20.2. Teknik İzlemenin Kapsamı (CMK 140_1)
20.2. Teknik İzlemenin Kapsamı (CMK 140/1)
Teknik araçlarla izleme kamuya açık, aleni yerlerdeki faaliyet için uygulanabilir. Bu izleme belli bir kişinin ısrarlı ve sistematik şekilde izlenmesidir.
Ancak bir defaya mahsus olarak ve suç işlendiği sırada bir kayıt yapılmışsa, bu işlem CMK 140 kapsamında değerlendirilmez. Meselâ aleni bir alanda yapılan toplantı veya gösterinin çekilen videoları ceza muhakemesinde delil olarak kullanılabilir (8. CD 17.10.2007, K. 7299; 9. CD 1.5.2007, K. 3617).
Yargıtay kamuya açık alan kavramını geniş yorumlamaktadır. Meselâ Edirne gümrüğünde çalışan görevlilerin görevin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle yarar sağlamak amacı etrafında birleşerek, örgüt kurdukları şüphesi ile soruşturma başlatılmış ve CMK 140 kapsamında teknik takip yapılmış, tesadüfi deliller de ele geçirilmiştir. Yargıtay bu olayda, gümrük sahasında çalışan personelin peronlardaki faaliyetinin, "iş yerinde" sayılmayacağı, özel hayat beklentisi bulunamayacağı gerekçeleri ile ses ve görüntü kayıtlarının (tesadüfi olanlar da dâhil) delil olarak kullanılabileceğine karar vermiştir (5. CD 26.12.2006, K. 10661).
Teknik araçlarla izleme konusundaki bu düzenleme 4422 sayılı Kanunun 3 ncü maddesindeki yetkiye nazaran, büyük ölçüde daraltılmıştır. 4422 numaralı Kanunun konut ve ikametgâhın da teknik izlemeye tabi olmasını kabul etmişken, CMK 140/1 konut ve ikametgâhı dâhil etmemiş sadece kamuya açık yerlerdeki faaliyetler ve işyerini yetki kapsamında tutmuştur. CMK 140/5, "bu madde hükümlerinin kişinin konutunda uygulanamayacağını" açıkça belirtmektedir.
"Teknik araçlarla izleme" şüpheli veya sanığın kamuya açık yerlerdeki faaliyetlerinin ve işyerinin teknik araçlarla izlenmesi, ses veya görüntü kaydının alınmasıdır (CMK 140/1).
Ses ve görüntü kaydı dışında diğer teknik cihazların kullanılması, meselâ GPS ile nerelere gittiğinin uydudan izlenmesi ve kayda alınması CMK da yer almamaktadır. Bu bir kanuna aykırılıktır. Konu Uzun/Almanya kararında AİHM tarafından tartışılmış ve teknik gelişmelere kapının kapanmaması gerektiği vurgulanmıştır.
Özel kişilerin çektiği gizli video filmleri, Anayasal haklara ağır bir müdahâle teşkil ediyorsa delil olarak kullanılamaz (AnyM. 14 22.6.2001, K. 2). Ancak gizli video çekiminin savunma delili olarak kullanıldığında farklı yaklaşımlar vardır: kaydı yapan kişiye yönelik olarak işlenen bir suçun ispatı amacı ile kullanma kabul edilebilir (4. CD 22.12.2009, K. 21077). Meselâ sanık doktorun muayenehanesine giden ve kamera ile gizli çekim yapan Sevil adlı haber elemanı, İl Jandarma Komutanlığında geçici görevli olarak çalışmış, ancak adresi bulunamadığı için ifadesi alınamamıştır. Askeri Yargıtay Daireler Kurulu, video bandının soruşturma makamları tarafından çekilmemesi, hâkim kararı bulunmaması ve çekimi yapanın tanık olarak dinlenmemesi gerekçeleri ile "delil elde etme yasağı" kapsamına girdiğini kabul etmiş ve "delil değerlendirme yasağı"açısından ise hukuka uygun diğer delillerle mahkûmiyet kararı verileceğine karar vermiştir (AsCMK 163) (ASYDKK 29.12.2005, K. 116).