10.2. Ceza Muhakemesi Şartları
10.2. Ceza Muhakemesi Şartları
10.2.1. Sorumsuzluk (Mutlak Dokunulmazlık)
Bu dokunulmazlığın tanınmasının nedeni, bu dokunulmazlığa sahip olanların, yani TBMM üyelerinin ve meclis dışından atanan bakanların herhangi bir soruşturma ve kovuşturma korkusu olmaksızın işlerini rahat bir şekilde yapabilmelerinin sağlanmasıdır.
Sorumsuzluk, yasama dokunulmazlığına sahip olanların, meclis çalışmaları sırasındaki oy ve sözlerinden sorumlu tutulmamalarıdır.
Yine mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı'nın teklifi üzerine meclisçe başka bir karar alınmadıkça, bunları meclisin dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan da sorumlu tutulmaları olanaksızdır. Milletvekili sorumsuzluğunun ceza hukuku bakımından niteliği, "şahsi cezasızlık sebebi"dir
Sözler, oylar, sözleri kuvvetlendiren el, yüz vs. hareketleri bu sorumsuzluk kapsamındadır. Bu bakımdan örneğin meclis kürsüsünden TMK 7/2 kapsamında terör örgütünün; cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasının yapılması, bu sorumsuzluk kapsamında kabul edilecek ve bu suçu işleyen kişi, hiçbir zaman bu fiilinden ötürü sorumlu tutulamayacaktır.
Sorumsuzluğun geçerli olacağı "meclis" tabiri; genel kurul salonunu, meclis salonlarını, koridorlarını, yemekhanelerini, komisyonları kapsar şekilde anlaşılmalıdır. Yine meclis faaliyetinin meclis dışında yapıldığı hâllerde (örneğin araştırma komisyonu gibi) bunların çalıştığı yerler de meclis tabiri içinde mütalaa edilir.
Sorumsuzluktan, TBMM üyeleri ve meclis dışından atanan bakanlar yararlanır (AY 83, 112/son).
Sorumsuzluk süreklidir. Bu itibarla milletvekilliği süresi dolduktan sonra ya da kovuşturma yasağı kaldırılsa da milletvekili sorumsuzluktan faydalanmaya devam eder. Hakkında herhangi bir ceza kovuşturması yapılması olanaklı değildir. TBMM üyesinin ya da meclis dışından atanan bakanların bu sorumsuzluktan vazgeçmeleri de mümkün değildir.
10.2.2. Muvakkat Yasama Dokunulmazlığı (Kovuşturma Yasağı)
Geçici dokunulmazlık, milletvekilleri ve meclis dışından atanan bakanlar hakkında, mutlak dokunulmazlık kapsamına girmeyen ve suç olan fiillerinden dolayı, meclis kararı olmadan kovuşturma yapılamaması demektir.
Geçici dokunulmazlık, meclis üyesinin seçiminden önce ve sonra işlediği suçlara ilişkindir.
AY 83 gereğince böyle bir suçtan dolayı meclisin kararı bulunmadıkça, üye tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Bu sayılanların dışında kalan ceza muhakemesi hukuku işlemlerinin yapılması ise mümkündür. Örneğin arama gibi.
Geçici dokunulmazlık bütün üyelik süresince ve meclis tatilde bulunduğu sırada da devam eder.
Geçici dokunulmazlığın iki istisnası bulunmaktadır:
Bunlardan ilki ağır cezayı gerektiren suçüstü hâlleridir. Ağır cezayı gerektiren suç kavramı, ağır ceza mahkemesinin yargılama alanına giren suç olarak yorumlanabilir,
Suçüstü ise CMK 2/1-j'de tanımlanmıştır
Buna göre Suçüstü, 1. İşlenmekte olan suçu, 2. Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suçu, 3. Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suçu, ifade etmektedir.
Bu hâllerde savcılar, milletvekili hakkında derhâl soruşturma başlatabilecek ve kamu davası açabileceklerdir (AY 83/2).
Konumuz bakımından esas önem arz eden ikinci istisna ise Anayasanın 14. maddesinde belirtilen durumlardır. Burada Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Türk Devleti ile Cumhuriyeti'nin varlığına temel hak ve hürriyetlere yönelik fiiller ile devletin bir kişi veya zümre tarafından yönetilmesini sağlamak ve dil, ırk, din ve mezhep ayrımına yönelik devlet düzeni kurma amacıyla hareket edilen fiillerden bahsedilmektedir.
Görüleceği üzere Anayasanın 14 üncü maddesinde bir suç tanımı yapılmış, bir suç ihdas edilmiş veya bir takım suçlar isim olarak sayılmış olmayıp, bir takım kavramlar, ilkeler ve faaliyetler belirtilmiştir.
14'üncü maddede belirtilen hâller TCK sistematiği içinde, devletin şahsiyeti aleyhine işlenen suçları düzenlemekte ve bu faaliyetler ve bu faaliyetler, öğretide siyasal suçlar olarak adlandırılmaktadır. TCK 299-339 maddeleri arasında sayılan suçlar, siyasal suçlar arasında sayılmaktadır. Siyasal suçlara ilişkin düzenlemeler TCK'nın dışında, Askeri Ceza Kanunu, Siyasal Partiler Kanunu, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun, Dernekler Kanunu, Sendikalar Kanunu gibi kanunlarda da yer almaktadır.
Bu fiilleri işleyen üyeler, söz konusu fiiller seçimlerden önce işlenmiş ve soruşturulmasına da seçimlerden önce başlanmış olması kaydıyla geçici dokunulmazlıktan faydalanamazlar. Dolayısıyla da bu hâlde herhangi bir sınırlama olmaksızın genel hükümlere göre soruşturma ve kovuşturma işlemlerine devam edilecek ve şartları varsa yakalama, tutuklama, gözaltına alma ve zorla getirme tedbirlerine başvurulabilecektir. Ancak bu hâlde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya TBMM'ye bildirmek zorundadır (AY 83/2).
Bu fiillerden ötürü yapılan yargılama neticesinde milletvekili mahkûm edilirse, kesinleşen mahkeme kararının TBMM Genel Kurulu'na bildirilmesi ile milletvekilliği düşer.
Geçici dokunulmazlık, üyelik süresinin bitmesi veya üyelik sıfatının düşme sebeplerinden biri ile sona ermesi ve dokunulmazlığın meclis tarafından kaldırılması hâlinde sona erer. Dokunulmazlık kaldırıldığında üye hakkında CMK ve diğer kanunların müsaade ettiği bütün tedbirlere başvurulabilir. Ancak üye hakkında, sadece yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararında gösterilen fiilden dolayı kovuşturmada bulunulabilir.
Yargılama sonucu üye AY m.76'da belirtilen bir suçtan ötürü mahkûm edilir ve mahkûmiyeti kesinleşirse üyelik sıfatı düşer ve hükmedilen cezanın infazına girişilir. Diğer hâllerde cezanın infazı üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır.
Geçici dokunulmazlık bulunduğu müddetçe dava ve ceza zamanaşımı durur.