12.12. Tutuklunun Salıverilmesi
12.12. Tutuklunun Salıverilmesi
12.12.1. Tutuklunun Adli Kontrol Altına Alınarak Serbest Bırakılması
Hakkında tutuklama kararı verilmiş olan "sanığın" adli kontrol altına alınarak serbest bırakılmasını Cumhuriyet savcısı sulh ceza hâkiminden isteyebilir. Aynı hak şüpheli veya müdafiine de verilmiştir.
Adli kontrol evvelce üst sınırı üç yıl ve daha az hapis cezasını (CMK 109/1) gerektiren suçlarda uygulanabildiği için, üç senenin üstünde hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı tutuklanan kişinin adli kontrol altına alınmasını sonradan istemesi artık söz konusu olamıyordu. 2012 değişikliği ile adli kontrol genelleştirildiği için artık bütün suçlarda adli kontrol yolu açılmıştır.
Sulh ceza hâkimi Cumhuriyet savcısı ile şüpheli ve müdafii dinledikten sonra üç gün içinde karar verebiliyordu (CMK 103/1, mülga üçüncü cümle). 2005-5353 sayılı Kanun ile bu kararın dosya üzerinden verilmesi düzenlendi. CMK 105 ile CMK 103 ve 104 uyarınca yapılan istemlerde tarafların görüşlerinin alınması kuralı kabul edildi ise de, bunun sözlü değil, yazılı görüş olduğu anlaşılmaktadır. Vicahi oturumların kaldırılması yerinde değil ise de, burada sanığın serbest kalmasını sağlayan bir karar söz konusudur. Ancak müdafi tarafından talep edildiği hâllerde, sözle durum daha iyi açıklanabileceği için değişikliği yerinde bulmuyoruz.
12.12.2. Cumhuriyet savcısının tutukluyu kendiliğinden serbest bırakması.
Soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısı tutukluyu veya adli kontrol altına alınmış olan kişiyi re'sen serbest bırakmak yetkisi ile de donatılmıştır (CMK 103/2). Tutuklamaya artık luzüm görmeyen savcıya, kamu dâvası henüz açılmamış olmak şartıya sanığı derhâl salıverme yetkisi tanınmıştır (CMK 103/2, cümle 1).
Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde de, şüphe ortadan kalktığı için tutukluk sona erer, tutuklu kendiliğinden serbest kalır (CMK 103/2).
Savcıların bu yetkilerini kullanırken hasis davranmalarının sebebi, belki de bazı savcılar hakkında açılan ceza davalarıdır (CGK 27.5.2008, K. 145).
12.12.3. Tutuklunun Salıverilme İstemi (CMK 104/1)
Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında salıverilmesini isteyebilir. Bu istem hâkim veya mahkemece incelenerek tutukluluk hâlinin devamına veya sanığın salıverilmesine karar verilir (CMK 104/2). Red kararına itiraz edilebilir.
Sanığın salıverilme istemi üzerine CMK 109'a göre adli kontrol uygulanması kararı da verilebilir (CMK 105). Burada da cezanın sınırının üç yıl altında olması gerektiği unutulmamalıdır.
Soruşturma ve kovuşturma evrelerinde delil karartma şüphesi kalktıktan sonra, güvence ile adli kontrol uygulanabileceği için tutuklu şüpheli veya sanık salıverilmeyi isteyebilir. Adli kontrol uygulanabilecek olan durumlarda tutukluluk hâlinin devamına karar verilmesi Sözleşmenin 5/3 maddesini ihlâl eder (AİHM Stögmüller - Avusturya, 10.11.1989).
Salıverilme isteği için bir zaman sınırlaması yoktur. Sanık veya müdafiin salıverilme isteği için duruşma günün beklemelerine gerek olmadığı gibi, belirli aralıklarla yapılması da gerekli değildir. Mahkeme salıverilme konusunda istek olmasa da re'sen salıverilme kararı verebilir.
12.12.4. Yargıtay Tarafından Salıverilme
Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay"ın ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulu, salıverilme istemi hakkındaki kararı dosya üzerindeki incelemeden sonra verir. Bu karar resen de verilebilir (CMK 104/3).
Hükmün Yargıtayda bozulması durumunda mahkûmiyet kararı ile birlikte tutuklama kararı verilmesine, verilen cezanın süresine ve bozma sebeplerinin suçun sübutuna ilişkin bulunmamasına rağmen Yargıtay tutuklama kararının kaldırılmasına ve tahliyeye karar verebilir (8. CD 10.3.2011, K. 1823).
12.12.5. Sağlık Nedenleri İle Salıverme
Kural hakkında tutuklama kararı verilen şüpheli veya sanığın derhâl tutukevine gönderilmesidir. Ancak Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun 116. maddesinde bazı hükümlerin tutuklular hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir. Tutuklular hakkında da uygulanacak olan bu infaz hükümleri arasında 'hastalık sebebyle infazın ertelenmesi' de (m. 81) bulunmaktadır. Bu hâlde tutuklunun, tutukevine gönderilmesi 'hastalık sebebiyle' ertelenebilecektir
Ulusal mahkemelerde tutuklu veya hükümlü bulunan kişilerin, beden bütünlüklerini sağlayıcı gerekli tedaviyi sağladığı durumlarda, AİHM hasta olan kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanmasında ihlâl nedeni görmemektedir (Sakkıpoulos- Yunanistan 15.1.2004, n. 44, 45).
12.12.6. Salıverme Usulü
Maddede salıverme usulü düzenlenmiştir. Geri alma veya salıverme istemleri hakkındaki kararlar Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya müdafiin görüşü alındıktan sonra verilmelidir. Şüpheli veya sanığın müdafii varsa müdafiin görüşünün alınması yeterlidir. Bu görüşler alındıktan sonra karar dosya üzerinden verilir. İstem üzerine hâkimin sadece dosya üzerinden belge inceleyerek karar vermesi önlenmek istenmiştir. Kararlar tutuklunun salıverilmesine, salıverilme isteğinin reddine veya adli kontrol uygulamasına karar verme şeklinde olabilir ve üç gün içinde verilmelidir. Kararlar soruşturma evresinde sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilmelidir. Verilen kararlara karşı itiraz yolu açıktır.
Maddedeki düzenleme ile adli kontrol tutuklamaya seçenek bir tedbir olarak getirilmiştir. 105. madde uyarınca adli kontrol kararı verilirken 109. maddede belirtilen süre sınırı dikkate alınmalıdır. Zîra burada 109. maddeye göre adli kontrol kararı verileceği belirtilmektedir. Bu hâlde 109. maddenin bütün uygulanma koşulları gerçekleşmiş olmalıdır. Diğer bir ifade ile suçun üç yıl ve daha az hapis cezasını gerektiren bir suç olması gerekmektedir.
İtiraz tutuklama kararını veren mercie, yani sulh ceza hâkimine yapılır. Fakat itirazın yapılacağı sırada nöbetçi hâkim asliye ceza hâkimi ise, itiraz dilekçesi asliye ceza hâkimine verilmiş olsa dahi, asliye ceza hâkiminin düzeltme yetkisini kullanması için dosyayı sulh ceza hâkimine göndermesi gerekir. İtiraz dilekçesi sulh ceza hâkimine verilmişse, sulh ceza hâkiminin düzeltme yetkisini kullanması, kullanmazsa dosyayı asliye ceza hâkimine göndermesi gerekir. Olması gereken hukuk açısından tutuklamaya itirazı, tutuklama kararını veren hâkimin incelemesi gerekir. İtiraz edildiğinde tutuklama kararını veren hâkim nöbetçi değilse de adliyeye gelerek itirazı incelemelidir.
12.12.7. Salıverilenin Yükümlülükleri
CMK 106 ile getirilen düzenlemenin amacı şüpheli veya sanığın adresinin araştırılması için harcanan zaman kaybını önlemek, yargılamayı hızlandırmaktır. Tutuklu iken salıverilen sanığın muhakemesi devam etmektedir. Bu nedenle usulü işlemlere ve duruşmaya gelmek mecburiyeti vardır.
Şüphelinin sağlıklı bir şekilde çağırılmasını temin etmek için, Kanun salıverilmeden önce şüpheli veya sanığı, yetkili yargı merciine veya tutukevinin müdürüne adresini ve varsa telefon numarasını bildirmekle yükümlü kılmıştır (CMK 106/1).
Her türlü adres değişikliklerini bildirmek mecburiyeti de vardır. Adres değişikliğini bildirmediği takdirde bilinen adrese yapılan bildirimler geçerli olur. Ancak bunun için şüpheli veya sanığa, salıverilirken verdiği adreslerdeki her türlü değişiklikleri bizzat gelerek veya iadeli taahhütlü mektupla bildirmesi için uyarıda bulunulması gerekir. Adres bilgilerindeki değişiklikleri bildirmeyen şüpheli veya sanığın eski hâle getirme talebi kabul edilmeyecektir. Meğerki adres bildirmemesi kusursuz olsun.