13.1. Adli Kontrol Tedbiri Uygulanabilen Hâller

13.1.    Adli Kontrol Tedbiri Uygulanabilen Hâller

13.1.1. Tutuklama Kararına Alternatif Olarak Uygulanan Adli Kontrol Tedbiri (CMK 109/1, 105)

Tutuklama kişi özgürlüğünü kısıtlar. Tutuklamadan daha hafif bir tedbir alarak, "amaca ulaşmak" mümkünse, bunun uygulanması, "ölçülülük ilkesi" gereğidir. Adli kontrol, "daha hafif" tedbirlerden oluşan bir demettir.

Ceza Muhakemesi Kanunu hapis cezasını gerektiren suçlarda da tutuklamanın önüne "adli kontrol engeli" koymuştur: hapis cezalarında adli kontrol tedbiri uygulanması hâkimin takdirine bırakılmıştır: hâkim öncelikle adli kontrol kararı verilmesini ele alacak ve adli kontrol uygulaması yetersiz kalacaksa, bunun "hukukî ve fiili nedenleri gösterilerek" tutuklama kararı verilebilecektir (CMK 101/1).

Kanunda yer alan, "C. savcısının tutuklama kararı verilmesini isterken, adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiili nedenlere yer verilir" (CMK 101/1) şeklindeki yasal düzenleme, Kanunun 2012 değişikliğinden itibaren bütün suçlar için adli kontrol yükümlülüklerinin uygulanmasını kabul ettiğini göstermektedir (CMK 109/1).

2012 değişikliğinden önce de üç yılı geçen hapis cezalarında bile iki istisnai durumda adli kontrol uygulanabiliyordu (CMK 109/1): "yurt dışına çıkma yasağı" (CMK 109/3a) ve "güvence miktarı yatırmak" (CMK 109/3f) yükümlülükleri açısından ceza süresi sınırı yoktu (CMK "2005.5353"109/4). Bu iki tedbir açısından 2005-5353 numaralı Kanun ile madde genişletilmiş ve adli kontrol bu iki yükümlülük açısından bütün suçlarda uygulanabilir hâle getirilmişti.

2012 sonrasında "üst sınırı üç yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar" sınırlaması kaldırıldığı için şüpheli hakkında tutuklama sebepleri (CMK 100/1) oluşmuşsa bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutularak, tutuklama yerine "adli kontrol" altına alınabilir (CMK 109/1).

Üç yıl sınırlaması Dönmezer Tasarısında yoktu. Daha sonra Kanuna girdikten sonra da bu sınırlamanın Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru, 28.4.2010 tarih ve 21 numaralı karar ile red edilmişti. Sınırlamanın yürürlükte olduğu dönemde yargıçlar, tutuklama isteminde konu teşkil eden suçun cezasının üç yıldan fazla olduğu hâllerde, "yurt dışına çıkma yasağı" veya "güvence" dışında yükümlülük kararları, meselâ hergün karakola gidip imza verme kararı vererek, kurumu genişletmeye giriştikleri durumlarda, bu tür adli kontrol kararları itiraz veya kanun yararına bozma yolu ile bozuluyordu (8. CD 27.3.2008, K. 3042; 11. CD 5.6.2009, K. 6948). Bizce üç yıl sınırının kaldırılması ve adli kontrol uygulamasının genişletilmesi yerinde olmuştur.

13.1.2. Tutuklama Yasağı Olan Hâllerde Uygulanan Adli Kontrol Tedbiri (CMK 109/2)

Sadece adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama yasaktır (CMK 100/4). Ancak adli kontrol hükümleri ihlâl edilirse hapis cezasının süresine bakılmadan, yani iki yıldan az olsa bile (CMK 112), tutuklama kararı verilebilir.

13.1.3. Tutukluluk Sürelerinin Dolması Nedeniyle Uygulanan Adli Kontrol Tedbiri (CMK 100/7)

Kanunda öngörülen üst tutukluluk sürelerinin (CMK 102, TMK 10) dolduğu durumlarda, adli kontrol tedbirleri uygulanabilir.

13.1.4. Suça Sürüklenen Çocuklar Hakkında Uygulanan Adli Kontrol Tedbiri (ÇKK 20)

Suça sürüklenen cocuklar hakkında uygulanabilen ve çocuk hâkimi tarafından hükmedilebilen koruyucu ve destekleyici tedbirler (ÇKK 5 vd) vardır. Bu tedbirler adli kontrol yükümlülükleri ile bir arada uygulanabilir, fakat infaz kabiliyeti olmayan ve yasada düzenlenmeyen yükümlülük kararı verilemez (5. CD 5.12.2007, K. 9643).

Çocuklar hakkındaki adli kontrol yükümlülükleri yetişkinlere göre daha çeşitlidir. 2012 CMK değişikliği ile bunlar birbirine yakınlaşmıştır.

13.1.5. AİHM Kararları

Seyahat özgürlüğü üzerindeki kısıtlamalar normalde Sözleşme'nin 5 inci maddesi ile değil Ek 4. Protokolün 2. Maddesi ile düzenlenmektedir. Raimondo Davasında , bir İtalyan Mahkemesi, mafya türü bir örgüte üye olduğundan şüphelenilen Raimondo'nun adli kontrol altına alınmasına karar vermiştir. Buna göre, polise haber vermeden evini terk edemeyecek, belirli aralıklarla polise rapor verecek, 21 ve 7 saatleri arasında evinde bulunacak ve 2 Milyon İtalyan Lireti tutarında kefalet yatıracaktır. Mahkeme, getirilen kısıtlamaların kamu düzenini korumak ve suçu önlemek için gerekli olduğu ve hedeflenen amaçla da orantılı olduğu gerekçesiyle 4. Protokolün ihlâl edilmediğine karar vermiştir.

Kısıtlamanın söz konusu olduğu coğrafî alanın çok küçük olması durumunda,

4.         Protokol değil 5. madde kullanılmaktadır. Guzzardi Davasında  serbest dolaşım özgürlüğü bir adaya özgülenmiş ve Guzzari geceleri birkaç binalık bir alanda gündüzleri ise adanın küçük bir bölümünde kalmaya mecbur edilmiştir.

Mancini Davasında  ev hapsinin AİHS'nin 5. maddesiyle düzenlenmesi gerektiğine karar verilmiştir.

 

INFOMELDUNG_LOGINBOX
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol