23.14. Suçun İşlendiği Sırada Bir Başka Yerde Bulunma Savunması (Alibi)
23.14. Suçun İşlendiği Sırada Bir Başka Yerde Bulunma Savunması (Alibi)
Alibi savunması "belirti" delilidir. Ceza Muhakemesi Hukukunda ispat, olaydan arta kalan izler (belirti delili), olayı gören bir kişinin anlatımları (beyan delili), veya bazı istisnai hâllerde ve sadece kanunun kabul ettiği durumlarda, belge delilleri ile yapılır.
Belirti delilleri, ispat edilecek olan olayı doğrudan doğruya temsil etmezler.
Meselâ parmak izi belirtisi, belli bir zaman aralığı içinde, sanığın o objeyi tuttuğunu gösterirse de, suçu işlediğini doğrudan doğruya ispat etmez.
Tanık beyanı ise, sanığın suçu işlediğini gören bir kişinin bizzat edindiği izlenimleri yansıttığı için, doğrudan doğruya ispat aracıdır ve tek başına delil olabilir.
Sanığın suçun işlendiği sırada bir başka yerde olduğunu ileriye sürmesi (alibi), bir beyan türü olmasına rağmen, beyan delili değildir. Dolaylı delillerden biri olarak, savunma amacı ile kullanıldığında, sanık bir olaylar zinciri anlatır, suçun işlendiği sırada bir başka yerde olduğunu ortaya koymaya ve dolayısı ile de, suçu kendisinin işlemiş olduğunun imkânsız olduğu sonucuna ulaşılmasını ister.
Gerçekleşmemiş olan bir olayın (sanığın suçu işlememiş olması) "doğrudan doğruya ispat edilmesi" imkânsız olduğu için, doktrinde sanığın alibi iddiası, belirti delili olarak kabul edilmiştir (Joecks, Studienkommentar StPO, München 2006, § 261, 22).
Alibi savunmasının ispatı, "serbest ispat" kurallarına bağlıdır. Ceza Muhakemesi Hukukunda sanığın ispat külfeti bulunmadığı için, sanık suçu işlediği sırada başka bir yerde olduğunu ileriye sürer ve bunu ispat edemezse, ispat edememesi, "fiili işlediği konusunda bir belirti" olarak kullanılamaz (BGH NStZ 2004, 392): "Sanığın yalan söylemesi" aleyhine delil olarak kullanılamayacağı için, bu sonuca varmak gerekmiştir.
Bununla birlikte, sanık işlediği iddia edilen fiil hakkında "önce savunma yapmış ve olay hakkında bilgisi olduğunu ortaya koymuşsa", arkasından da suçun işlendiği bir başka yerde olduğunu iddia etmişse, bu gibi hâllerde, alibi iddiasının ortaya konamaması, sanık aleyhinde kullanılabilmektedir (BGH NStZ 1999, 423).
Sanığın suçun işlendiği sırada bir başka yerde olduğunu iddia ettiği durumlarda, savunmanın birbirleriyle uyumlu ve adeta bir olaylar zinciri oluşturan iki veya üç olayın doğru olduğunu ortaya koyması gerekir. Bu zincirin eksiksiz olması gerekir ' (BGH NStZ 1993, 596)
Savunmanın bu iddiasının mahkeme tarafından araştırılması gerekir. Mahkeme olaylar zincirini değerlendirerek, sanığın suçun işlendiği sırada başka bir yerde olduğunu kabul edilebilmek için, zincirin en zayıf halkasına bakmalıdır (Meyer- Gossner, § 261, Rdn. 25).