18.4. İletişimin Denetlenmesi Kararı
18.4. İletişimin Denetlenmesi Kararı
18.4.1. İletişimin Denetlenmesi Kararının İçeriği
Ağır ceza mahkemesi karar verirken dört ayrı noktayı irdelemek durumundadır; karar ya da iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması veya sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi konusunda olacaktır. Dinleme demek, aletin başına oturup konuşulanları canlı olarak izlemek demektir. Tespit ise canlı dinlemeyi gerektirmez. Otomatik bir alet şehirdeki bütün santrallerde geçen konuşmaları teorik olarak aynı anda tespit edebilir. Daha sonra geriye dönerek ilgili konuşmaların dinlenmesi imkânı açılır.
Bu nedenle ağır ceza mahkemesi kararını verirken, hangi hususu kararlaştırdığını açıklamalıdır. Prensip olarak dinlerken, kayıt da yapılabilir. Fakat bazı istisnaî hâllerde hâkim "kayıt yapmadan dinleyin" diye bir karar verebilir.
Faks ile yapılan haberleşmelerde veya bilgisayarların telefon ağı ile birbirine bağlandığı internet üzerinden yapılan yazışmalarda "dinleme" değil, "okuma" sözkonusu olacaktır. Ağır ceza mahkemesi kararını verirken bunu ayrıca belirtmek mecburiyetinde değildir. Zîra iletişimin dinlenmesi veya tespiti bunu da kapsamına almaktadır.
18.4.2. İletişimin Denetlenmesi Kararını Veren Yargılama Makamı
İletişimin denetlenmesine ağır ceza mahkemesi oy birliği ile karar verir (CMK "2014-6526" 135/1).
Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı da iletişimin denetlenmesi emri (CMK 135 "kararı" diyor) verebilir. C. savcısı kendi verdiği "kararını" derhâl hâkimin onayına sunar ve hâkim kararını en geç 24 saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi hâlinde tedbir Cumhuriyet savcısı tarafından derhâl kaldırılır.
18.4.3. İletişimin Denetlenmesi Kararının Gerekçesi
Bütün yargısal kararlar gibi iletişimin denetlenmesi kararının da gerekçeli olması lazımdır.
Tutuklama kararının gerekçeli olması hususu kanunda (CMK 101) açıkça yazılmış ve 2012-6352 sayılı kanun ile bu konu önemle vurgulanmış iken, uygulamada iletişimin denetlenmesi kararlarının da tam olarak gerekçelendirilmediği görülmektedir.
18.4.4. İletişimin Denetlenmesi Kararına İtiraz
CMK 135/1 uyarınca alınacak tedbire ağır ceza mahkemesince oy birliğiyle karar verilir. İtiraz üzerine bu tedbire karar verilebilmesi için de oy birliği aranır, Mahkeme kararlarına itiraz edilebilmesi için kanunda bir düzenleme bulunması gerekir. CMK 135/1 bu düzenlemeyi içermektedir.
İletişimin denetlenmesi kararı gibi "gizli" verilen kararlara karşı kararın öğrenilmesi ile itiraz hakkının doğduğu kabul edilmelidir. Zaten yapılmış ve bitmiş olan bir işleme ilişkin hâkim kararına karşı itiraz etmenin sonuç doğurmayacağı düşünülebilirse de itiraz üzerine yapılan incelemede kararın dayanaksız olduğu belirlenirse elde edilen delil kullanılamayacaktır.
18.4.5. İletişimin Denetlenmesi Kararının Gizliliği
Ceza Muhakemesi Kanunu soruşturmanın gizliliğini temel ilke olarak benimsedi (CMK 157) ve bunun ihlâli suç olarak düzenlendi. Ayrıca CMK 135 hükümlerine göre alınan karar ve yapılan işlemlerin de tedbir süresince gizli tutulması (CMK 135/6) kuralı getirildi.
İletişimin denetlenmesinin gizliliğin ihlâli bir yandan soruşturmanın gizliliğinin ihlâlini oluşturur (TCK 285), diğer yandan ise kişi ilgili soruşturma ve kovuşturma işlemleri sırasındaki ses veya görüntüleri yetkisiz olarak naklederse TCK 286'daki suçu da işlemiş olur.
İletişimin tespiti tutanaklarının dosyada denetimine olanak verecek şekilde bulundurması gerekir (CGK 12.04.2011, K. 51).
C. Başsavcılığı tarafından düzenlenen iletişimin tespiti istem yazısının aslının duruşma dosyasında bulunması gerekir. Bunun dışında hâkim kararından, iletişimin tespitinin, kim hakkında, hangi iletişim araçları bakımından verildiğinin ve ne suretle gerçekleştirildiğinin anlaşılabilir ve denetlenebilir olması gerekir. Dosyada bulunan 19 adet iletişim denetleme kararlarının onaysız fotokopilerine dayanarak hüküm kurulamaz (CGK 14.10.2008, K. 219). "Onaysız fotokopi delil olarak kullanılamaz" kuralı artık içtihat hâline gelmiştir (CGK 16.10.2007, K. 210, CGK 6.2.2007, K. 25, CGK 4.7.2006, K.180, CGK 14.10.2008, K. 219).