polise saldırmak, örgütçe yapılan çağrıya uygun olarak güvenlik güçlerinin operasyonlarında öldürülen örgüt mensuplarının cenazelerini teslim alan grup içerisinde yer almak, zafer işareti yapıp "Öcalan siyasi irademizdir", "başkan siyasi irademizdir" "gerilla vuruyor, Kürdistanı kuruyor" şeklinde sloganlar atmak, ateş yakarak yolu trafiğe kapatan grubu yönlendirmek suretiyle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, ..." (Yargıtay 9 CD., 21.02.2007, 2006/8821 E., 2007/1380 K.)
"Tüm dosya kapsamından sanığın fotoğraf çekmekten ibaret eyleminin örgüte yardım suçunu oluşturmayacağı, hukuki durumun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi." (Yargıtay 9. CD. 28.12.2006,
2006/6167 E., 2006/7822 K.)
"...cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçuna bu suçtan doğrudan zararı bulunmayan TEDAŞ'ın müdahilliği mümkün değildir..." (Yargıtay 8. CD. 12.06.2006, 875-5138)
"Sanığın süreklilik, çeşitlilik gösteren eylem ve faaliyetlerinin silahlı örgüt suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olmuştur. Sanık hakkında lehe yasa değerlendirmesi yapılırken, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından da aynen uygulanır ve örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılır hükümleri karşısında anılan maddelerin amaç ve kapsamları da nazara alındığında, sanığın konumunun Ceza Kanunu'nun 314/2. maddesine uyduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmelidir" (Yargıtay 9. CD.
27.04.2006, 2005/6358 E., 2006/2478 K.)
"Kesinleşen hükümlerle ilgili olarak etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının takdiri için duruşma açılarak karar verilmesi gerektiği kabul edilmektedir ". 9.CD. 27.04.2006 gün ve 2006/971 E. 2006/2473 K.
".önceden sayısı belirsiz suçları işlemek amacıyla tam bir işbirliği anlayışı ve hiyerarşik yapıda süreklilik taşıyan biçimde örgütlenmeyip bir olaya özgü olarak bir araya geldikleri anlaşılmış bulunmasına göre, mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklamak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygundur..." (Yargıtay 8. CD. 05.04.2006, 12122-2919)
Sanığın 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1. maddesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda kurulan Hizbuttahrir terör örgütüne ait bildirileri dağıtmaktan ibaret eyleminin, anılan Kanunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 7. maddesinin 2, fıkrasında tanımlanan "örgüte yardım" suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek örgüt propagandası yapma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi, (9. C.D, 23.03.2006 gün, Esas No:2007/7994-Karar No: 2009/3368)
".belirli bir olayı gerçekleştirmek için bir araya gelen sanıkların eylemlerinde birden fazla suç işleme ve süreklilik öğeleri bulunmadığından, suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme, üye olma ile suç örgütüne yardım etme suçlarının oluşmadığı gözetilmeden, beraatleri yerine yazılı biçimde mahkûmiyetlerine karar verilmesi." (Yargıtay 8 CD. 27.02.2006, 2896-1400)
".cürüm işlemek için teşekkül oluşturma suçuna, bu suçtan doğrudan zararı bulunmayan .Bankası A.Ş'nin müdahilliği mümkün olmadığından." (Yargıtay 8 CD.
22.02.2006, 960-4720)
Sanık savunmaları, tanık beyanları, tutanaklar ile tüm dosya kapsamından, sanığın 1995 yılında PKK terör örgütü mensupları tarafından kırsala kaçırıldığı, bu tarihten teslim olduğu 30.4.2004 tarihine kadar yaklaşık 10 yıl kendi isteği ile örgüt içerisinde kaldığı, örgüte ait, Irak'da bulunan çeşitli kamplarda siyasi ve askeri eğitim aldığı, kendisine kaleşnikof silah verildiği, istihbarat görevini üstlendiği, örgüt içerisinde "Hücum" kod adını kullandığı, dolayısıyla silahlı örgütün üyesi olduğu anlaşılmış olup hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK.nun hükümleri de nazara alınmak suretiyle hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi, (9.CD. 16.02.2006 gün ve 2005/7021 E. 2006/859 K.)
"Sanığın örgüt içinde uzun süre tabur komutanlığı, bölge sorumluluğu gibi görevlerde bulunduktan sonra 2003 yılı ekim ayına kadar takım, bölük ve tabur komutanlarının görev aldığı özel kuvvetler komutanlığı yaptığının anlaşılması ve kabulün de bu yönde olması karşısında 5237 sayılı kanunun 314. maddesinin 1. fıkrasında belirlenen "yöneten konumunda olduğu ve bu fıkraya göre cezalandırılması gerektiği gözetilmeden kabule de uymayan bir uygulama ile yazılı şekilde hüküm tesisi", (Y.9.CD. 13.03.2006 gün ve 2006/470 E. 2006/1484 K.)
Sanıkların aksi sabit olmayan savunmaları ve tüm dosya kapsamından küçük yaşta aileleri ile birlikte Birleşmiş Milletler denetimindeki kamplarda kaldıkları anlaşılmış, ancak bu süre içinde örgütle organik bağ içine girip faaliyette bulunduklarına dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilmeden beraatleri yerine yazılı şekilde hüküm tesisi kanuna aykırı, (Y.9.CD. 29.11.2005 gün ve 2005/6028 E. 2005/9094 K.)
"... bir olay için bir araya gelen sanıkların eylemlerinde birden fazla su işleme ve süreklilik öğeleri bulunmamaktadır..." (Yargıtay 8. CD. 11.07.2005, 8219¬7089)
"Somut olayda örgüt oluşturmak için sayısal yeterliliğin bulunduğu anlaşılmakta ise de; failler arasında hiyerarşik ilişki ve suç işleme iradelerinde devamlılık saptanamamıştır..." (Yargıtay 10 CD, 5.2.2005 T. 2009'16ı98 E.. 2010/2335 K).
Ele geçen dava konusu kitap ve dergilerin içerikleri ile bunların kapak fotoğrafları karşısında, sanığın atılı suçtan cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı düşüncelerle beraatine karar verilmesi, (9. C.D, 15.09.2003, 2003/1142¬2003/1395 E-K)
"Geceleyin köyündeki evine gelince silahlı ve bombalı üç yasadışı örgüt üyesi ile karşılaşan, evde kalınmasına gönüllü olmayınca uyarılan, özgür iradesi olmadan baskı altında kalarak kendisini ve ailesini korumak için örgüt üyesinin evinde kalmasına rıza gösteren, arandığını duyunca kendiliğinden gelerek teslim olan sanığın eyleminin suçun manevi unsurunun gerçekleşmemesi nedeniyle yardım kapsamında değerlendirilmeyeceği." (Yargıtay CGK, 23.11.1999, 257 E., 285 K.)
".tüm işlemlerin dokuz günlük kısa bir süre içinde gerçekleştiği ve sanığa kod adı da verilmediği ve yasa dışı örgüte kesintisiz, sürekli, uzun zaman devam eden bir yardımı olmadığı dikkate alınarak, kısa bir zaman dilimi içindeki eylemleri; belli bir yoğunluğa ulaşmadığı, örgütle organik bir bağ bulunmadığı, lojistik destek sağlanmadığı için yasa dışı örgüt üyesi olmak suçunu oluşturmamaktadır" (Yargıtay CGK. 19.12.1995 tarih ve E. 1995/9-306, K. 1995/383)
".sanıklar H.O.T. ve Ş.T. hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme ile fuhuş, sanıklar A.S., M.Y., U.Y., S.C., Ş.A., ve D.T. hakkında örgüt üyesi olma ve fuhuş ile sanık Ş.A hakkında 6136 sayılı Yasaya aykırılık suçundan kurulan hükme ilişkin sanıklar ve müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, adı geçen sanıklar hakkındaki hükmün istem gibi oybirliği ile onanmasına." (Yargıtay 8. CD. 2007/9222-2007/8495)
"Sanıklar F, B. ve M. liderliğinde kurulan örgüt çatısı altında, sanıklar H., L., S., K, E., M., S., B.' nin bir araya gelerek, tam bir işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı ile disiplinli biçimde hareket ederek; sanıklar H., H., S., Y., M.'nin otoları çaldıkları, sanık E. motor ustası olup çalınan otoların şase ve motor numaralarını değiştirdiği, sanık M oto boya ustası olup. çalınan otolarda değiştirilen şase ve motor numaraları kısmını boyadığı, sanık S' nm, çalman otoları parçaladığı, sanık B. tim şase ve motor numaraları değiştirilen otoları piyasada saltığı, sanık M. nin otoları çalma ve parçalama işlerini organize ettiği, sanık B'. nin sanık ö. nün iş ortağı olduğu ve yardım ettiği, sanık Ö' nün de parçalanan otoların parçalarını dükkanında satarak bu işleri organize ede-rek örgütü yönettiği, örgüte yönelik yapılan operasyonda sanık Ö' nün İzmir Karabağlarda bulu-nan işyerinde yapılan aramada, işyerinin duvarlarını tamamen raf hâline getirdiği, bu raflarda yerli yabancı otomobillerden çıkarılmış bilumum otomobil parçalanılın çok sayıda bulunduğu, (Uşak ilinden çalındığı tespit edilen ... araca ait parçalar, büro kısmında ise kasa içerisinde oksijen kaynağı ile kesilmiş ve yerinden sökülmüş çeşitli araçlara ait şase numaralan yazılı plakalar ve motor numarası yazılı plakadan, çeşitli isimler adına düzenlenmiş ruhsatnameler, plakalar, çeşitli araçlara ait oto alım satım evraklar tespit edildiği, yine .. çalıntı olan otomobillere ait parçalar ele geçtiği ve bu şekli ile örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı, araç ve gereç bakımından amaç suçlan işlemeye elverişli olduğu anlaşılmakla..." (Yargıtay 8. CD. 123-2009, 2008/4959. 2009/3809).
".sanıklar B.Ç, S.Ç ve A.K.'nın sanık H.O liderliğinde bir araya gelip önceden belirlenmemiş sayıda ve süreklilik anlayışı içinde, sahte olarak imal edilmiş altınları piyasaya sürmek için suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları .sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde illeri dolaşarak piyasaya altın sürdükleri .altınların satımı, satımdan elde edilen paraların muhafazası, konaklama ve beslenme gibi ihtiyaçların karşılanması noktasında tam bir işbirliği .ve disiplinli biçimde hareket ettikleri." (Yargıtay 8. CD. 2007/3981-2007/4415)
". Olayımızda sanık A.Y'nin müdahil ile ortak oldukları, şirketteki sorunlar nedeniyle H.E.'den yardım istediği, bunun üzerine sanıkların H.E. önderliğinde bu olay için bir araya geldikleri, yaptıkları hazırlıkların sonucunda müdahili işyerinin önünde silahla yaraladıkları anlaşılmakla, belirli bir olayı gerçekleştirmek için bir araya gelen sanıkların eylemlerinde birden fazla suç işleme ve süreklilik öğeleri bulunmadığı." (Yargıtay 8 CD. 2005/2896-2006/1400)
".sanıklar B.Ç, S.Ç ve A.K.'nın sanık H.O liderliğinde bir araya gelip önceden belirlenmemiş sayıda ve süreklilik anlayışı içinde, sahte olarak imal edilmiş altınları piyasaya sürmek için suç işlemek amacıyla örgüt kurdukları .sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde illeri dolaşarak piyasaya altın sürdükleri .altınların satımı, satımdan elde edilen paraların muhafazası, konaklama ve beslenme gibi ihtiyaçların karşılanması noktasında tam bir işbirliği .ve disiplinli biçimde hareket ettikleri." (Yargıtay 8. CD. 2007/3981-2007/4415)
5 Namık Kemal Topçu tarafından hazırlanmıştır.
6 Aksoy - Türkiye 18.12.1996
7 Demir ve diğerleri - Türkiye 23.9.1998
8 Nuray Sen (No. 2) 17.6.2003
9 Elci ve diğerleri - Türkiye 13.11.2003
10 Tanrikulu ve diğerleri - Türkiye 6.10.2005
11 Bilen - Türkiye 21.2.2006
13 Cihan - Türkiye 26.10.1999
14 Sadak - Türkiye 8.4.2004
15 Yurttas - Türkiye 27.5.2004
16 Yaman - Türkiye 2.11.2004
26 Şeref Gürkan
3 Aksoy - Türkiye 18.12.1996
4 Demir ve diğerleri - Türkiye 23.9.1998
5 Nuray Sen (No. 2) 17.6.2003
6 Elci ve diğerleri - Türkiye 13.11.2003
7 Tanrikulu ve diğerleri - Türkiye 6.10.2005
8 Bilen - Türkiye 21.2.2006
9 Salik ve diğerleri - Türkiye 26.11.1997
10 Cihan - Türkiye 26.10.1999
11 Sadak - Türkiye 8.4.2004
12 Yurttas - Türkiye 27.5.2004
13 Yaman - Türkiye 2.11.2004
14 Orhan - Türkiye 18.6.2002 §264
15 Avşar - Türkiye no.25657/94, § 282, AİHS 2001,
20 Guzzardi - İtalya 6.111980 §100
21 De Wilde, Ooms ve Versup - Belçika 18.11.1970 §71
22 Engel ve diğerleri - Hollanda 30.4.1976 §69
49 'Readily accessible to the general public" means, with respect to a radio communication..." Hukuka uygunluk hâllerini gösteren
18 USC 2511/2 (g) de, bu hâli düzenlemektedir.
24 Örneğin bkz. AİHM'in, Yılmaz ve Kılıç v. Türkiye Kararı, (Başvuru no. 68514/01), 17 Temmuz 2008; Kararın ayrıntılı bir incelemesi AİHM kararlarının incelendiği kısımda yapılmıştır.
184 Bkz ayrıca Şahin, s.356.
199 U.S. v. The Progressive, Inc., 467 F. Supp. 990 (1979); kararın başka bir bağlamda (içeriğe dayalı sınırlama) incelemesi için bkz. Şahin, s. 376-377.